Güncelleme Tarihi:
M. Salih Tatlıcı’nın geride kalan iki eşi ve çocukları arasındaki miras kavgası sürüyor. 3 milyar dolar olarak hesaplanan mirasın paylaşımı ile ilgili çok sayıda dava açılmış durumda. Tatlıcı’nın koleksiyonundaki yüzlerce değerli tablo ise yeni bir dava konusu. Uğut Tatlıcı’nın bir numaralı sanık olduğu davada Nurten Tatlıcı’nın yanı sıra, personelleri Bülent Gültekin, Ertune Biter ve Murat Yüce, güvenlik görevlisi Hüseyin Katırcı’nın darp edilmesi ile suçlanıyor. 10 yıla varan hapis istemi ile yargılanan sanıklara yönelik suçlamalar arasında, ‘suça azmettirmek, kasten yaralama, tehdit, hürriyeti tahdit ve hakaret' suçları bulunuyor.
'NE GEREKİYORSA YAPIN'
38. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava dosyasına Murat Yüce’nin sunduğu iki ayrı mektup çarpıcı bilgiler içeriyor. Hakkında dava açılmayacağı, başına birşey gelmeyeceği yönünde kendisine telkinde bulunulması nedeni ile darp olayına karıştığını anlatarak itiraflarda bulunan Yüce, dava açıldığı için samimi itiraflada bulunmak istediğini anlatıyor. Gerçeği konuşmaması için baskı altında kaldığını öne süren Yüce mektubunda özetle şunları söylüyor:
“Pilma Pil Sanayi Fabrikası’nda hırsızlık olayı olduğu haberi sonrası fabrikaya gittik. Nurten Hanım, Uğur Tatlıcı da fabrikaya geldiler. Fabrikada resimlerin, tabloların ve antika bronz saatlerin çalındığını tespit ettik. Oradaki bekçilerin konuşturulması kararlaştırıldı. Güvenlik görevlisi Hüseyin Katırcı’nın konuşturulması için ne gerekiyorsa yapılması kararlaştırıldı. Nurten Hanım ve Bülent Gültekin ayrıldılar. Uğur Bey, Ertune ve bana, fabrikanın girişinde bulunan süpürge sopalarını göstererek ‘alın ve gerekeni yapın’ dedi.”
GÜVENLİKÇİNİN BOĞAZINA FALÇATA
Biter ve kendisinin güvenlik görevlisi Katırcı’ya yöneldiğini, kulübenin içinde bir süre darp ettiklerini anlatan Yüce devamında “Ertune, falçatayı Hüseyin’in boğazına dayayıp hırsızlığı kabul etmesi için baskı yaptı. Daha sonra Hüseyin’i inşaata götürmek için arabaya bindirdik. Ertune, yolda yine falçatayı Hüseyin’in boğazına dayadı. Yarım saat kadar dolaştık. Hüseyin hırsızlığı kabul etmedi” şeklinde yazdı.
TUTANAK TUTULDU POLİSE GİDİLMEDİ
Olay sonrası Etiler’deki şirket merkezinde toplandıklarını anlatan Yüce, yaşanan hırsızlık olayı için tutanak tutulduğunu anlattı. Tutanağa kendisi ile birlikte Bülent Gültekin ve A.F.Ö. isimli bir başka personelin imza attığını anlatan Yüce mektubunda “Fakat bu tutanağın karakola, savcılığa verilmediğini, şikâyet edilmediğini biliyorum” şeklinde yazdı.
‘TABLOLAR SAKLANDI HIRSIZLIK SÜSÜ VERİLDİ’
Tatlıcılar’a ait Pilma Fabrikası’da gizli bir bölmenin oluşturulduğunu değerli eserlerin burada saklandığını anlatan Yüce “Şirketin bir yerine gizli bir oda yapıldı. Orada, birçok eski eser ve tablolar saklıydı. Bu tarihi eserler ve hatta içlerinde padişah fermanı olduğunu öğrendiğim tablolar özel bir şekilde buraya konuldu. Bu olup bitenlerden, buradaki eşyaların gizlenmek için hırsızlık olayı varmış gibi gösterildiğini tahmin ediyorum. Çünkü hem polise haber verilmedi hem de gizli oda yapıldı” dedi.
‘DARPTAN HABERİM YOK’
Davanın 20 Kasım’da görülen duruşmasında ifade veren Nurten Tatlıcı, darp olayından haberi olmadığını, güvenlik görevlisi Katırcı’yı tanımadığını söyledi. Tatlıcı, tablo hırsızlığı olayının ise yaşanmadığını ifade etti.
‘KENDİ USULLERİMİZLE ÇÖZECEĞİZ’
Duruşmada tanık olarak dinlenen Hüseyin Katırcı’nın patronu Mustafa Özgün ise “Darp olayı sonrası Ertune Biter ile telefonda görüştüm. Talimatı Nurten Tatlıcı ve Uğur Tatlıcı’dan aldıklarını söyledi. Çünkü kendi başlarına hareket edemezler. Bana ‘otur oturduğun yerde. Biz kendi usullerimiz ile çözeceğiz. Aklını başına al. Evinden alır o şirketi başına yıkarım’ dedi. Bunu bana Ertune söyledi. Ben bunun akabinde karakola gidip ifade verdim. Hırsızlık ile ilgili hiçbir müracatta bulunmadılar” şeklinde ifade verdi. Murat Yüce de duruşmada, Özgün’ün ifadesine katıldığını söyledi. Davanın bir sonraki duruşması önümüzdeki şubat ayı sonunda görülecek.
KANUNİ’NİN FERMANI TATLICI’DA ÇIKTI
Nurten Tatlıcı ve oğlu Uğur Tatlıcı’nın yargılandıkları davaya konu tablolar, M. Salih Tatlıcı’nın vefatı sonrası ortaya çıktı. Söz konusu tabloların değeri milyonlarca lira olarak hesaplanıyor. İçlerinde Kanuni Sultan Süleyman'ın fermanı, Abdulaziz’in Tuğralı Tapu Senedi, III. Selim’in tuğralı fermanının da olduğu tarihi eser, obje ve resim tablolarının bir bölümüne Kültür Bakanlığı’nca el koyarken, 241 esere ise ulaşılamamıştı.