Ömür KIRBAŞLI / Frankfurt
Oluşturulma Tarihi: Şubat 20, 2003 02:06
John Deere, traktör, biçerdöver ve diğer tarım araçlarında ‘Agriculture Management Solution’ (AMS) sistemini devreye soktu. Bu sistemle çalışan traktör ve biçerdöverler, bir kez girdiği tarlayı tanıyor, tüm bilgileri yüklüyor. Çiftçi başka ülkeden bile tarlasının verimini izleyebiliyor.
Dünyanın önde gelen tarım araçları ve traktör üreticilerinden John Deere, bir kez sürdükten sonra tarlayı tanıyabilen tarım araçlarını piyasaya sürdü. Agriculture Management Solution (AMS) adı verilen sistemin kullanıldığı tarım alet ve ekipmanları tarlayı bir kez sürdükten sonra arazinin topoğrafik özelliklerini, büyüklüğünü, şeklini ve konumunu, nem durumunu, hem aracı kullanan sürücüye hem de merkeze gönderiyor. Çiftçi eğer hasat makinesi kullanılıyorsa, hasat yapılan ürünün her metrekaredeki verimi sürücünün monitörüne aktarılıyor. Başka bir şehir ya da ülkede bile olsa tarla sahibi tarlanın hangi noktasının sürüldüğünü, verimin hangi bölgede daha fazla ya da az olduğunu internet aracılığıyla görebiliyor.
Sistem sayesinde, bir sonraki sezon aynı tarlada ekim yapılacaksa, verim bilgilerine bağlı olarak tohum, gübre ya da ilaç bilgilerini değerlendiren sistem, kendisi ölçerek her metrekareye gereken miktarda ilaç, gübre ya da tohum atılmasını sağlıyor. Böylece çiftci gereken miktarda malzeme kullanıp maksimum verimi alıyor. Bu sistem şu anda ABD ve Batı Avrupa ülkelerinde uygulanıyor. Yakın bir gelecekte de Türk Çitçisi bu sistemden faydalanabilecek.
Tanıtımın ardından konuşan John Deere Türkiye Satış Müdürü Cem Kondok, ‘‘John Deere, Türkiye'deki faaliyetlerini 2002 yılından itibaren John Deere Makineleri Limited Şirketi olarak yürütüyor. İstanbul merkezli John Deere makineleri, ABD orijinli John Deere'ın, ABD dışında yüzde yüz kendi sermayeyle sahip olduğu tek şirket. Türkiye genelindeki satış, pazarlama ve satış sonrası hizmetleri ve her geçen gün büyüttüğü bayi ağı ile Türk çiftçisine hizmet veriyor’’ dedi.
Türkiye'deki faliyetlerinin üç ana ürün üzerinde yoğunlaştığını belirten Kondok, bunların traktör, biçerdöver ve pamuk toplama makinesi olduğunu söyledi.
DÜŞÜK YAKIT TÜKETİMİ
John Deere'in motorundan tüm ekipmanına kadar her ürününü kendisinin ürettiğini ve hiçbir ürününde yan sanayisinin bulunmadığını ifade eden Kondok, Türkiye'deki arazi yapısı ve iklim koşullarına uygun olarak yeni model traktörler geliştirdiklerini vurguladı. Kondok, ayrıca çitçinin kendi ihtiyacına uygun traktörlere de sahip olabileceğini belirterek, ‘‘Çiftçi isterse farklı şanzımandan, motor gücü ve donanıma sahip bir traktör sipariş verebilir. Bu sayede kendi işine en uygun aracı satın alabilir’’ dedi.
‘‘Diğer ürünlerden en önemli farkımız özellikle düşük yakıt tüketimi ve maksimum performans sağlayan iki ve dört çeker özelliği bulunan yeni teknoloji turbo dizel powertech motorlar’’ diyen Kondok, 3 silindirli turbo dizel motorların da ilk kez John Deere tarafından kullanıldığını vurguladı. Kondok, Powertech dizel motorların en yakın rakiplerine göre saatte yaklaşık iki litre daha az yakıt tükettiğini öne sürdü. Kondok, ‘‘Türkiye'de traktörlerin yıllık 500 saat kullanıldığı düşünülürse bu da yılda 1 ton dizel tasarrufu demektir’’ diye konuştu.
