Güncelleme Tarihi:
RENAULT-Nissan-Mitsubishi ittifakını kurarak dünyanın bir numaralı otomotiv devi haline getirdiği için Japonya’da ‘İmparator’ ve ‘kurtarıcı’ lakaplarıyla anılan 64 yaşındaki Carlos Ghosn, pazartesi günü Gulfstream G650 özel jeti ile Tokyo Haneda Havaalanı’na indi. Ghosn, jetten iner inmez havaalanında polisler tarafından tutuklanarak Tokyo Cumhuriyet Savcısı’nın bürosuna götürüldü. Aynı anda Nissan’ın genel merkezinde de incelemeler yapan Tokyo Savcılığı, Brezilya’da doğan Lübnan asıllı Fransız vatandaşı Carlos Ghosn’un 2011-2015 yılları arasında beş kez ücretini düşük gösterdiği ve maaşını 44 milyon dolar düşük göstererek bildirimde bulunduğunu açıkladı. Savcılık, Ghosn’un tutuklanmasına karar vererek, Tokyo’nun kuzeyinde göçmenlerin tutulduğu bir cezaevine sevk etti.
HAFTADA 2 BANYO
Avukat Ayano Kanezuka, tutukluluk kararı 10 gün uzatılan Ghosn’un prensip olarak tek kişilik hücrede kaldığını belirtirken, bir diğer avukat Lionel Vincent ise, “Hücre şartları basit ve sıradan ama ısıtma, yatak gibi ihtiyacınız olan her şey var. Ayrıca demir parmaklıklarla çevrili bir iç avlusu da bulunuyor” dedi. Tokyo’nun kuzeyindeki 12 katlı cezaevinde hüküm giymiş suçlular ve ömür boyu hapis almış mahkumlar da bulunuyor. Çok sıkı önlerin alındığı cezaevinde, ışıklar 7’de yanıp akşam 9’da sönüyor. Kahvaltı, öğle ve akşam yemeğinin verildiği yerde, mahkumlar günde yarım saatlik fiziksel egzersiz yapma seçeneğine sahip ve haftada iki kez banyo yapabiliyorlar. Cezaevinde mahkumların kendi kıyafetlerini giyme imkanı var ama intiharları önlemek için bağlar, ipler ve kemerler alınıyor. Japonya’da söz konusu yasa ihlallerine 10 yıla kadar hapis cezası veriliyor. Mahkeme bazı durumlarda ise cezayı 89 bin dolardan başlayan para cezasına çevirebiliyor. Ama hem para hem hapis cezası da uygulanıyor. Tokyo Savcılığı ayrıca Nissan’ın operasyonlarında da konuyla ilgili herhangi bir usulsüzlük tespit edilmesi halinde şirkete 6.2 milyon dolar ceza kesilebileceğini bildirdi.
4 ÜLKEDE EVLER ALDI
Japonya’da vergi kaçırdığı ve Nissan’ın parasıyla Franza, Brezilya, Lübnan ve Hollanda’da arsa ve evler alıp ranta çevirdiği iddiasıyla tutuklanarak cezaevine konulan Carlos Ghosn’ı görevine ilişkin darbeler ise önce Fransa sonra Japonya’dan geldi. Renault’da yüzde 15 hisseye sahip olan Fransız devleti, Renault’dan “geçici bir yönetim oluşturmasını” istedi. Carlos Ghosn’a, daha önce yerine yetiştirmesi istenen, Fransa’nın ünlü işadamı Vincent Bollore’nin yeğeni Thierry Bollore’nin vekalet edeceği açıklandı. Nissan ise önceki gün yaptığı yönetim kurulu toplantısında oy birliğiyle Carlos Ghosn’u mali usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle görevden aldı. Nissan’ın Fransız ortağı Renault son anda oylamanın ertelenmesi talebinden vazgeçti. Nissan yeni başkanı 20 Aralık’taki yönetim kurulu toplantısından önce belirlemek istiyor. Nissan yönetim kurulunda Renault’yu temsil eden üyelerin de destek verdiği ve oybirliğiyle alınan bu karar, Ghosn’un hafta başında tutuklanmasıyla başlayan yönetim krizinin sonuna gelindiğinin işareti olabilir.
