Güncelleme Tarihi:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, eylül ayında bir önceki yıldan gelen yüksek baz etkisinin de katkısıyla enflasyonda belirgin bir düşüş kaydedileceği belirtildi.
Kurulun 12 Eylül'de gerçekleştirdiği PPK toplantısına ilişkin yayımlanan özette, ağustos ayında yüzde 0,86 arttığı, yıllık enflasyonun 1,64 puan düşerek yüzde 15,01'e gerilediği anımsatıldı.
Enflasyondaki düşüşte büyük ölçüde temel mal ve enerji gruplarının belirleyici olduğu, gıda yıllık enflasyonundaki yavaşlama eğiliminin sürdüğü ifade edilen özette, Türk lirasındaki istikrarın yanı sıra enflasyon beklentilerindeki iyileşme, emtia fiyatları ve iç talep koşullarının seyrinin çekirdek enflasyon göstergelerinin yıllık enflasyonundaki düşüşü desteklediği kaydedildi.
Özette, bu görünüm altında, çekirdek göstergelerin eğilimindeki ılımlı seyrin korunduğu bildirildi.
Eylül ayında bir önceki yıldan gelen yüksek baz etkisinin de katkısıyla enflasyonda belirgin bir düşüşün kaydedileceği vurgulanan özette, gıda ve alkolsüz içecekler grubu yıllık enflasyonunun ağustos ayında 0,99 puan düşerek yüzde 17,22'ye gerilediği hatırlatıldı.
Özette, bu dönemde yıllık enflasyonun hem işlenmemiş hem de işlenmiş gıda grubunda gerilediği aktarıldı.
Ertelenmiş maliyet etkilerine bağlı olarak mayıs ayından itibaren yüksek artışlar gösteren işlenmiş gıda fiyatlarının aylık artış eğiliminin ağustos ayında yavaşladığı belirtilen özette, öncü göstergelerin yıllık gıda enflasyonundaki yavaşlama eğiliminin eylül ayında da sürdüğüne işaret ettiği ifade edildi.
"TEMEL MAL GRUBU ENFLASYONUNDAKİ YAVAŞLAMA EĞİLİMİ SÜRÜYOR"
PPK özetinde enerji grubu fiyatlarının ağustos ayında yüzde 0,34 arttığı, bu dönemde, Türk lirasındaki ılımlı seyir ve petrol fiyatlarındaki gerilemeye bağlı olarak düşen akaryakıt fiyatlarının, doğalgaz fiyatlarındaki yükselişin etkisini sınırladığı belirtildi.
Eylül ayında doğalgaz fiyatlarında yapılan ayarlamanın yukarı yönlü etkisine rağmen, enerji grubu yıllık enflasyonunun baz etkisiyle gerilemeye devam edeceği öngörülen özette, ağustos ayında tütün ürünleri fiyatlarının yüzde 20,84 arttığı ve grubun yıllık tüketici enflasyonuna katkısının 0,99 puan yükseldiği bildirildi.
Özette, ağustos ayında temel mal grubu yıllık enflasyonunun 4,79 puanlık düşüşle yüzde 13,02 olarak gerçekleştiği anımsatıldı.
Bu gelişmede dayanıklı ve diğer temel mal gruplarının etkisinin öne çıktığı ve giyim grubu yıllık enflasyonunun ise sınırlı bir artış gösterdiği ifade edilen özette, "Dayanıklı mal grubu fiyatları beyaz eşya fiyatlarındaki artışa karşın, otomobil fiyatlarındaki düşüş öncülüğünde gerilemiştir. Diğer temel mallar grubu fiyatları, 2010 yılının haziran ayından bu yana ilk defa sınırlı da olsa aylık bazda düşüş kaydetmiştir. Bir önceki yıldan gelen belirgin baz etkisinin yanı sıra yakın dönemdeki döviz kuru gelişmeleri ve iktisadi faaliyetteki ılımlı seyrin etkisiyle temel mal grubu enflasyonundaki yavaşlama eğiliminin sürdüğü değerlendirilmektedir." değerlendirmesi yapıldı.
Özette, hizmet grubu fiyatlarının ağustos ayında yüzde 1,12 yükseldiği, grup yıllık enflasyonunun 0,38 puan gerileyerek yüzde 14,19 olduğu belirtildi.
