Güncelleme Tarihi:
Ticaret Bakanlığı, tatil planlarında görülen artışla birlikte tüketicileri, sahte otel tanıtımlarına karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı. Özellikle, sosyal medya veya e-posta gibi mecralardan ulaşan konaklama tekliflerinin doğruluğunun kontrol edilmesinin, mağduriyet yaşanmaması açısından önemli olduğu vurgulandı.
Bunun yanı sıra alınan tatil paketlerinin söylenen şartlarda çıkmaması da sık karşılaşılan bir durum. Peki satın aldığınız tur paketinde vaadedilenler ile gittiğiniz yerde gördükleriniz farklı ise ne gibi haklarınız var? Uzmanlar hürriyet.com.tr’ye açıklamalarda bulundu.
AĞAOĞLU: KÜTAHYA ÇİZELGESİ ÖNEMLİ
Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu konu hakkında yaptığı açıklamada tatil planı yapan vatandaşlara çok önemli uyarılarda bulundu.
Pandemi döneminde yapılacak olan tatil planlarında mutlaka ‘tatil sigortası’nın tercih edilmesi gerektiğini ifade eden Ağaoğlu, acentelerden rezervasyon yapanların TÜRSAB'a kayıtlı olup olmadıklarını kontrol etmeleri gerektiğini belirtirken, Kütahya Çizelgesi'nin öneminden bahsetti.
KÜTAHYA ÇİZELGESİ NEDİR?
TÜRSAB Turizm Tüketicileri Talepleri Değerlendirme Çizelgesi, seyahat acentelerinin paket turlarında tüketicilere taahhüt edilen ya da olması gereken hizmetlerin aksaması ya da eksik yerine getirilmesi hallerinde tüketicilerin bedel iade taleplerinin değerlendirilmesinde yararlanılacak bir kaynak niteliği taşıyor.
Çizelge, ulaşım, konaklama, şehir ya da çevre turu, ağırlama, refakat, karşılama ve rent a car hizmetlerinden en az ikisini içeren seyahat acentesi ürününün tek bir fiyat altında tüketiciye pazarlandığı ve bu özellikleri nedeniyle "paket tur" olarak anılan hizmetler için kullanılıyor.
Paket tur olarak adlandırılmayan seyahat acentesi hizmetleri veya konaklama ya da eğlence gibi turizm ürünlerinin üreticileri tarafından bağımsız olarak tüketiciye sunulduğu hallerde çizelge, kıyasen uygulanabiliyor. Ancak, bu gibi hallerde sorunun çözümünde çizelgeye göre sonuç alındığı ileri sürülemiyor.
Paket tura katılma amacı gezmek ve dinlence olabileceği gibi, ticari, sağlık, sportif ya da kültürel bir nedene dayalı da olabiliyor. Bu haller, çizelgenin uygulanmasını engellemiyor.
Çizelge, gerçekleşmiş seyahatlere ilişkin olarak tüketicinin satın aldığı seyahat paketine bağlı hizmetlerin değerlendirilmesinde uygulanıyor. Gerçekleşmeyen, katılınmayan ya da iptal edilen turlara ilişkin taleplerde çizelge kullanılamıyor. Bu gibi hallerde tazminat hukuku hükümleri uygulanıyor.
Tüketicinin seyahatin gerçekleşmemesi, seyahatin tamamının amacı açısından gereksiz hale gelmesi veya esaslı unsurlarından yoksun olması nedeniyle tüketicinin seyahatten vazgeçmesi, seyahatin ürün sahibi tarafından iptal edilmesi durumlarına ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinde çizelge hükümleri uygulanmıyor.
“EKSİKLİKLER MUTLAKA BELGELENMELİ”
Eksikliklerin mutlaka belgelenmesi gerektiğine vurgu yapan Aydın Ağaoğlu, “Bunun için fotoğraf, video gibi çekimler yapılabilir. Belgelenen bu eksikler işletme ve acente yetkililerine iletilmelidir. Bunlar hak arayışında sizin elinizi güçlendirir. Vatandaşın yapması gereken öncelikle hizmeti satın aldığı firmaya başvurarak zararının tazminini istemek. Olumlu sonuçlanmazsa 11.330 TL'nin altındaki anlaşmazlıklar için Tüketici Hakem Heyetleri'ne başvurulabilir. Bütün bunların yanı sıra mutlaka TÜRSAB ve Turizm Bakanlığı'na da şikayet başvurusunda bulunulmalı” açıklamasında bulundu.
SAHTE İLAN NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK
Avukat Cenk Söbe de konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
İnternet üzerinden sahte ilanlarla insanlara tatil sattığını iddia eden ancak aslında sadece vatandaşın parasını alıp herhangi bir tatil paketi satılmaması eyleminin her şeyden önce TCK’nın 158. Maddesi’ne göre nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu ifade eden Söbe, “Mağdur vatandaş öncelikle hileli davranışlarla kendisini aldatıp maddi menfaat elde eden ve bunu bilişim sistemleri üzerinden yapan kişiler hakkında şikayet hakkına sahiptir.
Ceza şikayetinin mağdur açısından bir faydası da şudur ki, sanıklar açısından lehe hükümlerin uygulanması için mağdurun zararının giderilmesi şartı vardır. Bunun yanında mağdur, Türk Borçlar Kanunu’na göre elinden haksız ve hileli davranışlarla alınan paranın haksız fiil ve hile sebebiyle iadesi için de yasal yollara başvurabilecektir. Ancak burada bu dolandırıcılık eylemini yapan kişinin tespiti alacak davasında husumetim yöneltilmesi meselesi için gerekli olacağından ve alacak davasına bakan hukuk mahkemesinin davalının kimliğini araştırmak gibi bir yükümlülüğü olmadığından, öncelikle ceza soruşturmasının açılması hem kişinin kimliğinin tespiti hem de delillerin toplanması açısından daha faydalı olacaktır.” dedi.
İnternet yoluyla yapılan bir satışta kendisine vaat edilen hizmeti veya malı tam olarak yerine getirmeyen satıcının tüketicinin zararından sorumlu olduğunu ifade eden Söbe, “Bu durumda tüketici sözleşmeden dönüp uğradığı zararların tazminini de isteyebilir, ödediği parada indirim de talep edebilir. Ancak burada uyuşmazlık tüketici hukukuna göre çözülür, zira ilk anlattığım bir dolandırıcılık eylemi iken, bu işlem hizmetin veya malın ayıplı ifası olup, düzenleme tüketici hukukunda yer almaktadır. Parasal sınır var, 11.330-TL’ye kadar kaymakamlık ve valiliklerde bulunan tüketici hakem heyetlerine, 11.330 lira ve üzerindeki meblağlarda önce adliyelerdeki arabulucuya, uzlaşma sağlanamazsa tüketici mahkemesine harç ödemeden dava açılabilir.” açıklamasında bulundu.