Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2009 00:00
Hasankeyf'in yüzde 80’ini sular altında bırakacak Ilısu Barajı’nı finanse eden Alman, Avusturyalı ve İsviçreli kredi kuruluşları projeden desteklerini çekti. Bankaların ortak açıklamasında çevre ve tarihi dokunun korunması gibi şartlarda iyileşme olmamasını neden olarak gösterdi.
BATMAN’ın tarihi Hasankeyf ilçenin yüzde 80’ini sular altında bırakacağı için eleştirilen Ilısu Barajı’nı finanse eden Alman, Avusturyalı ve İsviçreli
kredi kuruluşları projeden desteklerini çekti. Alman Euler Hermes Kreditversicherung, Avusturyalı Kontrollbank ve İsviçreli Exportrisikoversicherung bankaları yaptıkları ortak açıklamada çevre ve tarihi dokunun korunması gibi şartların bazı iyileştirilmelere rağmen verilen süre içinde yerine getirilmediğini belirtti. Almanya’nın, aralık ayında Türkiye’ye belirli şartlar yerine getirmesi için verdiği 180 günlük süre önceki gün dolmuştu.
153 maddelik mutabakatFinansör firmalar, daha önce Türkiye ile imzaladıkları 153 maddelik ve 175 sayfalık mutabakat zabıtlarının yerine getirilmediğini gerekçe gösterdi. İmzalanan mutabakat zabıtlarında Türkiye adına hükümetin destek mektubu yer almıştı. Kredi kuruluşları, Türkiye’den istedikleri şartlar arasında, kültürel varlıklar ile ilgili işlerde çalışan işçilerin en az yüzde 50’sinin barajdan etkilinen kişilerden oluşması, su altında kalan köy ve evlerde yaşayanların geçmişlerini unutmaması için fotoğraflar çekilmesi, mülkiyet adaletsizliğinin ortadan kaldırılması ve herkese eşit arazi verilmesi, kıyıdaş ülke olan Irak ve Suriye elçiliklerine bilgi verilmesi gibi şartlar yer alıyordu.
Baraj hiç yapılmasınAlman Yeşiller Partisi Eş Başkanları Claudia Roth ve Cem Özdemir, Türkiye’nin Almanya, Avusturya ve İsviçre’nin kredi vermemesi durumunda barajın yapılacağı yönünde açıklama yapmasının endişe verici olduğunu belirtti. Roth ve Özdemir, Almanya’nın ve diğer ülkelerinin bu projeden ayrılmalarını doğru ve geç kalınmış olarak değerlendirerek, "Türkiye’nin, Almanya, Avusturya ve ya İsviçre kredi vermeden de barajın yapılacağı açıklaması endişe verici" şeklinde görüş belirtti. Alman hükümetini, Türkiye’nin bu barajın yapımı için planları durdurması için çaba harcamasını talep eden Roth ve Özdemir, Hasankeyf ve bölgesinin baraj yerine kültür turizminin merkezi haline getirilmesi için desteğe ihtiyaç olduğunu kaydetti. Bu konuda en önemli adımın bu bölgenin UNESCO kültür mirası olarak kabul edilmesi olduğunu ve buna kendilerinin de destek verdikleri ifade eden Özdemir ve Roth, Alman hükümetinin Türkiye’ye büyük bir baraj yerine ekolojik alternatiflerin gelişmesi için destek vermesi gerektiğine dikkat çektiler.
1.8 milyar Euro’luk projeIlısu projesinin 1.8 milyar Euro büyüklüğe sahip. Projesi için toplam 1.2 milyar Euro dış kredi kullanılacağı açıklanmıştı.
Hasankeyf tarihi ve kültürel varlıklarının korunması ve kurtarılması için 25 milyon Euro civarında bir kaynağa ihtiyaç olduğu hesaplanıyordu.Yüzey çalışmaları, kazılar ve taşımalar için 53 milyon dolarlık bir bütçe gerekeceği tahmin ediliyordu.
Baraja değil tarihin su altında kalmasına karşıyızHASANKEYF Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen, kararı memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, "Tarih, kültür, insanlık mirası ve Hasankeyf adına alınan karar sevindirici. Hasankeyf’in yok edilmesini istemiyoruz. Buranın gelecek kuşaklar için kalmasını istiyoruz" diye konuştu. Kusen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz barajın yapılmasına karşı değiliz. Sadece tarihi ilçemizin sular altında kalmasını istemiyoruz. Bundan sonra Hasankeyf’in sular altında kalmasını önleyecek projeler geliştirilmesini istiyoruz. Yoksa bir değil, 10 baraj da yapılsa karşı çıkmayız. Bizim çabamız sadece Hasankeyf içindir."
Türkiye şartları yerine getirmediALMANYA Ekonomi ve İşbirliği Bakanı Heidemarie Wieczorek-Zeul, baraj için finansman sağlayan bankaların desteğinin çekmesini memnunlukla karşıladığını belirterek, "Ilısu’ya eleştirel bakışımız başından bu yana doğruydu. İnsanların, çevrenin ve kültür varlıkların korunması sağlanmıyorsa baraj için kredi sözleşmeleri bitirilmeli" dedi. Zeul, Türkiye’nin şartları yerine getirmediğini ve bankaların verdiği kararın doğru olduğunu kaydetti.