‘Taşıma su’yla konut kredisi veriyoruz, depremi unutuyoruz

Güncelleme Tarihi:

‘Taşıma su’yla konut kredisi veriyoruz, depremi unutuyoruz
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2005 00:00

Konut kredisindeki faiz indirimini bankaların dışardan fonladıklarını belirten Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, bunu ‘taşıma suyla değirmen döndürmeye’ benzetti. Yine de uzun vadeli kredilerle faizin düşmesinden pek fazla endişe duymadıklarını söyleyen Özince, özellikle İstanbul’daki deprem riskinin daha düşündürücü olduğuna dikkat çekti.

TÜRKİYE Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Ersin Özince, bankaların konut kredilerini dışardan buldukları fonlarlarla karşılamalarını ‘taşıma suyla değirmen döndürmek’ olarak nitelendirirken, asıl endişe kaynağının faizden öte deprem olduğunu vurguladı. TBB yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla düzenlediği sohbet toplantısında konut kredilerindeki faiz yarışına yönelik sorular üzerine Özince, Türkiye’de konut finansmanının hiç bu kadar ucuz olmadığını hatırlattı. Fiyatların çok uygun yerlere geldiğini dile getiren Özince, 3 aydan fazla mevduat toplayamayan bankaların bunu dışardan aldıkları kaynaklarla fonladığını kaydetti. ‘Daha dün masamın üzerindeydi, 5 yıl vadeli TL bazında uluslararası piyasalardan borç alır mıyız’ diyen Özince, tahvil ihraç edemeyen bankaların da yurdışı enstürmanlarla vade dengesini sağlamaya çalıştığını kaydetti.

ÇOK SEÇİCİ OLAMIYORUZ: ‘Taşıma suyla değirmen döndürmenin’ bir endişe kaynağı olabileceğini söylemekle birlikte Özince, asıl büyük riskin deprem olduğuna dikkat çekti. Aynı zamanda İş Bankası Genel Müdürü olan Özince, ‘Biz pazarı olan konutu değerlendiriyoruz, özellikle büyükşehirlerde ciddi bir deprem riski beni şahsen çok düşündürüyor’ diyerek şöyle konuştu: ‘20 yıllık kredi faizinin düşeceğinden pek endişe duymuyoruz. 20 yıl o binanın hayatta kalmasını arzu ediyoruz. Keşke arz artsa da daha iyi standartlardaki konutları kredilendirebilsek. Halbuki arzın kısıtlılığı nedeniyle bu konuda çok seçici olamıyoruz.’

EN SORUNSUZ KREDİ: Konut kredileri konusunda daha işin çok başında olduklarını, konut kredilerinin GMSH’a payının yüzde 2.5, toplam aktifler içindeki payının da yüzde 4 olduğunu belirten Özince, diğer ülke örneklerine de bakılınca problem oranı en düşük kredilerin konut olduğunu kaydetti. Türkiye’deki sorunlu kredilere bakınca konutun payının binde 5’in altında kaldığını söyleyen Özince, bütün bunların da fiyatlandırma da etkili olduğunu vurguladı. HSBC Bank Genel Müdürü Piraye Antika, Türkiye’de konut kredisi alanların yatırım amaçlı değil oturmak için aldıklarını ve ödeme devam ettiği sürece bankalar için bir sorun olmadığını söylerken Özince, bunu şöyle destekledi: ‘Alan kişi oturuyorsa, işi varsa, ödeyebiliyorsa sorun yok.’

YILLIK 8.5 FAİZLİ KAYNAK: Konut kredileri için ‘hayati ve büyüme potansiyeli çok fazla olan bir ürün’ diyen Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul da, maliyet hesabına bakarken uzun vadeli faizin esas alınması gerektiğini vurguladı. Bugün uluslararası piyasalardan 20 yıllık TL krediyi yıllık yüzde 8.5 faizle bulmanın mümkün olduğunu kaydeden Kurtul, ‘Bu durumda konut kredilerinde yıllık faiz yüzde 12 diyorsanız, hálá bir kár marjı var demektir’ dedi. Kurtul, verdiği örneğin bu vadelerde kredi kullanıldığı anlamına gelmediğini de ifade etti.

Mağdur edebiyatı şimdiden başladı

TÜRKİYE’de ‘mağdur edebiyatı’ yapılmasından yakınan Ersin Özince, bazı kredilerde olduğu gibi konut kredilerinde de şimdiden ‘bir takım korumacı, ticaretle bağdaşmayan söylemler’ başladığını belirtti. Bankaların ticari bir kuruluş olduğunu vurgulayan Özince, şöyle konuştu: ‘Sanki bankalar bu kadar rekabetle düşük bir marjla verdikleri finansmanı tamamıyla kendi ticaretlerini düşünerek değil de sanki konut finansmanını sosyal konut projesi finanse ediyormuş gibi algılayanlar da var. Burada kár marjı daraldıkça bunu çapraz ürünlerle dengeleme endişesi bizde gündeme gelmeye başladığına göre aslında bu işin riskiyle ödülü bağdaşır durumda olmaktan çıkıyor, ama piyasa bunun da çaresini kendisi bulacaktır.’

