Tahir Perek: Faiz vergisini kim ödeyecek?

Güncelleme Tarihi:

Tahir Perek: Faiz vergisini kim ödeyecek
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 1999 00:00

Tahir PEREK
Haberin Devamı

DEPREM Vergisi'nin bir parçası olarak ihdas edilen ve kısaca faiz vergisi denilen vergiyi kimlerin ödeyeceği hakkında ilk yorum, kanunun yayınlandığı gün sıcağı sıcağına Başbakanımız Sayın Ecevit'ten geldi.

Sayın Ecevit, ‘‘Sosyal adaletin gereği olarak rantiyelerden hakça vergi almak üzere’’ bu hükmün getirildiğini ifade etti. Yani bu vergiyi rantiyelerin ödeyeceğini söylemek istedi.

Bu acele ile kullanılmış ifadenin, sosyal ve siyasal açıdan değerlendirilmesini konunun uzmanlarına bırakarak, söz konusu faiz vergisini gerçekten rantiyelerin mi ödeyeceği hususunu tartışmak istiyoruz.

Sayın Ecevit rantiye tabiri ile herhalde, bankaları, sigorta şirketlerini, bankerleri, ticari işletmeleri, küçük tasarruflarını ya da emekli ikramiyelerini enflasyondan korunmak ve üç beş kuruş da kár etmek için devlete güvenerek tahvil ve bono almış, esnafı, memuru, emekliyi, Ayşe Hanım'ı, Fatma Hanım'ı, İrfan Bey'i, Cemil Bey'i kastetmedi. Olsa olsa, açıktan ve havadan bol para kazanmış, hiç çalışmadan ve çalıştırmadan oturduğu yerde parasıyla para kazanan kişileri kastetmiştir.

ŞİRKETLERE AĞIR DARBE

Eğer kastedilen kişiler gerçekten bu tip para sahipleri ise, faiz vergisini bu kişilerin ödeyeceği hakkında ciddi kuşkumuz vardır.

Çünkü;

- Devlet Tahvili ve Hazine bonolarının en büyük müşterisi bankalar. Sigorta şirketleri, bankerler atıl paralarını değerlendirmeye çalışan ticari kuruluşlardır. Bunlar, kayıtdışı işletmelerdir. Elde ettikleri faizlerle ilgili olarak vergi kaçırmaları söz konusu değildir. Hatta aldıkları faizlerin vergilerini, enflasyondan arındırmadan, olduğu gibi öderler. Bu işletmenin yapabildikleri tek şey, vadeleri bir sonraki yıla sarkıtarak, vergi ertelemesi yapmaktı. O hak da bu yıl sonundan itibaren ellerinden alındı. Yani bu yıl sonunda vadesi gelmemiş káğıtları da değerlemeye tabi tutulacaklar ve işlemiş faizlerini gelir yazacaklardır. Böylece bu yıl, hem geçen yıldan erteledikleri vergileri hem de bu yılın vergilerini birlikte ödeyeceklerdir.

Faiz vergisi, bu müesseselere ikinci bir ağır darbe olacaktır.

YASTIK ALTINA GİDER

Öte yandan bankalar ve sigorta şirketleri oluşturdukları fonlar için de büyük çapta tahvil ve bono almaktadırlar. Bu fonlar için bazı vergi kolaylıkları tanınmıştır, ancak bu kolaylıkların amacı fon müşterisi küçük tasarruf sahiplerini korumaktır.

- Devlet tahvili ve Hazine bonosunun ikinci grup müşterisi, küçük tasarruf sahipleridir. Kişi başına yaklaşık 7 milyar liraya kadar brüt faiz geliri beyana tabi olmayacağından bu káğıtları cazip bulan vatandaşlardır.

Ticari işletmelerinkinin yanında çok az sayılacak bir miktar bono ve tahvil, bu tip müşteriler üzerindedir. Bunlar rantiye sınıfına girmezler, hassas ve ürkek bir kesimdir. Fazla üzerlerine gidilirse, paralarını dövize veya altına yatırıp yastık altına sokarlar. Bunun da ekonomiye neye mal olacağını uzmanlara sormak gerek.

VERGİSİZ KAZANANLAR

- Geriye kalan müşteri grubu ise büyük ve vergisiz kayıt dışı işlemlerden para kazanmış kimselerdir. Sayın Ecevit'in rantiyeler dediği kısım herhalde bunlardır. Ancak bu kişilerin bu yıl devlet tahvili ve hazine bonolarına para yatırdıklarını sanmıyoruz. Çünkü, bu yıl repo, mevduat faizi, döviz faizi gibi menkul sermaye iratları, miktarları ne olursa olsun, beyana tabi değilken, sadece Hazine bonosu ve devlet tahvili faiz gelirlerinin brüt tutarı (enflasyondan arındırılamadan önceki) yaklaşık 7 milyar lirayı aşması halinde beyanname verilme zorunluluğu bulunmaktadır.

Açıktan işlem yaparak para kazanmış kişilerin, kendilerini mükellef durumuna sokmalarını, yani yaygın tabirle kümese girmelerini beklemek hayal olur. Bu bakımdan bu kesimin aylar öncesinden ellerindeki Hazine bonosu ve devlet tahvillerini satıp, beyana tabi olmayan sahalara kaydırmış olmaları kuvvetle muhtemeldir.

Sonuç itibarıyla, kanaatimize göre faiz vergilerinin çoğunu gerçek anlamda rantiyeler değil, üzerlerine kat kat vergi yüklenen bankalar, sigorta şirketleri, bankerler ve ticari müesseselerle küçük tasarruf sahipleri ödeyeceklerdir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!