Güncelleme Tarihi:
17 Aralık sürecinin ardından Başbakan Erdoğan’ın cemaatçi kesime karşı bürokraside giriştiği tasfiye operasyonu bugün halen devam ediyor. Yargının ardından bazı bakanlıklardaki kapsamlı değişikliklerin ardından sıra Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) gibi ekonomi yönetiminin kilit kurumlarına gelmiş gözüküyor.
Bu arada “paralelci bürokrat tasfiyesi” kapsamına, Hükümetin göreve getirdiği ama “politikacının her dediğini yapmayan bürokratlar”ın da alındığı, parti içindeki grupların etkinlik mücadelelerini bu alana da taşıdıkları gözleniyor. Fırsattan istifade bazı dini gruplar bürokraside etkinlik atağı başlatmış gibi…
Başbakan Erdoğan’ın son yerel seçimlerin ardından “mutlak gücü”nü tüm kamu üzerinde daha fazla hissettirmeye başladığı da gözlemler arasında. Bir başka deyişle bürokrasinin yapılacak işler konusunda zaten az olan söz hakkı kalmadı, verilen talimatların mutlaka yapılması gerektiği konusunda bir algı iyice nüfuz etti. Bu iklim işini iyi yaptığı, siyasetle fazla işi olmadığı bilinen cemaatçi olmayan bürokratların da görevden alınacağı spekülasyonlarına neden oluyor.
Bunun son örneğini Merkez Bankası’nda görmeye başladık. Geçtiğimiz hafta içerisinde, “Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın bu hafta yapılacak genel kurul öncesinde istifaya zorlandığı” söylentileri kulislerde dolaşmaya başladı. Bankacılara sorduğumuzda böyle bir şeye ihtimal vermediklerini ama Merkez Bankası’nda değişim söylentilerinin kulislerde dolaştığını söylediler. Başkanın görev süresinin devam ettiğini görevden alınamayacağını herkes biliyor ama “istifaya zorlanıp yerine genel kurulda madde eklenip yeni atama yapılacağı”, ya da genel kurul sonrası bu değişimin yaşanabileceği ihtimallerine, “Artık her şey olabilir” diyerek açık kapı bırakıyorlar.
Başbakanın piyasalardaki istikrarı bozmamak için böyle bir tasarrufa girmesi pek beklenmiyor ama bankacılık kesiminde “paralelci diye iki başkan yardımcısı alınacak” söylentisi iyice yayılmış durumda. Başkan yardımcılarının da görev süresi devam ediyor ama istifaya zorlanma olabileceği konuşuluyor.
BÜROKRASİDEKİ TEDİRGİNLİK CİDDİ
Bu arada işini yapmaya çalışan bürokratlarda ciddi bir yılgınlık olduğunu açıkça gözlüyoruz. “Artık iş yapılacak ortamın hiç kalmadığını” belirten bir bürokrat, istifaya zorlanmanın yanında bazı üst düzey bürokratların, başkan ve müsteşarların bile, bu havadan etkilenip kendiliğinden istifalarının gündeme gelebileceğini, bazı kurum başkanlarının bu konuda açık açık yakınmalarını dile getirmeye başladıklarını söyledi.
Bürokrasideki huzursuzluğunu örneklerinden birini 17 Aralık operasyonunda evinde bulunan milyonlarca dolar nedeniyle gözaltına alınmasına rağmen, Ziraat Bankası yönetim kuruluna atanan Süleyman Aslan olayında yaşadık. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve ilgili bürokratların itirazına rağmen Başbakan Erdoğan bu atamayı yaptı. Babacan’ın Washington’da bu atama için “siyasi iradenin kararı” demesi, “siz de o irade içinde değil misiniz?” diye sorulduğunda gülümsemekle yetinmesi, rahatsızlığı ortaya koyan bir tavır olarak algılandı.
Merkez Bankası’nın yanında BDDK ve SPK’da da çok sayıda bürokratın görevden alınacağı, başkanların veya yardımcılarının bile alınabilecekleri yoğun olarak konuşuluyor. Bazı internet siteleri ve twitter’da Hükümete ve güvenlik kuruluşlarına yakın isimler bir süredir alınacak isimleri açıkça yazıyorlar.
Hükümetin başından beri bürokrasi atamalarında partizanca davrandığını, tecrübe ve liyakata değil siyasi ve dini aidiyete baktığı biliniyor. Buna rağmen ekonomi yönetiminde işini iyi yapan, piyasalar tarafından takdir edilen az sayıdaki bürokratın da tasfiyesi halinde, ekonomi bundan zarar görecektir.