Güncelleme Tarihi:
Süzer, Okan Üniversitesi öğrencilerine “Girişimcilik” konusunda bir ders verdi. Derste, iş hayatındaki tecrübelerini öğrencilerle paylaşan Süzer, şirketlerinin ihracat öykülerini öğrencilere anlattı. Girişimcilik için bazı şeyleri göze almak gerektiğinin altını çizen Süzer, 'Yapamadığınız işten sıyrılmasını da bileceksiniz” dedi.
İş hayatında vefalı olmak gerektiğini öğrencilere yaşadığı tecrübelerden örnekler vererek anlatan Süzer, “Vefalı olduğunuzu hissettireceksiniz. İyi bir girişimci olmak için çok çalışkan ve disiplinli olmak gerekir. Sevmediğiniz işe yapmayın. İyi ilişkiler kurmaya çalışın. Ciddi bir işletmede 5 yıl tecrübe edinmeden bir işe girişmeyin. Acemilik döneminizi çalıştığınız şirketler finanse etsin” şeklinde tavsiyelerde bulundu.
Soruları yanıtlayan Süzer, Süzer Grubu şirketlerinin geçen yılı başarıyla kapattığını, hedeflerinin büyük bölümünü tutturduklarını söyledi.
Bu yıl enerji projelerine ağırlık vereceklerini anlatan Süzer, Akdeniz'de ithal kömüre dayalı bir santral kuracaklarını, izinleri alınan santralin faaliyetlerine başlamak üzere olduğunu, İstanbul yakınlarında da elektrik santralı kurma çalışmaları bulunduğunu söyledi.
Süzer, “Özellikle finans ve enerjiye yoğunlaşmak istiyoruz. Şu anda finansta varız, enerjide sadece gaz dağıtım şirketimiz var. Ama onu çeşitlendireceğiz, artık üretime geçiyoruz” dedi.
Süzer Grubu'nun faaliyet alanları arasında yer alan turizm ve gıda konularında ise çok büyüme taraftarı olmadıklarının altını çizen Süzer, çok uygun fırsatlar çıkmadığı takdirde bu alanlarda çok fazla yatırım düşünmediklerini bildirdi.
Doğu Avrupa'da bir banka satın almak üzere olduklarını söyleyen Süzer, “Yakın bir zamanda bunu duyuracağımızı düşünüyorum. Türkiye'de bir banka sahibi olma konusunda ise BDDK ile görüşmelerimiz devam ediyor. Henüz yüzde 100 anlaşmaya varmış değiliz. Bazı ufak tefek detaylarımız kaldı. Onun da bu yıl içinde olabileceğini düşünüyoruz” diye konuştu.
KENTBANK
Kentbank olayına ilişkin ise Süzer, şu görüşleri paylaştı:
“Yol kazası diyelim. Bazen gittiğin yolda arabayı kendin iyi kullanıyorsun ama başka bir araba gelip sana çarpıyor. Biz çok şükür ölümsüz kurtulduk. Ama hasar aldık. İş hayatına girerken onun nimetleri kadar bazı zorlukları ve sıkıntıları olduğunu da düşüneceksin. İşler her zaman iyi gitmiyor, bazen iyi bazen kötü olabiliyor... Bazen attığın taş yerini buluyor, bazen bulmuyor. Darılmamak, küsmemek lazım. Burası bizim ülkemiz nihayetinde, varlılığımız da ülkemizin varlığı. Dolayısıyla biraz az olmuş çok olmuş fark etmiyor. Bir ihtiyaç içerisinde değiliz. Bütün şirketlerimiz sağlıklı, hepsinin yeterli sermayesi var. Düzenimiz iyi, memnunuz mutluyuz. Şu anda bir sıkıntımız yok ama haklarımızı da sonuna kadar savunmakta kararlıyız. Bankacılık konusunda biraz inat ediyoruz. Doğu Avrupa'da Arnavutluk'ta bir banka kurduk oranın en iyi bankası oldu, daha sonra da Çalık Holding'e sattık. Orada bir başarımız var, tekrarlamak istiyoruz. 'Nerede kalmıştık' diye tekrar başlayalım diyoruz...”
SÜZER'İN HALKA AÇILMA PLANI...
Mustafa Süzer, Süzer Grubu'nun halka açılma konusunda da plan yaptığını bildirdi.
Bu konuda bir şirkete yetki verdiklerini anlatan Süzer, “Bu yıl planlarımız arasında halka açılmak da var. Ancak bunu paraya ihtiyacımız olduğu için değil, şirketlerimizi halka mal etmek istediğimiz için yapacağız” dedi.
