Güncelleme Tarihi:
Geçen hafta Bahçeşehir Üniversitesi’nden Dr. Ümit Aktaş, Ntv.com.tr’ye yaptığı açıklamada, test edilen tavukların yüzde 50’sinin karaciğerinde inorganik arsenik bulunduğunu ve bu maddenin kanserojen kimyasallar arasında en zehirli olanı olduğunu söylemişti.
AÇIKLAMALAR BİLİMSEL DEĞİL DENMİŞTİ
Dr. Aktaş’ın gündeme getirdiği konunun medyada geniş bulmasından sonra ‘yanıt’ niteliğindeki ilk açıklama Sağlıklı Tavuk Bilgi Platformu Danışma Kurulu’ndan geldi.
Kurul açıklamasında, Dr. Aktaş’ın yaptığı açıklamanın bilimsel olmadığı savunuldu.
Açıklamada, üretimin AB standartlarına uygun yapıldığı kaydedildi. Konu ile ilgili bir açıklama da Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlık açıklamasında, "Ülkemizde roxarsone etken maddeli ilaç veya yem katkı maddesi ruhsatlı değildir. Bu ürünlerin ithalat ve satışı yasaktır" denildi.
TAYAR: İDDİA SAHİPLERİNİN VİZİTE ÜCRETLERİ VE KİTAP SATIŞLARI ARTIYOR
Tartışmaya ilişkin son açıklama ise Uludağ Üniversitesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar’dan geldi.
Bu tür iddiaları ortaya atan uzmanların bir süre sonra vizite ücretlerinin ve kitap satışlarının arttığını öne süren Tayyar, tavuk etinde arsenik bulunduğu iddiasının gıda terörü olduğunu söyledi.
O İLAÇLAR TÜRKİYE'DE KULLANILMIYOR
Tayyar, “2006 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) tarım politikalarıyla ilgili bir dergide, ABD’de kullanılan yem katkılarının tavukların karaciğerinde arsenik kalıntısı oluşturduğu yönünde bir rapor yer almıştı. Burada arsenik kalıntıları normal seviyede olmasına rağmen, arseniğin korkutuculuğu sebebiyle ABD’de 2013’te üçü, 2015’te ise biri tamamen yasaklandı. Habere bu gözle bakıldığında bundan 9 yıl önce ABD’de böyle bir risk öngörüldüğü için, böyle bir ihtimal olabilir diye yasaklanmış. ABD’yi ilgilendiren bir haberin, Türkiye'de ‘tavukta arsenik tehlikesi’ olarak yansıtılmasını doğru bulmuyorum. Sadece bu haberle ilgili internetteki arama motorunda yaklaşık 400 bin tane haber sitesi olduğunu görüyoruz. İnsanlarımız da bu haberleri görünce ‘eyvah çocuklarımıza tavuk yedirmeyelim’ diye düşünüyor” dedi.
9 YIL ÖNCE ABD’DE YAŞANDI
Tavuk etinin beslenme açısından önemli bir protein kaynağı olduğunu savunan Tayyar, “İnsan için olmazsa olmaz gıdalardandır. Türkiye’de kanatlı sektörü çiftlikten sofraya kadar gıda güvencesi açısından kontrol ediliyor. Ayrıca altını çizerek söylüyorum, söz konusu yem katkı maddeleri Türkiye’de kullanılmıyor. Hal böyleyken bu haberlerin gündeme gelmesi bana pek sağlıklı gelmiyor. O tarihte ABD’deki haberleri tararsanız, orada hiç bu kadar tartışılmamış, sadece tedbir alınmış. Ancak 9 sene önce ABD’de yaşanan bir olayın biz Türkiye’de 10 bin kat daha fazla üstüne gitmişiz. Bana sorarsanız bu bir gıda terörüdür. Bu tip haber çıkaran uzmanların bir süre sonra hasta sayılarında inanılmaz bir artış olduğuna, vizite ücretlerinde ve kitap satışlarında bir artış olduğuna dikkat çekmek istiyorum” dedi.
BU DA GIDA TERÖRÜ
Tayyar açıklamasının devamında “Her sene bir şeyleri kaybediyoruz. ‘Yoğurt yemeyin, tavuk yemeyin, süt içmeyin’ gibi laflarla insanların en önemli besin maddelerinden, protein kaynaklarından uzaklaşması sağlanıyor. Oysa bir ülkenin beslenme açısından gelişmişliği tükettiği protein oranıyla çok yakın ilgilidir. Nasıl bir terörist bomba patlatarak topluma bir korku yayıyorsa bu gıda terörü haberiyle de Türkiye’de tavuk tüketiminin en az yüzde 10 azaldığını düşünüyorum. Bunun Türkiye’deki çocuklara yapılacak en büyük terör saldırılardan biridir diye düşünüyorum. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı şu anda ülkedeki bütün kanatlı ürünlerini çok daha hassas kontrol ediyor. Laboratuvarlarda yüzlerce arkadaş çok ciddi çalışmalar yapıyor. En ufak bir problem çıktığı zaman ise onlar çok daha katı ve acımasız bir şekilde müdahale ediyor” diye konuştu.