Güncelleme Tarihi:
Yılmaz, şirketin 35. yıldönümü sebebiyle düzenlenen toplantıda, 2010 yılında “Sütaşkı” konseptiyle tüketicinin karşısına çıkacak olan Sütaş'ın, 2012 sonuna kadar üretim tesisi sayısını ikiden dörde çıkaracağını, üretimini ve istihdamını ikiye katlayacağını vurguladı.
Süte odaklı iş stratejilerinin süreceğini belirten Yılmaz, “Önümüzdeki üç yıl içinde mevcut yatırımlarımızı tamamlamak, yeni kategorilerde yeni ürünleri piyasaya sürmek, ham madde üretimimizi geliştirmek ve üretim merkezlerimizin sayısını dörde çıkarmak üzere toplam 250 milyon lira daha yatırım yapacağız. Bu yatırımlar hem üretimimizi hem de istihdamımızı ikiye katlayacak” diye konuştu.
Yılmaz, 2012 sonuna kadar iki yeni tesisi devreye sokacaklarını ifade ederek, bunun yanında yeni ürün çeşitleri ve kategorileriyle de pazardaki paylarını artırmak istediklerini söyledi.
Muharrem Yılmaz, 35 yıl önce Karacabey tesislerinde günde 20 bin litre sütü kaşar peyniri, şişe süt, yoğurt ve tereyağı olarak işleyebilecek kapasite ile ve bir tankerin dörtte birine eşdeğer olan günde 5 bin litre sütü işleyerek işe başlayan Sütaş'ın, 2010 yılında tüm birimleriyle devrede olacak Aksaray tesisleriyle beraber, iki fabrikasında, toplam 110 bin metre kare kapalı alanda, yılda 750 milyon litre sütü işleyebilir hale geldiğini bildirdi.
Toplam pazarda son dört yıldır Sütaş'ın yüzde 15,6 ile “lider” olduğunu dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
“Türkiye süt ürünleri pazarı 2006 yılından beri yüzde 55 oranında büyürken aynı süre içinde Sütaş'ın büyüme oranı yüzde 67 oldu. Diğer tarımsal faaliyetlerle birlikte 2009 yılındaki grup cirosu 800 milyon lira olan Sütaş, geçtiğimiz yıl, İstanbul Sanayi Odası'nın 'Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu' listesinde 82. sırada yer aldı. Sütaş, Aksaray tesislerinin faaliyete geçmesiyle birlikte bugün 12 saat içinde en uzak satış noktasına taze günlük süt ürünü ulaştırma imkanına sahip hale geldi. Kurum, dağıtım ağına verdiği önemle, bin 55 araçtan oluşan dağıtım filosuyla 8 ana kategoride 189 farklı gramaj ve ambalajda 67 çeşit ürünü, Türkiye'de toplam 78 bin satış noktasına dağıtıyor. 'Türkiye;nin Sütçüsü' olarak, faaliyetlerini süt ve süt ürünleri üretimiyle sınırlamayan Sütaş, 'ottan sofraya süt değer zinciri'ni yönetebilmek ve en yüksek kalitede, sağlıklı süt ürünlerine ulaşmak için, tarım ve hayvancılık sektörünü de kapsayan bütünsel bir faaliyet yürütüyor. Sütaş bu doğrultuda sürdürdüğü eğitim çalışmalarıyla, damızlık üretim ve geliştirme faaliyetleriyle, başta yem olmak üzere, üreticilerinin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çabalarıyla, sektörün gelişimine de katkıda bulunuyor.”
"ISI VE ELEKTRİK ENERJİSİ ATIKLARDAN VE İNEK GÜBRESİNDEN ÜRETİLECEK”
Yılmaz, Sütaş'ın Karacabey ve Aksaray fabrikalarının yüksek nitelikli arıtma tesislerinde, katı ve sıvı atıkları temiz su, organik gübre ve biyogaza çevirerek doğal lezzetleri, doğa dostu tesislerde ürettiğini dile getirdi.
Muharrem Yılmaz, Sütaş'ın, üç yıl içinde ihtiyacı olan ısı ve elektrik enerjisinin tamamını kendi atıklarından ve ineklerinin gübrelerinden üretmeyi planladığını bildirdi.
Eğitime özellikle önem verdiklerini anlatan Yılmaz, Karacabey eğitim merkezinden 9 bin 716 kişiye ulaştıklarını ifade etti.
