Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 23, 2005 02:04
Cemil ve Yaşar Dalkıran kardeşlerin Dalkıran Grup’u, tekstil makinesi ticaretinden kazandığıyla bundan sonra ‘varoşlara’ modern alışveriş merkezleri kuracak. Bayrampaşa’da 25 trilyonluk yatırımla tamamlanan Aquarium Alışveriş Merkezi, 10 Eylül’de açılıyor. Cemil Dalkıran, ‘Varoşların Akmerkezlerini biz kuracağız’ dedi.
TEKSTİL sektöründen sermaye yapanlar farklı alanlara yatırım yapmaya başladı. Geçim derdine çare bulmak için 1967’de İstanbul’a göç eden Bitlisli Dalkıran Ailesi’nin iki çocuğu Yaşar ve Cemil Dalkıran, tekstil makineleri ticareti ve üretimiyle biriktirdikleri sermayeyi şimdi İstanbul’un varoşlarında modern alışveriş merkezleri kurmak için kullanacak. Dalteks A.Ş.’nin ilk alışveriş merkezi Aquarium, 25 trilyonluk yatırımla Bayrampaşa’da tamamlandı ve 10 Eylül’de açılacak.
GAZETE SATAN ÇOCUK:
Cemil Dalkıran, önümüzdeki dönemde de yatırımlarının bu yönde ağırlık kazanacağını söylüyor ve şöyle başlıyor anlatmaya: ‘Bitlis’te imkansızlıklar içinde olduğumuz için 1967’de İstanbul’a göçtük. 8 çocuklu (4 kız 4 erkek) bir aileyiz. Ben ve kardeşlerim ilkokul okurken çalışmaya başladık. Ben ilkokuldayken Son Gazetesi satardım ek iş olarak. Fiyatı 15 kuruştu. Merkezi de Balat’taydı. 50 tanesi 6.5 liraydı 7.5 liraya satar 1 lira kazanırdım. O zamanlar Hürriyet, Milliyet ve Tercüman satmak için paso gerekiyordu. Bir kefil buldum ve Hürriyet, Milliyet ve Tercüman da sattım.’
3 KARDEŞİN MÜCADELESİ: Ailenin en küçüğü olarak kendisi gazete satarken iki ağabeyinin de hiç boş durmadığını belirten Cemil Dalkıran şöyle devam ediyor: ‘Benim bir büyüğüm ayakkabı boyacılığı yapıyordu. Bir büyümüz de lahmacun satıyordu. En büyük kardeşimiz ise pek çalışmıyordu. O büyük olduğu için biraz kafasına göre takılıyordu. Biz 3 kardeş babam da dahil hayat mücadelesi veriyorduk. Babam ayakkabı tamirciliği yapıyordu. Ben de sonradan ayakkabı boyacılığına başladım. İlkokula giderken ellerimiz hep boya kalıntısı içindeydi ve tırnak aralarındaki görüntü hep sorun oluyordu.’
HERKES AYNI ODADA: Cemil Dalkıran, çocukluk yıllarındaki fakirliği hiç unutmuyor. Çünkü anne baba ve 8 çocuk tek odalı bir evde yatmışlar uzun süre. Sonra çok çalışmanın ilk meyvesi olarak daha geniş bir eve taşınmışlar. Bu evde de tekstil-triko işiyle tanışmışlar. Dalkıran devam ediyor: ‘Taşındığımız evin üst katında bir komşumuz vardı. Kendisi trikoyla uğraşıyordu ve bizim kardeşler olarak çalışkanlığımız dikkatini çekmiş. İlk olarak ağabeyimi triko atölyesinde işe aldı. Sonra bir kardeşim daha oraya girdi. Ailede iki trikocu olunca 1972’de bir de baktık biz kendi atölyemizi açmışız. Ben de bu atölyede makinede çalışmaya başladım.’
İkinci el satıcı tavsiye etti Stoll, bizi distribütör yaptıDALKIRAN Kardeşler ikinci el makine ticaretine 1988’e kadar devam eder. Bu dönemde Türkiye’deki satışlarından hiç memnun olmayan Stoll iyi bir distribütör arayışına girmiştir. Cemil Dalkıran, ‘Stoll’ün Türkiye’de mümessili vardı ama umduğu kadar makine satamıyordu. Almanya’daki makine satıcılarına sorarak Türkiye’de makine satışında kimler iyi öğrenmişler. 1988’de stoll geldi ve bizi buldu. O zamana kadar yılda 15-20 makine satıyormuş. Bize ‘siz yılda kaç makine satarsınız’ diye sordular. Biz de 120 makine satarız dedik. Pek inanmadılar. Stoll ile 1989’da anlaşmayı imzaladık, 1990’da işe başladık ve 90 makine sattık. Çünkü Stoll 30 makine talebimizi karşılamadı. Sonra yılda 1000 makineye kadar çıktık. 2002’ye kadar böyle sürdü. Sonra işler geriledi ve 500 makineye indi. Makinelerin tanesi 80 bin
Euro civarında. Ayrıca yılda 250-300 tane de kendi ürettiğimiz makinelerden satıyoruz.’