Türkiye'de bir şirketin para kazandığında onu söylemeye utandığını ifade eden Süzer, şöyle devam etti:
“Utanıyor çünkü belli bir ailenin şirketi... 'Bak, bu kadar kazanmış' diyecekler. Halbuki Avrupa'da veya ABD'de kazanan şirketler bunu bir iftihar meselesi olarak anlatıyorlar. Çünkü o şirket binlerce kişinin ortaklığı, herkes ondan istifade ediyor, bir ailenin şirketi değil. Bizim de bu kültürü edinmemiz şart. Halka açık bir şirket kendine çeki düzen veriyor. Elini kasasına sokup istediğin gibi parasını kullanamıyorsun. Şeffaf oluyor. Halka açıklık konusunda danışman şirketin tavsiyelerine uyacağız. Henüz Holding'i mi veya diğer şirketleri mi açacağımıza karar vermedik. İlk başta daha küçük oranda açılsak bile şirket Borsada gerekli itibarı sağlarsa daha fazlasını açabiliriz.”
“AÇIKSÖZLÜ BİR ADAMIM HEM DAYAK YERİM HEM KORKARIM”
Süzer, Hükümetin karnesini iyi bulduğunu, özellikle dış ilişkilerde, ekonomide çok iyi şeyler yaptıklarını söyledi. Süzer, “Çok açıksözlü bir adamım. Hem dayak yerim, hem korkarım. Korkusuzluğumdan epey dayak yedim ama hiç yalan söylemedim. Ama yapılan doğruları da söylemek gerekir” görüşünü paylaştı.
Cari açık konusunun ise gerçekten bir “kabus” olduğunu ifade eden Süzer, “Bunu söylemek zorundayım. Cari açık sorununu halledemeyen bir ülkenin sağlıklı büyümesi mümkün değil. Çünkü biz büyüyoruz ama ithalatla, borçla büyüyoruz. Kendi paramızla büyümemiz lazım. Bunun da en uygun şekli Türk parasının değerini düşük tutmak olur. Bir işadamı olarak bu sorunun biran önce halledilmesi gerektiğini düşünüyorum. Cari açık gerçek anlamıyla geceleri rüyama giriyor” diye konuştu.
Finans sektörünün ve özellikle bankaların çok sağlam tutulması gerektiğine işaret eden Süzer, bir ülkenin en büyük ekonomik göstergesinin bankalarının gücü olduğunu anlattı.
Türkiye'nin büyümesinin ülkede yaşayan herkese yansıdığını söyleyen Süzer, sosyal devlet ilkesine layık işler yapıldığını, yaşanan gelişmelerde hükümetin uyguladığı politikalar kadar Türk iş dünyasının da büyük emeğinin olduğunun altını çizdi.
Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerin Türk ekonomisine zarar verici nitelikte olduğunu ifade eden Süzer, bölgenin Türkiye için önemine işaret etti. Süzer, Türk insanın buradaki zararını telafi edebilmek için yeni pazarlar bulabileceğine inandığını da dile getirerek özellikle Afrika ülkelerinde Türk girişimlerine dikkati çekti.
“TÜSİAD, TÜRKİYE GERÇEĞİNDEN UZAKTA...”
Mustafa Süzer, son günlerde Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) içinde olduğu tartışmaların hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
“Ben TÜSİAD'a hiç üye olmadım. Rahmetli Sakıp Sabancı'nın bu konuda bana çok ısrarı oldu. Giriş formunu önüme koydu, girmedim. TÜSİAD'ı Türkiye'nin gerçeklerinden biraz uzakta kalmış bir grubun derneği olarak görüyorum. Dolayısıyla biraz TÜSİAD tarafına soğuk bakıyorum. Bu konuda TUSKON'un başarısını ise önemsiyorum.”
Süzer Holding'in kurduğu Süzer Vakfı hakkında da konuşan Süzer, geçen yıl kurulan Vakfın 150 öğrenciye burs verdiğini, Vakfı daha da büyütmek ve vakıf kanalıyla daha iyi işler yapmak istediklerini, bir okul projeleri bulunduğunu anlattı.
Öğrencilere desteğin yanı sıra muhtaç kişilere yardım konusunda da bir sistem kurmaya çalıştıklarını söyleyen Süzer, gıda bankası konusunda çalışmaları olduğunu anımsattı.
Vakfın bu iki alan üzerinde yoğunlaştığını ancak önümüzdeki dönemde iki çalışmayı tek çatı altında yapabileceklerini belirten Süzer, “Benim kanaatim çok tavşan peşinde koşarsan hiç tavşan yakalayamazsın. Bir tavşanı gözüne kestirip kovaladığın zaman onu yakalayabilirsin” dedi.
Mustafa Süzer, oğulları Baran ve Serhan Süzer'in başarılarından gurur duyduğunu ifade ederek, “Her ikisi de çok çalışkanlar, iş hayatını seviyorlar. Ben onlara lisede okurlarken 'neyi seviyorsanız, onu yapabilirsiniz, küsmem” dedim. 'Biz iş hayatına gireceğiz' dediler. Kendileri istediği için işlerini seviyorlar ve başarılılar” diye konuştu.