Yılmaz, yazılımlarını kendi ekiplerinin yapabildiği bir otomasyon sistemleri olduğunu belirterek, çevre yatırımlarına da özel önem verdiklerini, arıtma tesislerinde yılda 1 milyon 642 bin ton temiz su üretildiğini, 2 bin 922 ton gübre ve 3 milyon 125 bin metre küp biyogaz elde ettiklerini vurguladı.
“YAKINDA AB KAPILARINI ZORLARIZ”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yılmaz, “Yoğurdun kodekste yer alan değişim çabalarına tepki gösterdiniz. Tarım Bakanlığı'nın da geri adım attığı görüldü. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine şöyle konuştu:
“Yapılan çalışmalarda AB'ye uyum sağlanmak isteniyordu. Ancak AB'de böyle bir yoğurt standardı yoktu. Bu Türkiye için bir fırsattı. Kendine göre bir düzenleme yapılabilirdi. Dünyaya uydurulmaya çalışıldı. Bizim gösterdiğimiz tepki kamuoyunda da karşılık buldu. AB Türkiye'den süt ve süt ürünler ihracatını yasaklıyor. Eskiden 'tesisleriniz yeterli değil' diyorlardı. Gelip görüyorlar bizim tesislerimiz şu anda onlarınkinden daha iyi ve yeniler. Şimdi de 'çiftliklerin standartları AB'ye uygun değil' diyorlar. Aksaray ve Karacabey'de kurulan tesisler örnek gösterilen dünyaca ünlü tesislerdir. 250 milyon liralık yatırımın içinde çiftlik yatırımları da var. Yakında AB kapılarını zorlarız. Öyle olmazsa gider orada üretiriz.”
Yılmaz, Azerbaycan'a, Irak ve Suriye pazarına ihracatlarının olduğunu, Türkmenistan'a doğru da bir şeyler başlayacağını ifade etti.
Türkiye'de et fiyatlarının çok yüksek seyretmesi sonucunda düşük verimli süt hayvanlarının da et olarak değerlendirildiğini vurgulayan Yılmaz, sütçülüğün çok bereketli bir iş olduğunu ve üretim artışı ile düzenli gelir için de çok büyük bir fırsat barındırdığını belirtti.
Yılmaz, “Borsaya açılmayı düşünüyor musunuz?” sorusu için de Sütaş'ın borsada işlem görme durumunu kurumsallaşma sürecinin bir aşaması olarak gördüğünü belirterek, “Şu ana kadar kaynaklarımız büyümeyi finanse etmeye yeterli. Önümüzdeki yıl borsaya açılmak gibi bir planımız yok” dedi.
Sütte KDV olmasını bir “zafiyet” olarak nitelendiren Yılmaz, sütün 2 milyon liraya satılmasının rekabetin yarattığı bir sonuç olduğunu bildirdi.
Günlük sattıkları ürünlerin kişi başına tüketimini test ettiklerini ve tüketiciler tarafından günde 6 milyon kere değerlendirildiklerini ifade eden Yılmaz, “Süt fiyatlarındaki bu gelişmelerin tüketici fiyatlarına yansımamasını umut ediyorum. Süt fiyatlarında meydana gelen aşırı artışlar kalıcı olabilecek rakamlar değil. Bu konjonktürel rakamların tüketici fiyatlarına yansımadan dengeye oturması gerekir. Uzun yıllardır süren çalışmaların sonucunda istikrarı sağlamak için Ulusal Süt Konseyi kuruldu. Konseyin bu konudaki çalışmalarını tamamlayıp sektöre istikrar getireceğini düşünüyorum. Süt fiyatlarındaki aşırı dalgalanmalar ne üreticilerin, ne sanayicinin ne de tüketicinin menfaatine olmuştur” şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin “Migros ile Sütaş arasında geçmiş dönemlerde söz konusu olan sıkıntılar hala devam ediyor mu?” sorusunu da değerlendiren Yılmaz, “Migros ile aramızdaki ticari görüş farklılığı devam etmekte. 35. yılı tabii ki Migros ile kutlamak istiyoruz. Ancak ticaretin de belli bir uzlaşma süreci var. Umarım bu süreç de bir an önce tamamlanır. Bizim için önemli olan tüketicimize her zaman en yakında bulunabilmek” ifadesini kullandı.