Hem 5 şirketi var hem de kira zengini
DALKIRAN Grup uzun süredir Türkiye’nin en yüksek kira geliri elde edenler listesinde ilk 100’de adından söz ettiriyor. Halen Bayrampaşa’da kendine ait 67 bin metrekarelik alana sahip, çok ilginç bir hanı bulunan Dalteks’in bu binasında 270 konfeksiyon ve triko firması kiracı. Dalkıran Grup’un halen 5 şirketi bulunuyor. Bunlar; Dalteks AŞ, Dal Leasing, Dalteks Kollektif, Dalteks ltd. ve Dal Elektronik ltd. Dalkıran Grup son olarak alışveriş merkezleri yatırımları için CYD turizm şirketini kurdu.
Trikoculuk yaparken, ikinci el makine ticaretine girdikDALKIRAN Kardeşler trikoculuğa başlar ama bu arada piyasada triko makinelerine olan talep dikkatlerini çeker. Bir süre sonra trikoculuk yapmak yerine makinelerin ticaretini yapmanın daha kárlı olacağını düşünürler. Cemil Dalkıran şöyle devam ediyor: ‘Birçok insan bu makineleri arıyor ama bulamıyordu. Yugoslavya göçmeni bazı vatandaşlarımız ise ikinci el makineleri Avrupa’dan getirip içerde satıyorlardı. Biz de Avrupa’yı bilen pek kimse yoktu ama bir taraftan fason triko üretirken bu arada 7-8 tane remayöz, birkaç tane overlok makinesi getirip sattık. Bir kardeş Almanya’ya gidiyor, makine topluyor. Biz de burada satıyorduk. Otomatik dokuma makineleri de getirip satmaya başladık. Almanya’dan borç makine alıp getirip satıyorduk ve parasını da günü gününe ödüyorduk.’
Alışveriş merkezi işine tesadüfi girdik, iyi oldu
CEMİL Dalkıran, yaklaşık 80 milyon Euro’luk makine cirosu ve 200 daimi istihdamı ile Dalkıran Grup’un bundan böyle alışveriş merkezleri kurmaya yöneleceğini söylüyor. Dalkıran şöyle anlatıyor yeni vizyonu: ‘Şu anda Aquarium İş Merkezi hariç 200 istihdamımız var orayla birlikte 400 oluyoruz. Makine üretiminden asla vazgeçmeyiz. Ancak yeni yatırım alanları da geliştiriyoruz. Aquarium Alışveriş Merkezi’ni bu anlamda tamamladık. 25 trilyonluk bir yatırım oldu ve Eylül 10’da açılacak. 18 bin metrekarelik bir alanda 64 dükkan, 4
sinema salonu, fastfoodlar, kapalı otopark v.s. Aklımızda hiç yokken girmiş olduk. İyi de yapmışız. Şu anda bütün yerlerimiz dolmuş durumda. Varoşların Akmerkezlerini biz kuracağız. İlki burası olacak. Birkaç tane daha açacağız. Özellikle de böyle kentin dışı sayılan ama kalabalık ve potansiyeli yüksek yerlerde düşünüyoruz. Biz alışveriş merkezlerini doyum noktasına ulaşmış yerlere değil, gelişen yerlere kuracağız. Bayrampaşa Aquarium’a yılda 3 milyon insan sirkülasyonu bekliyoruz.’
Özel sektör, kendini kayda aldı, bürokrasi anlamadı
TÜRKİYE’de uzun süredir tartışılan ‘sanayi envanteri’ sorunu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından sessiz sedasız çözümlendi. Ancak envanterin ‘kendi işi olduğunu düşünen’ bürokrasi temel bilgilerin TOBB’a aktarımını reddediyor. TOBB’un kendi üzerinden geçen kapasite raporlarına dayanarak oluşturduğu 60 bin işletmeyi kapsayan ‘envanter bilgileri’ ‘Sanayi Bilgi Sistemi-Sanayi Veritabanı adıyla http://sanayi.tobb.org.tr/ adresinde internette yayınlanmaya başlandı.