GHOSN NEDEN GÖZDEN ÇIKARILDI?
Renault kulislerinde yolsuzluk iddiasının birden ortaya çıkması konusunda soru işaretleri büyüyor. Japon otomotiv devi Nissan’ın, 1999 yılında firmayı kurtaran ve hakkında kitaplar bile yazılan bir kurtarıcı imajına sahip Carlos Ghosn’u “neden birden, hem de bu kadar sert ve kesin bir metotla gözden çıkardığı” konuşuluyor. Kulislerde Japonya’nın Nissan ve Mitsubishi’nin geri planda kaldığı, grup üzerinde Renault’nun daha çok söz sahibi olmasına son vermek istediği ve bunun için düğmeye basıldığı” dedikoduları dile getiriliyor. Carlos Ghosn’un maaşı Toyota’nın patronunun 7 katı. Japonlar bu durumdan bir süredir rahatsızdı. Kendi kişisel harcamalarını bile geniş tutması, Nissan’a ödetmesi, uzun süre yürütülebilecek bir durum. Ghosn, kendinde buna dikkat etmeyecek gücü görmüş. Japonların yönetme biçimi bunları anlayacak bir sistem değil.
19 YILLIK İTTİFAKIN SONU YAKLAŞTI MI?
CARLOS Ghosn’un ihracı 19 yıllık Renault-Nissan ittifakının geleceği hakkında belirsizlik yarattı. Renault ve Nissan Ghosn’un mimarı olduğu bu ittifak ile dünyanın en büyük otomotiv üreticilerinden biri haline gelmişti. Ghosn’un görevden alınması ise hem Fransız hem de Japon tarafında var olan gerilimleri su yüzüne taşıdı.
Nissan 1999 yılında iflasın eşiğindeydi. Renault 5 milyar Euro karşılığında şirketin yüzde 36.8’ini satın aldı. O dönem Renault’nun iki numarası olan ve “Maliyet Katili” lakabıyla tanınan Carlos Ghosn, Nissan’ı ayağa kaldırmak için Japonya’ya gönderildi. Ghosn 20 binden fazla kişiyi işten çıkardı. Kâr etmeyen araçların üretimine son verdi, tedarikçileri bıraktı, fabrikaları kapattı. Nissan hızla kârlı bir şirket haline gelirken Ghosn’un yıldızı Japonya’da parladı.
Renault 2002 yılında Nissan’daki payını yüzde 44.4’e çıkardı. Nissan da karşılık olarak Renault’da yüzde 15 pay aldı. Ancak Nissan’ın paylarının oy hakkı bulunmuyordu.
Ghosn, 2005 yılında icracı en üst düzey isim olarak Renault’ya döndü ancak Nissan’ın başında olmaya da devam etti. Renault’nun şu anda Nissan’da yüzde 43.4 payı bulunuyor.
Nissan zaman içinde büyük ortağı Renault’dan daha büyük hale geldi.
2015’te Fransa devleti zaten hissedarı olduğu Renault’daki payını aniden artırarak Nissan’ı şaşırttı. Fransa, Renault’nun uzun vadeli yatırımcıların oy hakkını ikiye katlayan hukuki düzenlemeden kaçamaması için böyle bir karar aldı. Nissan, Renault’nun kontrol hakkına sahip hisseleri yüzünden doğrudan Fransız devletinin nüfuzu altına gireceğinden kaygılanmıştı. Renault anlaşmazlığı gidermek için, bir hissedarlar anlaşmasıyla Nissan üzerindeki haklarının sınırlanmasına razı oldu. Fransa devleti Kasım 2017’de Renault’daki payını azalttı.