Türk halkı çocuğunun evinin borcunu öder

KONUT kredilerinin geri dönüşüne ilişkin sektörde bir endişe olmadığını dile getiren Ersin Özince, Türk halkının borcuna sadık olmasının burada bir güvence olduğunu vurguladı. 2001 krizinin ardından otomobil kredilerinde faiz riski yemekle birlikte ödeme problemi olmadığını söyleyen Özince, eğitim kredilerinde, hatta üniversite öğrencilerine verilen kredi kartlarında sorun yaşanmayışını gösterdi. Özince, Türk halkının, konut, eğitim gibi konularda hassas davrandığını söyledi.

Bakın birbirimizi yiyoruz kartel olmadığımız ortada

KONUT kredileri satışında aşırı bir kár marjı olmadığını vurgulayan Ersin Özince, bir an önce konut kredilerinde doğru düzgün regülasyona ve sistemi koruyan bir yasaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Sektörün para kazanmak için iş yaptığını belirten Özince, ‘Daha regülasyon yokken birbirimizi yiyoruz’ diyen Özince, bunun da çok eleştirilen bir sektör olan bankacılıkta kartel uygulaması olmadığının bir göstergesi olarak gösterdi.

Kart borcunu ödemeyenlerin sayısı 100 bini geçmiyor

KREDİ kartları uygulamalarını düzenleyen özel yasa taslağına ilişkin çalışmalar konusundaki bir soruyu rakamlarla yanıtlan Garanti Ödeme Sistemleri Genel Müdürü Mehmet Sezgin, şu bilgileri verdi: ‘Ekim 2005 itibariyle sorunlu 620 bin kart var, bu kişi değil kayıt sayısıdır. Bunun sene sonunda 800 bin kişi olacağı konuşuluyor. Bu 600 binlik rakamın bir bölümü gecikmeli de olsa borcunu ödüyor, o zaman sorunlu kayıt sayısı 390 bine iniyor. Ortalama her bir kişi de 3-4 kart olduğu düşünürse sayı 95-100 bine iniyor. Bu durumda 900 bin nerede, 100 bin nerede? Türkiye’de 30 milyon kart var, 14-15 milyon kişinin cebinde olduğu varsayılıyor.’

Özel sektör dışardan borçlanıyor

EKONOMİDEKİ gelişmeleri özetleyen Bankalar Birliği Genel Sekreteri Ekrem Keskin, özel sektörün yurtdışı borçlanması 2002’deki 904 milyon dolardan Eylül 2005’te 20.5 milyar dolara çıktığını, bunun da 9.5 milyar dolarının finansal olmayan kuruluşlara ait olduğuna dikkat çekti. Keskin, ‘Özel sektör neredeyse bankalar kadar dışardan kaynak kullanıyor, kıskanılacak bir gelişme’ dedi.

Tavan fiyatı uygularız ama doğru da bulmayız

ERSİN Özince, ‘Kredi kartlarına fiyat tavanı konursa eli mahkum uygulayacağız’ derken, böyle bir uygulamanın sonuçları hakkında şöyle konuştu: ‘Bugün kredi kartlarında, yarın konut kredilerinde, öbür gün ticari kredilerde, daha sonra KOBİ’lerde bir korumacı yaklaşım talep edenler varsa, en azından serbest piyasada buna katılmak mümkün değil. Kredi kartlarındaki çarpıtmaya, toplumun belli bir bilinç düzeyindeki kişileri, bu olumsuz yaklaşıma ‘evet’ derse bunun olacağı şu; bu işe fiyat tavanı konacak. Bu fevkalade yanlış olur. Biz bunu uygulayacağımız zaman ne olacak? Risklerden korunmak için bu ürünü kısıtlayacağız. Bu, Türkiye’deki insanların borçlanma ihtiyacını hiçbir şekilde ortadan kaldırmıyor, kaldırmayacak. Bazılarının dramatik bir hikayesi olabilir ama biz hem paramızı alabilmek, hem de sosyal boyutunu düşünerek elimizden geldiğince kolaylık sağlıyoruz. Bir de fiyat uygulanırsa her işin fiyatına narh gelir. Yüksek fiyatı biz rekabetle çözüyoruz ama kamuyouna verilen rakamlar yanlış.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!