Demet CENGİZ BİLGİN
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2006 00:00
Türk tekstil ve hazır giyim sektörü tüm dünyada kotaların kalkmasından bu yana sertleşen global rekabette umulmadık başarılara imza attı. 2006 başında yüzde 10 gerileyen hazır giyim sektörü, üretimdeki yüzde 5’lik daralmaya rağmen, ihracatta Kasım ayında yüzde 1’lik artışı yakaladı. Tekstil ve hammaddeleri ise 2007 için hedef büyütüyor. 2008’e kadar uzatılan kotalar da 2007’ye iyimser bakmayı sağlıyor.
TÜRK tekstil ve hazır giyim sektörü tüm dünyada kotaların kalktığı 2005 yılından bu yana sertleşen global rekabette başarısını sürdürdü. Yüzde 30-40 daralması beklenen sektör, bütün negatif öngörüleri alt üst etti. 2008’e kadar 10 kategoride uzatılan kotalar da sektörün 2007’ye iyimser bakışını destekliyor. Tekstil ve hammaddeleri sektörü 2007 için hedef büyütüyor. Bir zamanlar yüzde 40 artış oranlarını gören hazır giyim ihracatı, 2006’da aylık bazda genellikle 2005’in gerisinde kalırken, yılın ilk aylarında yüzde 10’lar düzeyinde seyreden düşüş ancak Kasım’da yüzde 1 artışa döndü.
TÜRKİYE ALTERNATİF OLDU: Avrupa Birliği’nin 10 kategoride 2008 yılına kadar kotaları uzatması ise Türkiye’ye nefes aldırdı. Çin’de üretim yaptıran Avrupa’nın önemli satınalma ofisleri ve dev şirketler, 2005’te kotaların dolmasıyla gümrüklerde kalan milyonlarca parça maldan önemli bir ders çıkardılar ve alternatif üretim merkezi olarak Türkiye’ye yöneldiler. Türkiye Avrupa’ya yakınlığı, üretim hızı, kalitesi ve bildik bir üretici olmasıyla en önemli alternatif olarak öne çıktı çıktı. Üretimin daha pahalı olmasına rağmen Türkiye’nin tercih edilme sebeplerinden biri de entegre bir tekstil sektörüne sahip olmasıydı. Hızlı teslimat da Türkiye’yi, Avrupalı alıcılar için farklı bir pozisyona getirdi. Bütün bu gelişmeler sayesinde Türkiye, hazır giyim ihracatının yüzde 76’sını oluşturan Avrupa Birliği ihracatını korumayı başardı.
MARKA OLMANIN GÜCÜ: 2006’da Türk tekstil ve hazır giyim sektöründeki kimi üreticiler, maliyetlerin Türkiye’ye kıyasla çok daha düşük olduğu Mısır başta olmak üzere Kuzey Afrika ve Orta Asya ülkelerine yönelirken, kimileri de Anadolu’da üretimi yeniden keşfetti. Sektör tasarıma, daha nitelikli üretime, markalaşmaya, Ar-Ge ve aktif pazarlamaya ağırlık vermeye başladı. Tekstil sektörü 2006’da 6 milyar
dolar ihracat yaptı ve 2007 için 7 milyar
dolar hedef koydu. Hazır giyim ve konfeksiyon ise 2006’da 13.8 milyar dolar olan ihracatını, 2007’de 14 milyar dolara çıkarmayı planlıyor. Hazır giyim firmaları yurt dışında başlattığı markalaşma atağını da sürdürüyor. Türk markaları yurtdışında çok sayıda mağaza yatırımı yapıyor. Turquality projesi bu kapsamda önemli bir destek oluyor.
2007 DEĞİL, 2008 KRİTİK: Muhtemel siyasi krizler ve onun yansıması olarak ekonomide yaşanabilecek kırılganlıklara rağmen, 2007 olumlu beklentilerle girilen bir yıl. Sektör için asıl tehlike ise geçici kotaların sona erdiği 2008’de başlayacak. Her fırsatta üretim maliyetlerinin sürekli artmasından, yüksek enerji fiyatlarından şikayet eden sektör temsilcileri, önlemler alınması için çağrı yapıyor. Eğer 2007 Lale Devri havasında geçer ve geçici kotaların ortadan kalmasıyla 2008’de Kral’ın çıplak olduğu ortaya çıkarsa, artık sektör için alınacak önlem de kalmayacağa benziyor.
Turquality hız verdiTÜRK markaları için kalite güvencesi veren, aynı zamanda, yurtdışı mağaza-markalaşma süreçlerine destek olan, Turquality projesi, yurtdışındaki markalaşma sürecine hız verdi. Uygulandığı üç yıl boyunca kapsama alınan ilk 15 markanın 13’ü yurtdışında 64 mağaza açtı. Geçtiğimiz günlerde kapsamı genişletilen projede, kapsam dışına çıkarılan ve yeni eklenenlerle desteklenen hazır giyim ve tekstil markası sayısı 16’ya çıktı.