Yıllık enflasyonun lokanta-otel ve haberleşme gruplarında gerilediği, kira ve ulaştırma gruplarında yatay seyrettiği, diğer hizmetlerde ise artış gösterdiği kaydedilen özette, "Lokanta-otel grubunda yemek hizmetleri kaynaklı görülen yavaşlamada gıda fiyatlarındaki ılımlı seyir de etkili olmuştur. Diğer hizmetler grubundaki yüksek aylık artışta ise temel belirleyici özel üniversite ücretlerinde gözlenen yükseliş olmuştur. Bu görünümle hizmet grubu ana eğiliminde sınırlı bir yavaşlama izlenmiştir. Bu dönemde, iç talep koşullarının hizmet enflasyonu üzerindeki düşürücü etkisinin; bazı kalemlerdeki birikimli maliyet artışları, reel birim iş gücü maliyetleri ve geçmiş enflasyona endeksleme eğilimine bağlı olarak sınırlandığı değerlendirilmektedir. Eylül ayında, ulaştırma hizmetlerinde şehir içi ulaşım kalemi kaynaklı fiyat artışlarının gözleneceği öngörülmektedir." ifadelerine yer verildi.
"DIŞ TALEP NİSPETEN GÜCÜNÜ KORUMAKTADIR"
PPK özetinde son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanma eğilimini sürdürdüğü belirtildi.
Sanayi üretiminin temmuz ayında, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 4,3 yükselerek, haziran ayında uzatılan bayram tatilinin de etkisiyle görülen düşüşün geçici olduğunu gösterdiği vurgulanan özette, bu görünümün, son dönemde sanayi üretimindeki artışı destekleyen diğer ulaşım araçları sektörü dışlandığında da korunduğu ifade edildi.
Özette, öncü göstergelerin, ılımlı toparlanma eğiliminin üçüncü çeyrekte devam ettiğine ve iktisadi faaliyetin sektörel yayılımının bir miktar iyileştiğine işaret ettiği kaydedildi.
Küresel büyümenin görünümündeki zayıflamaya rağmen rekabet gücündeki gelişmelerin etkisiyle mal ve hizmet ihracatı artış eğilimini sürdürdüğü, özellikle turizmdeki güçlü seyrin doğrudan ve bağlantılı sektörler kanalıyla iktisadi faaliyeti desteklediği belirtilen özette, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Son dönemde başta Avrupa Birliği ülkeleri kaynaklı olmak üzere küresel büyüme görünümünde kısmi yavaşlama sinyalleri gözlenmekle birlikte dış talep nispeten gücünü korumaktadır. Avrupa Birliği bölgesine yapılan ihracat miktarındaki kısmi yavaşlamaya rağmen, diğer bölgelerdeki güçlü performans mevsimsellikten arındırılmış altın hariç ihracat miktar endeksinin artış eğilimini korumasını sağlamıştır. Aynı dönemde, yabancı ziyaretçi sayısı ile seyahat ve taşımacılık gelirlerindeki güçlü artış eğilimi de korunmuş ve hizmet ihracatının büyümeye desteği devam etmiştir. Turizmdeki güçlü seyrin, başta giyim olmak üzere dayanıksız tüketim malları üretimi ve taşımacılık hizmetleri gibi sektörler kanalıyla ekonomiye yayılımı, yurt içi yerleşik talebindeki zayıf seyri kısmen telafi etmektedir."
"NET İHRACATIN BÜYÜMEYE KATKISI SÜRECEK"
Özette, büyüme kompozisyonunun dış dengeyi olumlu etkilediği belirtilerek, "Yurt içi talep görünümüne bağlı olarak firmaların dış piyasalara yönelme eğilimi ve pazar çeşitlendirme esnekliği mal ihracatını desteklemektedir. Gecikmeli döviz kuru etkileri, krediler ve iktisadi faaliyetteki ılımlı seyir ithalat talebini sınırlamakta, turizmdeki güçlü seyirle birlikte dış dengedeki iyileşme hızlı bir şekilde devam etmektedir. Bu doğrultuda, cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin sürmesi beklenmektedir." ifadeleri kullanıldı.
İş gücü piyasası verilerinin nispeten zayıf seyretti ifade edilen özette, 2019 yılının mayıs dönemi verilerine göre nisan dönemine kıyasla tarım dışı istihdamın azaldığı, tarım dışı işsizlik oranının ise arttığı bildirildi.
Özette, istihdamın sektörel kompozisyonu incelendiğinde, bir önceki döneme kıyasla, sanayi istihdamının yataya yakın seyrederken, hizmet ve inşaat sektörlerinde istihdamın düşüş kaydettiği kaydedildi.
