Güncelleme Tarihi:
Kötü geçen 2019 yılının ardından toparlanma aşamasına giren otomotiv sektöründe en büyük tartışma maddelerinden bir tanesi fiyatlar. Tüketici pandemiye rağmen yoğun bir talep gösterirken hem ikinci elde hem de sıfır otomobilde yaşanan fiyat yükselişleri tepkiye sebep oluyor. Ancak geriye dönük olarak yapılan fiyat karşılaştırmaları gösteriyor ki, Türkiye otomotiv pazarında satılan araçların fiyatlarında belirleyici rol oynayan en büyük etkenlerin başında global piyasaların da etkisi ile yaşanan kur değişimleri geliyor.
DÖVİZ FİYATI DÜŞTÜ TL ARTTI
Özellikle global markaların hakimiyetinde ve döviz kurlarına çok önemli ölçüde bağımlı bir sektör olması dolayısıyla otomotiv, değişken ekonomi şartlarından ciddi şekilde etkilendi. TL olarak kazanan tüketici ise otomobil almak istediğinde kaybeden oldu. Değer değişiminin en yüksek olduğu modellerden bir tanesini ele alarak kur farkının etkilerini inceledik. Cardata verilerine göre; 2017 yılının mayıs ayında 22 bin 428 Euro, 85 bin 450 TL’lik fiyat etiketi olan 1.6 litre benzinli otomatik Toyota Corolla, mayıs 2020’de 20 bin 46 Euro’ya düşüyor. Buna karşın 153 bin 550 TL’lik fiyat ile tüketiciyle buluşuyor. Bu da markaların global satış fiyatlarını her ne kadar tüketicinin alım gücüne endekslemeye çalışsa da ülkemizde bu konuda çok da başarılı olamadığını gösteriyor.
İKİNCİ EL FİYATLARI DA PARALEL ARTIYOR
Sene başından bu yana, pandemi döneminin de girmesi ile birlikte, otomotiv üreticileri ve markalar ciddi bir tedarik sıkıntısı çekiyor. Bu da bilindiği gibi ikinci el fiyatlarında ciddi bir patlamaya sebep oldu. İkinci eldeki bu patlama da sıfır fiyatlarına paralel olarak gerçekleşti. Bugün tüketici, 2017 yılında aldığı bir otomobili aldığı fiyatın çok üzerine satabilse de, yerine yeni bir sıfır otomobil koymakta zorlanacak hale geldi.
‘YERLİ ÜRETİMDE DE DURUM AYNI’
Türkiye sanayi açısından gelişmekte olan ve özellikle otomotiv üretim gücü ile ciddi potansiyele sahip olan bir ülke. Ülkemizde üretilen bir çok model yurt dışı pazarlarına ihraç ediliyor. Ancak Türkiye pazarındaki fiyatlarında kur değişiminden etkileniyorlar. Çünkü parçaların yüzde 80’inin tedariki Çin veya Avrupa’dan gerçekleştiriliyor. Sene başında pandemi Çin ve Avrupa’yı vurduğunda OSD Başkanı Haydar Yenigün bu konu ile ilgili, Türkiye sanayisinin tedarik zincirinde başa oynayabilecek kapasiteye sahip olduğunu vurgulamıştı. Bu sayede döviz bağımlılığı da daha az hissedilir hale gelebilir.