Daha nitelikli ürünlerle moda merkezleri fethedildiİSTANBUL Tekstil ve Hammaddeleri Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, tekstil ve hammaddeleri sektörünün 2006 yılı kazanımları doğrultusunda bu yıl 6 milyar dolar olan ihracatın, 2007 için 7 milyar dolar olarak hedeflendiğini söyledi. Gülle şöyle devam etti: "Rusya, Kuzey Afrika gibi pazarlarda attığı adımların olumlu sonuçlarını toplayan sektör, genel ihracat hacmi artarken, Avrupa’nın moda üreten önemli ülkelerine de ihracatını artırdı. Daha nitelikli ürünlerle İtalya, Yunanistan, Portekiz gibi ülkelere ihracatın artması da sektörün gelişiminin bir göstergesi. İhracatta oransal olarak en büyük artış Rusya’da yaşandı. AB 25’ler yüzde 45’lik pay ile hálá sektörün tartışmasız en büyük pazarı. 2006’nın ilk dokuz aylık döneminde en çok örme kumaşlar ihraç edildi. Ev tekstili ihracatı 2 milyar dolara ulaştı." Sektör için en büyük tehlikenin maliyetler olduğuna işaret eden Gülle, 2007’de yapılacak iki seçimin bir krize dönüşmemesini umduklarını söyledi.
2010’da 50 milyar dolarlık tekstil ve hazır giyim ihracatıTÜRKİYE Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜTSİS) Başkanı Halit Narin, 2006’da Türk sanayicisinin üstüne düşen görevleri büyük bir özveriyle yerine getirdiğini belirterek, "Mayısta yaşanan dalgalanmaya rağmen ortadaki büyümeyi beğenmemek veya görmezden gelmek mümkün değil. 2006’da temel sorun yine işsizlik ve kayıt dışı istihdam oldu. Tekstil sektörü de küresel başarısını ispatladı, ihracat ve istihdam kaynağı sanayi olarak ekonomiye güç katmaya devam etti. 100 milyar dolarlık AB tekstil ve hazır giyim pazarında, özellikle hızlı moda sektöründe, pazar payını gelecek yıllarda da artıracak. AB toplam ithalatının yüzde 15’ini Türkiye’den yapıyor. Türkiye 450 milyar dolarlık küresel tekstil pazarından yüzde 4 pay alıyor. Oysa, rekabetçi girdilerin sağlanması halinde pazar payımızı hızla artırabilecek beceri ve güce sahibiz. İhracatın 20 milyar dolardan, 2010 yılında 50 milyar dolara çıkması ve dünya pazarından yüzde 10 pay almak hedefimiz."
2007’yi daralmadan geçmek istiyoruz TÜRKİYE Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Aynur Bektaş, "Ekonominin iki seçimli 200’yi en az hasarla ve beklentilerde bozulma yaşamadan geçirmesi önemli" dedi. Bu konuda Merkez Bankası’nın belirleyici olacağına işaret eden Bektaş şu değerlendirmeleri yaptı: "Hazır giyim sektörü 2007’de ihracat rakamını korumak istiyor. 14 milyar doların üzerine çıkarma hedefimiz de var. Öte yandan sanayi üretimindeki yüzde 4.5’lik daralmayı da sona erdirmek istiyoruz. 2006 hazır giyim sektöründe yeniden yapılanmaya bağlı olarak konsolidasyon ve toplulaşmanın hızlandığı bir yıl oldu. Sektörde rekabet olanağı ve kárlılığını kaybeden her ölçekten bazı firmalar kapandı. İşletmelerde yeniden yapılanma da sürüyor. Tasarım ve koleksiyon kapasiteleri iyileşiyor, daha kaliteli, nitelikli ve pahalı ürünlere yönelme oluyor. Anadolu’da yatırım ve üretim daha çok tercih ediliyor. Markalaşma çalışmaları; aktif pazarlama yapılıyor. Yurtdışı mağazacılık faaliyetleri genişliyor. Avrupa ve yakın bölgelerde yer alacak Türk markaların sayısı hızla artacak. İç pazarda da yeni yabancı markaların girişi ile rekabet artacak."
2007’de hedefleri tutturmak siyasi ekonomik istikrar ve kurlara bağlıİSTANBUL Hazır giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, 2007 yılında belirlenen hedeflerin siyasi istikararın devamına ve kurlarda beklenen bir miktar yükselmeye bağlı olduğunu söyledi. 2007’de doların yıl sonu itibariyle 1.55-1.60 YTL,
Euro’nun ise 2.1-2.2 YTL aralığında olmasının beklendiğini anlatan Orakçıoğlu şöyle konuştu: "Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü 11 ayı 12.6 milyar dolar ihracatla kapadı. 11 aylık dönemde yüzde 1 oranında artış yakaladık. İhracat artışının en büyük nedeni 2004 ve 2005 yılında yapmış olduğumuz mücadelenin sonucunda İstanbul deklarasyonunun etkisiyle Avrupa Birliği’nin Çin’e karşı 10 kategoride kota koyması ve bu kota limitlerinin yıl sonlarına doğru dolması. Çin’in mal satamaması sektöre bir avantaj olarak yansıdı. 2007 yılında küresel düzeyde dünya ticaretini büyük boyutlarda etkileyebilecek belirli bir gelişmeden bahsetmek mümkün değil. En büyük sorun pazardaki payın artırılması ve rekabet olacak. Bunları aşması için de maliyete dayalı rekabet faktörleri ve maliyet dışı rekabet faktörleri yönünde ilerleme ve gelişmelerin sağlanması gerekiyor."