Süt üretiminde Türkiye-Hollanda farkı

Güncelleme Tarihi:

Süt üretiminde Türkiye-Hollanda farkı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2008 15:41

AB'nin en büyük tarım ürünleri ihracatçısı ülkelerinden olan Hollanda'da bir aile işletmesinde ortalama 100 baş inek bulunurken, Türkiye'de 100 başın üzerinde inek bulunan işletme sayısı binin altında.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR), Hollanda Tarım, Doğa ve Gıda Kalitesi Bakanlığı'nın birlikte düzenlediği “Modern Süt İşletmelerinin Yönetimi-Küçük Ülke Büyük Ortak Hollanda” başlıklı seminer, Hilton Oteli'nde yapılıyor.

Seminerde, Türkiye ve Hollanda'daki hayvancılık sektörünün durumu hakkında bilgi verilirken, Türkiye'de süt üretimi ve kalitesinin artırılmasına yönelik alınması gereken tedbirler üzerinde duruldu.

Seminerin açılışında konuşan SETBİR Başkanı Erdal Bahçıvan, ekonomik kriz nedeniyle, en az etkilenmesi beklenen gıda sektöründe de tüketim seviyelerinin düştüğüne dikkati çekti.

Türkiye'de yem gibi üretim maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle, gıda fiyatlarının yüksek olduğunu, tüketicilerin zaten dünya fiyatlarının üzerinde fiyatlarla gıda satın almak zorunda kaldığını anlatan Bahçıvan, küresel krizin, tüketicilerin alım gücünü daha da olumsuz etkilediğini, piyasada nakit akışının azaldığını, gıda sektöründe dahi tüketim seviyelerinde azalma kaydedildiğini belirtti.

Genelde Ekim-Kasım aylarında süt üretiminin düşmesi nedeniyle süt alım fiyatları artarken, bu yıl sanayicinin süt almaması nedeniyle fiyatların düştüğünü kaydeden Bahçıvan, kısa dönemde yaşanan bu dalgalanmaların alt yapısı sağlam olmayan sektörü olumsuz etkilediğini ve fiyatlardaki düşüşün, gelecek dönem için kötü bir gösterge olduğunu söyledi.

Üretim maliyetlerindeki yükseklik nedeniyle sektörün ihracat yapamadığına işaret eden Bahçıvan, gerek tüketiciye uygun fiyatlarla gıda sunulması gerekse ihracat için öncelikle üretim maliyetlerinin düşürülerek verimliliğin artırılması gerektiğini vurguladı.

Piyasayı doğru düzenlemek için proaktif bir şekilde öngörülerde bulunabilecek, üretim ve ticareti dünya gelişmelerine paralel planlama yapabilecek şekilde, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşacak “Tarım Ürünleri Piyasası Kurulu” kurulmasını öneren Bahçıvan, Süt konseyi ile ilgili yasal çalışmanın tamamlanmasını da memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

SETBİR olarak süt ürünlerinde kaliteli üretimin ve tüketimin artırılmasını hedeflediklerinin kaydeden Bahçıvan, tüketimi artırmak için AB'nin okul sütü programı başlattığına işaret ederek, Türkiye'de aynı yönde uygulama yapılmasını istedi.
Sektörde, dünyanın bir çok ülkesi ile boy ölçüşebilecek nitelikte yatırımlar olduğunu, büyük işletmeler kurulduğunu kaydeden Erdal Bahçıvan, doğru teşvik ve uygulamalarla Türkiye'nin dünyanın en büyük tarım aktörlerinden biri olabileceğini, ancak maliyet ve fiyatların verimi artırarak, dünya piyasası seviyelerine çekilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'de yüzde 25 olan ıslah edilmiş hayvan oranının, Hollanda'da yüzde 75-80 olduğuna işaret eden Bahçıvan, verimin artırılabilmesi için mutlaka işletmelerin rantabl ve ekonomik büyüklüğe çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Gıda güvenliği açısından markalı ürün üretiminin desteklenmesi gerektiğini de kaydeden Erdal Bahçıvan, gıda terörünün önlenmesi açısından, kayıt dışı ile mücadele yanında tüketicinin de kendi polisliğini yaparak, aldığı gıdaları sorgulaması gerektiğini bildirdi.