John Deere'in Türkiye için özel pamuk toplama makinesi geliştirdiğini söyleyen Kondok, makinenin en büyük özelliğinin 70-86 santimetre sıra aralığında ekimi yapılmış olan pamuk mahsülünü toplaması olduğunu belirtti.
Buzdolabı bile var, çiğli tarlayı rahat biçiyor
John Deere, 5 ve 6 sarsaklı 180 ve 225 beygir gücü arasında CWS modeli biçerdöverlerin dışında bir başka yeniliği de tanıttı. İlk sarsaksız biçerdöveri yapan John Deere, sarsak yerine kullanılan ve CTS adı verilen bu model sayesinde özellikle çiğ altında, rutubetli arazi şartlarında ya da tam kurumamış yeşil bitki
aksamının sorunsuz ve neredeyse yüzde sıfır dane kaybıyla hasat yapılmasını sağlıyor. CTS, rutubetli ortamda yetişen özellikle çeltik gibi ürünlerin gün boyunca hasadını mümkün kılıyor. Biçerdöverlerde klima ve buzdolabı gibi bir çok konfor ekipmanı da yer alıyor.
6 tarım ürününde dünya birincisiyiz
Türkiye, üretim miktarı olarak fındık, incir, kayısı, kiraz, ayva ve haşhaş üretiminde 1'inci, karpuz, kavun, salatalık, taze fasulye ve mercimekte 2'nci, domates, patlıcan, biber, elma, antepfıstığı, nohut ve kestanede 3'üncü oldu. Zeytin, vişne, ceviz, kuru soğanda 4'üncü, bal, şekerpancarı ve ıspanakta 5'inci olan Türkiye, hayvancılıkta ise sınıfta kaldı.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) 2002 yılı istatistiklerine göre, üzüm, pamuk, çay, tütün, keçiboynuzu üretiminde dünya 6'ıncısı olan Türkiye, arpa, erik, yeşil soğan, şeftali ve vanilyada 7'nci, buğday, greyfurt, badem, kabak, marul, anasonda 8'inci, çavdar, çilek, ayçiçeği ve armutta 9'uncu, enginar ve limanda 10'uncu oldu.
Türkiye, milli yemeğinin ana malzemesi kuru fasulyede 16'ıncı olabilirken, büyük miktarda ithalat yaptığı mısırda 27'nci, pirinçte 40'ıncı, muz da ise 56'ncı sırayı alabildi.
Çin, toplam sebze üretiminde dünya üretiminin yüzde 47.7'sini tek başına karşılayarak (368.6 milyon ton sebze üretti) açık ara birinci olurken, Hindistan 68.1 milyon tonla ikinci, ABD 35.5 milyon tonla üçüncü, Türkiye 24.8 milyon ton sebze üretimiyle 4'üncü sırada yer aldı.
Yine dünyada 471.4 milyon ton olan toplam meyve üretiminde 68.4 milyon tonla yine birinci olan Çin'i, 48.6 milyon tonla Hindistan, 34.5 milyon tonla Brezilya takip ederken, Türkiye yaklaşık 11 milyon tonluk üretimle 11'inci sıraya yerleşti. Dünya nüfusunun sadece yüzde 1.1'i olan Türkiye, dünya sebze üretiminin yüzde 3.2'sini, meyve üretiminin ise yüzde 2.3'ünü karşıladı.
Türkiye'de 1980 öncesinde 60 milyona kadar çıkan koyun sayısının 27 milyona, 15-16 milyon olan sığır sayısının 10.5 milyona, yine 15-16milyon olan keçi sayısının ise 7 milyon başa düştüğü görüldü.