Güncelleme Tarihi:
GAP kapsamında yapılan, dünyanın sayılı, Türkiye'nin de en uzun sulama tüneli olan Suruç Tüneli sayesinde, Atatürk Barajı'ndan Suruç Ovası'ndaki topraklara 6 yıldır su veriliyor. Fırat'ın suyunun Suruç'taki çatlak topraklarla buluşmasının ardından bölgedeki tarlalarda rekolte bereketi yaşanmaya başlandı.
Yürütülen yatırımlarla 562 bin 950 dekar arazinin sulandığı bölgede pamuk, mısır, buğday ve sebze en fazla yetiştirilen ürünler arasında yer alıyor.
Bereketli Suruç Ovası topraklarında, 2014 yılından önce ekim alanı daralan pamuk, devlet desteği ve sulanabilir alanların artmasıyla yeniden çiftçinin gözde ürünü haline geldi.
“SUYLA BÖLGENİN ÇEHRESİ DEĞİŞTİ”
İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Murat Yahlizade, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ovaya suyun gelmesiyle bölgenin çehresinin değiştiğini ve ekili alanların arttığını söyledi. Kuru tarımdan sulu tarıma geçilmesiyle ovanın kahverenginden yeşile dönüştüğünü aktaran Yahlizade, şöyle konuştu:
"Sulu tarımdan önce çiftçi arpa ve mercimek tarımı üzerine yoğunlaştı. 2014 yılından itibaren bölgeye modern sulama yöntemleri kurularak su akışı sağlandı. Öyle enteresan bir durumla karşılaştık ki tamamıyla bozkır, kurak olan bir alan bir anda yeşile bürünmeye başlandı. İlçemizdeki pamuk tarımı 2014 yılına kadar 15 bin dönümde yapılırken, 2019'da 235 bin dönümde yapılmaya başlandı. Kalan kısım ise mısır ve buğdaya yöneldi. Mısırda ise ikinci ürün tarımı gelişti. 2020 yılı için pamuk ekim dönemimiz başladı, henüz bütün çiftçilerimiz kayıt yaptırmadı ama bu yıl da pamuk ekiminin yüksek olmasını bekliyoruz."
Yahlizade, bölgenin sulu tarıma geçmesiyle üreticilerin yıl içerisinde birden fazla ürün almaya başladığını belirterek, böylece ekonomiye de katkılarının arttığını söyledi.
“İSTİHDAM ARTTI”
Murat Yahlizade, bölgenin pamuk ekimine uygun ve veriminin yüksek olması nedeniyle çiftçilerin bu ürüne yöneldiğini aktararak, ovanın sulanabilir olmasıyla istihdamın da arttığın belirtti. Bölgeden dış göçün engellendiğini ve insanların tarıma yöneldiğini aktaran Yahlizade, "Gelir düzeyi yükseldiği için köylerde biraz daha heyecan başladı. Vatandaşın sosyoekonomik yapısı, geliri değişti, yaşam şekli farklılaştı. Bölgemize yapılan hizmetlerden dolayı bölge çiftçisi adına devletimize minnettarız, yetkililere şükranlarımızı arz ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Çiftçilerden Behçet Caymaz da su gelemeden önce yöre halkının mevsimlik işçi olarak başka illere göç etmek zorunda kaldıklarını ifade ederek, sudan sonra ilçede adeta hayatın yeniden başladığını kaydetti. Emeği geçenlere teşekkür eden Caymaz, "Tarlama pamuk ektim. Eskiden su olmadığı için tarlalarımız boş kalıyordu. Bir şey ekemiyorduk, eksek de olmuyordu. Allah'a kalmıştı, yağmur yağsaydı olurdu. Yağmadığı zaman da hayvan otlatıyorduk. Şimdi Allah'a şükür her yer yemyeşil. Boş alan yok. Sürekli bir şeyler biçilip ekiliyor. Yaz, kış tarlalarımız boş kalmıyor." diye konuştu.