Gelecek dönemde net ihracatın büyümeye katkısını sürdüreceği, enflasyondaki düşüş eğilimiyle birlikte risk primi ve finansal koşullardaki iyileşmenin ekonomideki kademeli toparlanmayı destekleyeceği öngörülen özette, "Bu görünüm altında toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönlü katkısını sürdürmesi beklenmektedir." ifadeleri kullanıldı.
KÜRESEL İKTİSADİ FAALİYETTEKİ İVME KAYBI SÜRECEK
Yayımlanan özette, küresel iktisadi faaliyetin, özellikle Avro Bölgesi ve Çin’deki yavaşlamanın etkisiyle ivme kaybını sürdürürken, başta imalat sektörüne ilişkin veriler olmak üzere gerileyen öncü göstergelerin yavaşlamanın devam edeceğine işaret ettiği belirtildi.
ABD ve Çin arasındaki ticaret anlaşmazlıklarının devam etmesi ve korumacılık önlemlerinin başka ülkelere de yayılma ihtimalinin, Avro Bölgesi’nde yavaşlamanın belirginleşmesinin, Brexit’e ilişkin belirsizliklerin sürmesinin ve diğer jeopolitik gelişmelerin küresel ekonomi politikaları üzerindeki belirsizliğin yüksek seyretmesine ve küresel finansal piyasalardaki kırılganlıkların sürmesine neden olduğu vurgulanan özette, söz konusu unsurların, küresel ekonomik aktivite üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tuttuğu ifade edildi.
Özette, emtia fiyatlarının küresel iktisadi faaliyetin ivme kaybetmesiyle talep kaynaklı olarak düşüşünü sürdürerek gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde enflasyondaki aşağı yönlü seyri desteklediği bildirildi.
Küresel iktisadi faaliyetin yavaşlamasına ek olarak, ham petrolde artan arz fazlasının, gelecek dönemde ham petrol fiyatlarının ılımlı bir seyir izleyeceğine işaret etmekle birlikte, jeopolitik risklerin önemini koruduğu aktarılan özette, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Yakın dönemde küresel iktisadi faaliyetin zayıflaması ve enflasyona dair aşağı yönlü risklerin belirginleşmesiyle gelişmiş ülke merkez bankaları para politikaları genişleyici yönde şekillenmeye başlamıştır. Bu durum, gelişmekte olan ülke finansal varlıklarına yönelik talebi ve risk iştahını desteklemekle birlikte, korumacılık önlemleri ve küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizlikler gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımları üzerinde aşağı yönlü risk unsurları olarak öne çıkmaktadır. Söz konusu unsurların gerek sermaye akımları gerekse dış ticaret kanalıyla finansal piyasalar ve yurt içi iktisadi faaliyet üzerinde oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir."
"MEVDUATTA TÜRK LİRASINA YÖNELİM ARTTI"
Özette, Türkiye ülke risk priminin, para politikasındaki temkinli duruş ve makroekonomik göstergelerdeki iyileşmenin yanı sıra, gelişmiş ülkelerde genişleyici yönde şekillenmeye başlayan para politikası görünümüne bağlı olarak haziran ayının ikinci yarısında geriledikten sonra dalgalı bir seyir izlediği belirtildi.
Ülke risk primi ve kur oynaklığının yüksek seviyelerde seyretmeye devam etmesi ve süregelen küresel belirsizlikler ile jeopolitik risklerin orta vadeli enflasyon görünümü üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tuttuğu vurgulanan özette, şunlar kaydedildi:
"Temmuz ayında yapılan faiz indirimi ve takip eden döneme ilişkin indirim beklentileri kredi ve mevduat faizlerinin bir önceki PPK dönemine göre belirgin oranda gerilemesine neden olmuştur. Mevduat faizlerindeki düşüşe rağmen, Türk lirasının istikrarlı seyri ve enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin de etkisiyle son dönemde mevduatta Türk lirasına yönelimin arttığı görülmektedir. Tüketici kredilerinde destekleyici kredi paketleri ve mevsimsel ihtiyaçların da etkisiyle canlanma görülürken, ticari kredi büyümesi yatay seyretmektedir. Söz konusu gelişmede genel ekonomik görünüme ilişkin beklentilerin yol açtığı arz yönlü etkilere ilave olarak, ertelenmiş kredi talebinin ve yatırımlardaki zayıf seyrin etkili olduğu değerlendirilmektedir. Önümüzdeki dönemde, bankacılık sektörü likidite ve sermaye yeterlilik oranlarındaki iyileşmenin ve faizlerdeki düşüşün kredi büyümesini destekleyeceği öngörülmektedir. Kredi koşullarındaki normalleşmenin hızı, kapsamı ve sürdürülebilirliği iktisadi faaliyet görünümü açısından önemli olacaktır."
