Güncelleme Tarihi:
Ağaoğlu, yaptığı açıklamada, son yıllarda birçok kişinin, bayram günlerinde aile büyükleriyle bir araya gelme yerine tatil beldelerine gittiğini söyledi.
Bu yıl, eğitim döneminin sona ermesiyle çok sayıda vatandaşın Ramazan Bayramı'nın ardından yaz tatiline de çıkacağını vurgulayan Ağaoğlu, tüketicilerin tatil öncesinde ilgili turizm firmalarıyla planlarını yaptığını anlattı.
Tüketicilere, her bayramda olduğu gibi bu dönemde de dikkatli olmalarını öneren Ağaoğlu, "Özellikle bayram ve tatil öncesi bankaların sağladığı cazip krediler, tüketiciler için risk oluşturuyor. Bankaların bayram kredisi adı altında sözde cazip faiz oranlarıyla sundukları krediler de ihtiyaç dışında alışverişe ve harcamaya yönlendiriyor. Bu şekilde hareket eden tüketiciler de yılın diğer aylarını borç yükü altında geçiriyor." dedi.
"PEK ÇOK TÜKETİCİ TATİL SONRASI TÜKETİCİ DERNEKLERİNE BAŞVURUYOR"
Ağaoğlu, eskiden büyüklerin ziyaret edilerek ellerinin öpülmesi şeklinde yaşanan bayram günlerinin artık bankalardan sağlanan tatil veya bayram kredileri gibi isimlerle adlandırılmış bedellerin borçlanılarak harcanmasıyla tatil olarak değerlendirildiğini aktardı.
"Tatile çıkan pek çok tüketicinin tatil sonrası sukutuhayale uğramış şekilde tüketici derneklerine ve hakem heyetlerine başvurduklarını görüyoruz." diyen Ağaoğlu, şöyle devam etti:
"Tüketiciler tatile çıkmadan önce 3 aşamalı plan yapmalı. Birinci aşamada tüketiciler, tatili nerede yapacağına karar verirken dikkatli hareket edip, seçeceği turizm firmasının vaatlerini içeren broşürlerini ve ilanlarını bir kopya halinde alıp saklamalıdır. Ayrıca tüketiciler, seyahat firması hakkında internet ortamında şikayet olup olmadığını araştırmalıdırlar. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) üyesi olmayan hiçbir seyahat acentesinin ilanlarına kanıp sözleşme yapılmamalı. Çünkü TÜRSAB üyesi olmayan acentelerin tatil programı düzenlemeleri yasal değildir. İkinci adımda tüketici tatile gittiği yerde neler yapacağını planlamalı. Olumsuzlukla karşılaştığı takdirde bunları fotoğraflamalı ve tutanağa bağlamalı. Mümkünse birlikte tatil yaptığı kişilere, turizm acentesinin rehberine veya konakladığı tesisin yöneticilerine de bu tutanağın bir nüshasını imzalatmalıdırlar ve teslim etmelidirler. Olumsuzlukla karşılaşan tüketici ihmal etmeden en yakın turizm bölge müdürlüğüne de şikayetini aktarırsa yararlı olacaktır."
SON AŞAMA ŞİKAYET VE HAK TALEBİ
Ağaoğlu, son adımda tüketicilerin karşılaştığı olumsuzlukları içeren belgeleri, sözleşmeyi ve şikayet mektubunu hem firmaya hem de TÜRSAB'a da göndermeleri gerektiğine değinerek, "Tüketiciler zararının tanzim edilmesini talep etmelidir. Bu aşamada zararı tanzim edilmeyen tüketiciler, 3 bin 610 liraya kadar olan ihtilaflarıyla ilgili bulundukları ildeki tüketici hakem heyetlerine hiçbir bedel ödemeden başvurarak haklarını arayabilirler. Ayrıca manevi tazminat talebiyle tüketici mahkemesinde de harç ödemeden dava açabilirler." açıklamasında bulundu.
Tatilde vaat edilen hizmetler sunulmadığında tüketicilerin hizmetten vazgeçebileceğini de dile getiren Ağaoğlu, "Sunulan hizmetle karşılaşılan hizmet arasında fark varsa tüketiciler derhal acentesiyle temas kurup kendisine vaat edilen kalitede tesise nakledilmesini isteyebilir. Tüketici o hizmetten vazgeçebilir. O zaman ödediği paranın hepsini geri alır." diye konuştu.