Taklit üründe yüksek ciro

Güncelleme Tarihi:

Taklit üründe yüksek ciro
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 2009 11:05

Tescilli Markalar Derneği (TMD) Başkanı Vehbi Kahveci, “Türkiye'de taklit ürünlerin cirosunun milyar dolarları bulduğunu, sadece yaz aylarında sahil bandında 300 milyon dolarlık tekstil ve aksesuar taklidi olduğunun bilindiğini” söyledi

Haberin Devamı

Kahveci, yaptığı açıklamada, 1995 yılında çıkarılan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin bazı cezai hükümlerinin 1 Ocak 2009 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğini, bu nedenle Şubat 2009'a kadar olan yaklaşık 9 bin davanın düştüğünü, toplanan taklit ürünlerin de sahiplerine dağıtıldığını hatırlattı.

Markalar Kanunu'nun 21 Ocak 2009'da çıktığını ifade eden Kahveci, “Oysa, Türkiye'de markaların korunmasının kanun hükmünde kararname ile sağlandığı 1995-2009 yılları arasında, Markalar Kanunu'nun çıkması gerektiğini sürekli gündeme getirdik. Çünkü, kararname caydırıcı olmadı. Nitekim Anayasa Mahkemesi de iptale gerekçe olarak, cezai uygulamaların kararname ile yapılamamasını gösterdi” dedi.

Kahveci, taklit ürünlerin, Markalar Kanunu çıkıncaya kadar oluşan yasal boşluk, kanun çıktıktan sonra ise firmaların yeterince duyarlı olmamasından piyasada alabildiğince arttığını savunarak, şunları söyledi:

“Markaların taklitleri dünyanın her yerinde var ancak, Türkiye'de ciddi şekilde görüntü kirliliği yaşatıyor. Kanuna rağmen taklit ürünlerin piyasada cirit atmasının temelinde bana göre, birçok marka sahibinin hakkını aramaması
yatıyor. Türkiye'de taklit ürünlerin cirosu milyar dolarları buluyor. Sadece yaz aylarında sahil bandında 300 milyon dolarlık tekstil ve aksesuar taklidi olduğu biliniyor. Marka sahibi ya da yetkilisi çıkıp da 'bu ürün taklit, toplatın' demediği sürece hiçbir otorite bu ürünü toplama hakkına sahip değil. Oysa, savcılığa başvuru yapıldığı takdirde çıkarılacak arama izni ile ürünü toplatmak, sorumluları hakkında da cezai işlem uygulamak mümkün oluyor.”

“BİR PARÇAYA DA BİN PARÇAYA DA AYNI CEZA”

Kahveci, kanuna göre, bir parça taklit ürünle bin parça taklit ürün yakalatana verilen cezaların aynı olduğunu belirterek, “Buna göre, 1 ile 3 yıl arasında değişen hapis cezaları ile 5 bin ile 20 bin TL arasında para cezası uygulanıyor” dedi.

Haberin Devamı


Türkiye'de temsilciliği bulunmayan firmaların, markalarına sahip çıkamadıklarından taklitlerinin de daha çok satıldığını ifade eden Kahveci, şunları kaydetti:

“Marka sahibi, taklit ürünü satan ve imal edenlerden tazminat alabiliyor ancak, alınan para ne kadar olursa olsun markaya verdiği zararı telafi etmez. Çünkü, taklit ürünü kullananlar çoğunlukla onun taklit olduğunu bilir ancak, bir başkası o ürünün yıprandığına tanık olduğunda markayla ilgili fikri olumsuz etkilenir.”

Kahveci, 100 liraya satılan markalı bir ürünün taklidi 10 liraya satılıyorsa, taklidin aslından 10 katı daha fazla satılıyor anlamının çıktığını belirterek, “Taklitle gerçeği arasındaki fiyat farkı yükseldikçe markalının satışı düşüyor” dedi.
Taklit ürün satışının, rekabet kurallarını bozmanın yanı sıra kayıt dışı istihdam ve vergi kaçağına da neden olduğunu savunan Kahveci, şöyle devam etti:

“Özellikle toplumda çok göz önünde bulunan kişilerin taklit ürün kullanmaları ve bunu da açıkça dile getirmeleri de taklitçiliği körüklüyor. Aslında, taklit ürün kullananların psikolojisini de sorgulamak lazım. O kişi mutlaka olmak istediği yerde değil ve o markayı kullananlara karşı özenti duyan bir ruh hali içindedir diye düşünüyorum. Bu kişiler ayrıca ülke ekonomisinin zarara uğramasına aracı oluyorlar.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!