ORTADA KİMSE KALMIYOR: İlgili bakanlık ve bağlı kuruluşlardan Enerji Tüketimi, SSK, Vergi, İthalat-İhracat Bilgileri talep eden TOBB’a hiçbir kuruluştan yeşil ışık yanmadı. Bu konudaki bilgi akışını sağlayacak kanunun çıkarılması için hazırlanan taslak da beklemede. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘Söze gelince herkes yaptığımızın çok başarılı ve yararlı olduğunu söylüyor ancak, sonra ortada kimse kalmıyor’ dedi. Halen kapasite raporlarından hareketle oluşturdukları 60 bin şirketlik sanayi envanterinin ‘büyüklük dikkate alındığında’ Türkiye’nin sanayi kapasitesinde yüzde 80’lik bir karşılığa sahip olduğunu söyleyen Başkan Hisarcıklıoğlu, ‘Bu envanteri inceleyen hangi ilde kaç tane un fabrikası, tektstil tesisi var görebiliyor. Son derece yararlı bilgiler bunlar. Ancak, istihdam, enerji tüketimi, ciro gibi daha fazla bilgi ve yüzde 100’e yakın temsil için diğer bilgilerin de bize açılması gerekiyor’ diye konuştu.
Edirneliler Lalapaşa çimentoya talip
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu üyesi ve Edirne Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Yardımcı, Lalapaşa Çimento Fabrikası’nı almak için Edirne’de bir oluşum ve isteğin olduğunu belirtti. Yardımcı, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Başkanı Ümit Mıhlayanlar’la ortaklaşa düzenlediği basın toplantısında, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nca (TMSF) 10 Ekim 2005’te yapılacak olan Lalapaşa Çimento Fabrikası’nın ihalesine katılacaklarını söyledi.
GGİD: KOBİ’ler nefes alamıyor
GAZİANTEP Genç İşadamları Derneği (GGİD) Başkanı Ataman Şerbetçi, Türkiye’de ekonomik veriler iyiye doğru giderken ciddi ölçüde şikayet seslerinin yükselmeye başladığını söyledi. Şerbetçi, geleneksel sektörlerin önemini, kárlılığını, istihdam gücünü, üretim kapasitesini günümüzde yavaş yavaş kaybettiğini ifade etti. Otomotiv, beyaz eşya ve madencilik gibi sektörlerdeki hızlı gelişmelerin Türkiye’de makro ekonomik tabloya makyaj yaptığı iddiasında bulunan Şerbetçi, ‘Rakamlar ve ilgili sektörler açısından bakıldığında bu tablo doğrudur. Ancak, göz ardı edilmeyecek olan önemli bir nokta bu tablonun Türkiye’deki çok büyük bir ölçeği de yansıtmadığıdır’ dedi. KOBİ’ler için rekabet ve hayat şartlarının zorlaştığını, nefes alınamayan bir ortama girildiğini anlatan Şerbetçi, şunları söyledi: ‘Güçlü bir marka bağı, güçlü bir sermaye yapısı, teknolojik yenilikçi ve modern bir üretim yapısı olmayan, çok hızlı ve global bir pazarlama ağına güncel mantıkla ulaşamayan KOBİ’ler yerinde saymaya devam ediyor’ dedi.
Mersin iki tesisin açılmasını istiyor
MERSİN’in Tarsus İlçesi Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Karagözlü, kentte kurulu Çukurova Sanayi İşletmeleri ile YİDAŞ İplik ve Dokuma Tesisleri’nin bir an önce açılmasını istedi. Karagözlü, son aylarda ardı ardına kapanan fabrikalar nedeniyle Tarsus’un ekonomisinin kötüye gittiğini söyledi. Çukurova Holding’e ait Çukurova İşletmeleri ile YİDAŞ İplik ve Dokuma Tesisleri’nin de kapalı olmasının kent ekonomisini olumsuz yönde etkilediğini anlatan Karagözlü, her iki fabrikanın açılması için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın devreye girmesi gerektiğini ifade etti.
Konya’dan solaklar için av tüfeği
AV tüfeği üretimi ile bilinen Konya’nın Beyşehir İlçesi’ne bağlı Üzümlü Beldesi’nde faaliyet gösteren bir firma solaklara özel yarı otomatik av tüfeği üretti. Beldede faaliyet gösteren Lazer Silah Sanayii Limited Şirketi Genel Müdürü Mehmet Bayraktar, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ürettikleri yarı otomatik ve tam otomatik av tüfeklerine solaklardan da oldukça yoğun talep geldiğini söyledi. Kendilerinin de gelen bu yoğun talep üzerine solak insanların kullanabileceği bir av tüfeği üretmeye karar verdiklerini ifade eden Bayraktar, ‘Bunun üzerine yaklaşık 6 ay süren bir AR-GE çalışması yaparak, solak olanların rahat bir şekilde kullanabileceği av tüfeklerinin projesini hazırladık’ dedi.