Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2011 00:00
Türkiye’nin hem istihdam hem de ihracat açısından en önemli sektörleri arasında yer alan tekstil, konfeksiyon ve hazır giyim 2011 yılının son çeyreğinde ihracattaki düşüş eğilimiyle panikledi. Avrupa’daki krizden kaygı duyan sektör, 2012 yılına endişeyle giriyor.
HEM istihdam hem de ihracat açısından lider sektörlerden olan tekstil, konfeksiyon ve hazır giyim 2011, yılında son 3 aylık dönem dışında iyi performans gösterdi. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü 2010 yılında 14.6 milyar
dolar olan ihracatını, 2011’de 16 milyar dolara çıkardı. Ancak yılın son çeyreğindeki rakamlar, düşüş yönündeki trende dikkat çekiyor. Hazır giyim sektörünün Türkiye’deki büyüklüğünün ise 30 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ise 2011 Ocak-Eylül aralığında hazır giyim
ciro endeksi bir önceki yılın aynı aylarına kıyasla yüzde 18.8-40.4 arasında değişen oranlarda arttı. 2011 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye’den 14.9 milyar dolarlık hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı yapıldı. İhracat 2010 yılının Ocak-Kasım dönemine kıyasla yüzde 12.9 arttı. Aylık bazda bakıldığında ihracatta son üç aylık dönemde negatif bir seyir yaşandı. Kasım 2011’de Kasım 2010’a kıyasla ihracat yüzde 3.2 düştü. Ekimdeki düşüş yüzde 2.4, eylülde ise yüzde 1.8 oldu. Eylül-kasım döneminde ihracatın düşmesi sektörü endişelendiriyor.
Darbe üstüne darbe yedi
Sektör aslında TL’nin değer kaybetmesiyle ihracatta avantajlı bir konum yakalamış olsa da darbe üstüne darbe yedi. Bunlardan biri hammadde fiyatlarındaki artış, diğeri bazı ürünlere getirilen ilave gümrük vergileri oldu. En son aralarında İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, Birleşmiş Markalar Derneği, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği, Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ve pek çok birlik ile sektörel dernekten oluşan Hazır Giyim Sektör Kurulu dokuma ve örme kumaşa getirilen ek vergilerin son dört ayda 700 milyon dolar ihracat kaybına yol açtığını belirterek isyan etti.
Tekstilde durum
Tekstil ve hammaddeleri açısından da 2011’i ilk 8 ay ve son 4 ay olarak ikiye bölmek gerekiyor. İlk 8 ay tekstil ve hammaddeleri ihracatı ayda ortalama yüzde 30 artış yaşarken, son 4 ay bu oranları yakalamak imkansız hale geldi ve tüm yıl yüzde 20 artışla kapanıyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle her şeye rağmen yılı 8 milyar dolar ihracatla kapadıklarını belirterek, “2011 yılı ihracat hedefi tuttu ama 2012 senaryosunu yeniden yazmak gerekecek. Pek çok dinamik değişti. 2012 talebin az, arzın fazla olduğu bir yıl olacak. Yine de yüzde 15 artış bekliyoruz” diyor. Gülle, Avrupa’daki kriz nedeniyle alternatif pazarlarda hareketlilik yaratmaya çalışacaklarının altını çiziyor.
Koruma kalkmaz ve Avrupa toparlanmazsa ihracat artmaz
TÜRKİYE Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin, 2011 yılını şöyle değerlendirdi:
İhracatta son dört ayki ihracat geçen yılın aynı aylarına göre gerileme gösterdi. Bunde maliyet artışları ile korunma önlemlerinin yarattığı olumsuz koşullar etkili olurken, Avrupa’nın yavaşlama etkisi sınırlı kaldı. İhracat yıl genelinde miktar bazında hemen aynı kaldı. İhracatın dolar cinsi artışında kısmen
parite, kısmen de ortalama ihraç birim fiyatlarındaki yükselme etkili oldu.
2010’da 2.7 milyar dolar olan hazır giyim ithalatı temmuz ayında uygulanmaya başlanan korunma önlemlerine rağmen yılı yüzde 10 artışla yaklaşık 3 milyar dolar seviyesinde kapatıyor. Yurtiçi perakende pazarındaki hızlı genişleme nedeniyle korunma önlemlerine rağmen ithalat devam ediyor.
Hazır giyim sanayi üretimi 2010’da yüzde 8.2 büyüdükten sonra, 2011’de büyüme yavaşladı ve yaklaşık yüzde 2 oranına geriledi. Bu büyümenin nedeni de iç pazardaki büyüme.
Korunma önlemleri ile birlikte üretim maliyetleri artarken, yabancı alıcıların Türkiye’den mal satın alma iştahı azalma eğilimine girdi.
2012’de üretim aynen sürer. İhracat artış performansı ise 2011’in altında kalacak. İhracat yüzde 6.8 artarak 17 milyar dolar civarında gerçekleşecek. Bu iyimser beklentinin gerçekleşmesi için Avrupa Birliği’nin resesyona girmemesi ve korunma önlemlerinin kaldırılması gerekiyor. Aksi takdirde artış olasılığı zayıflıyor.
Türkiye’yi dünyanın ayakkabı üssü yapacağız
TÜRKİYE Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı İslam Şeker, sektörde 18 bin 500 kayıtlı işletmede 240 bin kişiye istihdam yarattığını belirterek “Yılda 220 milyon çift ayakkabı üreterek Türkiye ekonomisine 5.2 milyar dolar katkı sağlıyoruz. Dünyada 9‘uncu Avrupa’daysa 3’üncü sıradayız. Türkiye’yi dünyanın ayakkabı üssü yapma arzumuz var.”
1.5 milyar dolarlık deri ve deri mamulleri ihraç ettik
İSTANBUL Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Lemi Tolunay, 2000 yılının başlarında yaklaşık 550 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren deri ve deri ürünleri sektörünün 2010’da ihracatını katlayarak 1.3 milyar dolarlık ihracat düzeyine ulaştığını, 2011 yılını ise 1.5 milyar dolarla kapatmaya hazırlandığını söyledi. 2023 yılında 4.5 milyar dolarlık ihracat hedefi koyan sektör, 2012 yılı için temkinli.
Avrupa’daki kriz bizden çok Uzakdoğu’yu vuracak
İSTANBUL Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, 2011 yılının son üç ayında ihracattaki gerilemeye değinerek, “2012’de ise kumaşa getirilen ilave gümrük vergisi kaynaklı maliyet artışı ve küresel ekonomideki daralma beklentiyle tüm sektörler gibi hazırgiyim sektöründe de ilk 1-2 ay sıkıntı görünebilir” dedi. Ocak ayından sonra bazı avantajlarından dolayı Türkiye’nin ihracatırı artacağını vurgulayan Tanrıverdi şöyle konuştu: “Türk hazır giyim sektörü ihracatının yüzde 80’ini Avrupa’ya yapmasına rağmen, bu pazardan toplamda sadece yüzde 12 pay alıyor. Son üç aya baktığımızda Avrupa pazarlarındaki daralmanın ihracatımızı olumsuz etkilendiğini görüyoruz. Ancak Avrupa pazarlarındaki daralma, Türkiye’den çok önümüzdeki dönemde büyük oranlı ürün aldıkları Uzakdoğu pazarlarını olumsuz etkileyecektir. Oradan boşalan yeri, AB’nin Çin’den sonraki en büyük ikinci tedarikçisi olan Türkiye doldurabilir.”
Tanrıverdi, Türkiye’nin böyle bir ortamda hızlı ve küçük terminli ihracatıyla Avrupa’daki yüzde 12’lik toplam pazar payını daha yukarılara çıkaracağını savundu.