HOLLANDA'NIN 55 MİLYAR DOLARLIK TARIMSAL ÜRÜN İHRACATI

Seminerin açılışında konuşan Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi Marcel Kurpershoek, tarımın Hollanda ekonomisi açısından önemine işaret ederek, 4 milyar avroluk süt, 20 milyar avroluk hayvansal ürün ürettiklerini, tarım sektörünün ihracatının 55 milyar dolar olduğunu söyledi.

Hayvan sağlığı ve refahını dikkate alarak, güvenli, kaliteli gıda üretimi gerektiğini anlatan Kurpershoek, Türkiye'de de hayvan kayıt sisteminin geliştirilmesini memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Pakdil de açılıştaki konuşmasında, tüketicinin gıda güvenliği konusunda bilinçlendirilmesi için 2009'u “gıda güvenliği yılı” ilan ettiklerini, gıda ile ilgili şikayetlerin bildirilmesi için de “Alo Gıda” telefon hattı kurulacağını söyledi.

AB'nin görüşleri alınarak hazırlanan gıda yasası paketinin de yakında Başbakanlık'a sunulacağını açıklayan Pakdil, yasa ile birincil üretim aşamasındaki üreticiye de sorumluluklar getirildiğini belirtti.

TÜRKİYE'DE SÜT HAYVANCILIĞI SEKTÖRÜ

Seminerde Türkiye'de süt hayvancılığının durumu konusunda bilgi veren Tarımsal Üretim Geliştirme Genel Müdürlüğü (TÜGEM) Genel Müdür Yardımcısı Adnan Gültek, Türkiye'de ekonomik işletme sayısının çok az olduğunu, işletmelerin yüzde 56,3'ünü oluşturan 835 bin 593'ünde 1-3 baş inek olduğunu söyledi.

Gültek'in verdiği bilgiye göre, 96 bin 894 işletmede 10-25 baş inek, 3 bin 616 işletmede 50-100 baş inek, sadece 753 işletmede 100-200 baş, 194 işletmede ise 200 başın üzerinde inek bulunuyor.

Sektördeki üretimin ekonomik olması açısından süt/yem paritesinin 1'in üzerinde olması gerektiğine işaret eden Gültek, buna karşın bu yıl süt fiyatlarının düşmesi, yem fiyatlarının yükselmesi nedeniyle bu paritenin 0,58'e düştüğünü bildirdi.

Geçen yıl sektörün, yüzde 55'i peynir olmak üzere 80 milyon dolarlık ihracat yaptığını, 69 milyon dolarlık ithalatın da yüzde 60,8'ini süttozunun oluşturduğunu anlatan Adnan Gültek, hayvansal üretimin artırılması için ekonomik işletme sayısının artırılması gerektiğini kaydetti.

Damızlık ithalatının sektörde verimli hayvan sayısının artmasına katkıda bulunmadığına işaret eden Gültek, bunun yerine hayvan ıslahına önem verilmesi gerektiğini, ancak hayvan hastalıkları ile mücadele için yeterli kaynak olmadığını söyledi.

Seminerde Hollanda'da süt hayvancılığı konusunda bilgi veren Rabobank İnternational'in temsilcisi Marina Rebello, Hollanda'da bir aile işletmesinde ortalama 100 inek bulunduğunu, bundan daha fazla ineği olan işletmelerin ise eleman çalıştırdığını söyledi. Üretici sayısı yanında işleyen firma sayısının da çok az olduğuna işaret eden Rebello, Danimarka ve Hollanda'da, üretilen sütün yüzde 80'ini 3 firmanın işlediğini belirtti.

AB'nin 2015 yılına kadar sütte kota uygulayacağını hatırlatan Rebello, kotaya göre ülkelerin üretimlerinin düşük kaldığını, büyük firmalar tarafından alınan sütlerin yine uluslararası firmalar tarafından dünyaya dağıtıldığını anlattı.
Rebello, süt sektöründe, perakende sektöründe, süt ürünlerinde üreticilerin paralarını 30-90 gün içinde aldığını, önceden perakendecilerin 6 aylık fiyatlar belirlerken, son dalgalanmalardan sonra bu sürenin 3 aya düştüğünü kaydetti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!