"MEVCUT PARA POLİTİKASI DURUŞU, HEDEFLENEN DEZENFLASYON PATİKASIYLA BÜYÜK ÖLÇÜDE UYUMLU"
PPK özetinde iç talep koşullarının enflasyon üzerindeki sınırlayıcı etkisine karşın, enflasyon beklentilerinin bulunduğu seviyelerin orta vadeli enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk oluşturmaya devam ettiği belirtildi.
Enflasyon beklentilerinin çıpalanmasının, para politikası etkinliğinin desteklenmesi ve enflasyon-büyüme ödünleşiminin sınırlanması açısından kritik önem taşıdığı vurgulanan özette, gıda fiyatlarının seyrinin enflasyonun kısa vadeli görünümü üzerinde etkili olabilecek risk unsurlarından biri olduğu bildirildi.
Özette, işlenmiş gıda fiyatları üzerindeki birikmiş maliyet etkilerinin büyük ölçüde tamamlandığı ve bu grupta ağustos ayında ılımlı bir fiyat artışı kaydedildiği ifade edildi.
İşlenmemiş gıda enflasyonunun ise olumlu görünümünü koruduğuna işaret edilen özette, "Bu çerçevede, gıda fiyatlarının seyrinin enflasyonun kısa vadeli görünümü üzerinde oluşturabileceği risklerin Temmuz Enflasyon Raporu öngörülerine göre aşağı yönde seyrettiği değerlendirilmektedir. Enflasyon görünümündeki iyileşme devam etmektedir. İç talep gelişmeleri ve parasal sıkılık düzeyi enflasyondaki düşüşü desteklemektedir. Enflasyonun ana eğilimine dair göstergeler, arz yönlü faktörler ve ithalat fiyatları enflasyon görünümünü olumlu etkilemektedir. Bu gelişmelere bağlı olarak, güncel tahminler yıl sonu itibarıyla enflasyonun Temmuz Enflasyon Raporu’nda verilen öngörülerin bir miktar altında kalabileceğine işaret etmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinin 325 baz puan indirilmesine karar vermiştir. Gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirilmektedir." görüşlerine yer verildi.
Özette, Kurul'un, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığı vurgulandı.
Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerektiği belirilen özette, "Bu çerçevede, parasal sıkılığın düzeyi ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir." değerlendirmesi yapıldı.
"ÜLKE RİSK PRİMİNDE GÖRÜLEN İYİLEŞME SÜRECİNİN DEVAM ETMESİ FİYAT İSTİKRARI VE FİNANSAL İSTİKRAR AÇISINDAN ÖNEMLİ"
PPK özetinde Kurul'un, son dönemde ülke risk priminde görülen iyileşme sürecinin devam etmesinin fiyat istikrarı ve finansal istikrar açısından önemini vurguladığı belirtildi.
Bu kapsamda, para politikası etkinliğinin desteklenmesi ve olası enflasyon-büyüme ödünleşiminin asgariye indirilmesi açısından makro finansal politikaların finansal oynaklık ve risk primini düşürmeye odaklı bir şekilde belirlenmesi ve maliye politikasının öngörülebilirliğinin güçlendirilmeye devam edilmesinin kritik önem arz ettiği ifade edilen özette, şunlar kaydedildi:
"Para politikası duruşu oluşturulurken, maliye politikasına dair esas alınan görünüm fiyat istikrarı ve makroekonomik dengelenmeye odaklı, para politikasıyla eşgüdüm arz eden bir politika duruşu içermektedir. Bu doğrultuda, yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarının geçmiş enflasyona endeksleme davranışının azaltılmasına yardımcı olacak şekilde belirleneceği varsayılmıştır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir. Para politikası ve maliye politikası arasında kuvvetlendirilen eşgüdümün sürekli ve sistematik bir yapıya dönüştürülmesi yönünde yürütülmekte olan ortak çabaların fiyat istikrarını sağlamaya katkıda bulunması beklenmektedir. Bunun yanı sıra, enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesi fiyat istikrarına ve dolayısıyla toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır."