Güncelleme Tarihi:
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, Ulusal Süt Konseyi'nde belirlenen çiğ süt tavsiye fiyatının Temmuz 2014 tarihinden bu yana litrede 1 lira 15 kuruş olduğunu, üstelik birçok ilde fiyatın 1 lira 15 kuruşun altında satıldığını belirtti. En son 24 Haziran 2015 tarihinde yapılan toplantıda, süt sanayicilerinin uzlaşmaz tutumlarını sürdürdüğünü, önümüzdeki süreç için de fiyatın aynı kalmasını istediğini bildirdi.
"KAZANAN SANAYİCİLER, MARKETLER; KAYBEDEN ÜRETİCİ"
Üreticinin, sattığı ürünün fiyatında söz sahibi olamadığını vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi: "Üretici mağdur. Kazananlar yine fabrikalarına fabrika katan 'sanayiciler' ile marketler zincirine yeni bir halka daha katmayı düşünen 'marketler'; kaybeden ise üreticidir. Burada yem fabrikalarını da unutmamak lazım... Döviz kurundaki en ufak bir değişim, üretici süt fiyatlarına yapılan en ufak bir zam, verilen en ufak bir destek, en kısa zamanda 'yemde zam' olarak karşımıza çıkmaktadır. Ne yazık ki şu an, girdisini kontrol edemezken, sabitleyemezken, sattığı ürününün fiyatı bir yıldır sabitlenmiş ve bunu daha da ileri götürmek isteyen birkaç sanayici grubunun karşısında mağdur olmuş yüz binlerce süt üreticisi vardır. Devlet, 'serbest piyasa ekonomisi' denilerek bu yaşananlara tarafsız ve sessiz kalmamalıdır. Çünkü piyasa; fabrikalarına fabrika katan, zincirlerine yeni halkalar eklemek isteyen üç-beş tüccarın elinde oyuncak olmuştur. Özellikle de sanayiciler, marketler ve yem sanayicileri karlarından başka bir şey düşünmezken, yüz binlerce üreticinin sessiz kalmasını beklemek abesle iştigaldir."
HAYVANLAR KASABA GİDER, YENİ KRİZ KAÇINILMAZ OLUR
Milyarlarca dolar harcanarak oluşturulan damızlıkların kasaba gitmemesi, 2010 yılında yaşanan et krizinin tekrar yaşanmaması için sessiz kalınmamasını isteyen Bayraktar, "Eğer fiyatlar önümüzdeki dönem için de sabitlenecek olursa ne yazık ki hayvanlar kasaba gidecek, yeni bir kriz kaçınılmaz olacaktır." uyarısında bulundu.
Bayraktar, şöyle devam etti: "Bu ülkelerde devlet her zaman üretici lehine pozitif bir ayrımcılık yapmaktadır. Çünkü bilmektedir ki süt üreticisi demek yerinde istihdam demektir, süt üreticisi demek milyonlarca aile demektir, süt üreticisi demek şehirlere göçün önlenmesi demektir, süt üreticisi demek insanların beslenmesi demektir, süt üreticisi demek turizm demektir, süt üreticisi demek ihracat demektir. Onlar için sütün ve süt üreticisinin tek değil bilakis birçok anlamı vardır."
"DEVLET MÜDAHALE ETMELİ"
Bayraktar, devletten beklentilerinin; 3-5 sanayicinin insafına terk edilmiş milyonlarca üretici ve ailesinin korunması, piyasaya müdahale edilmesi olduğunu vurguladı. Ticarette alıcı ve satıcı olmak üzere iki taraf bulunduğunu hatırlatan Bayraktar, "Dolayısıyla üreticilerin şu an itibariyle 'ürünümü satmıyorum' deme lüksü yoktur. Sanayiciler aynı zamanda şu an yaşanan hükümet belirsizliğinden faydalanmaya çalışmakta, bu belirsizlikte 'fiyatı böyle ne kadar götürebilirsek götürelim' düşüncesindedirler. Kısacası 'şark kurnazlığı' yapmaktadırlar. Şu çok iyi bilinmelidir ki, kesilecek her damızlık hayvanın, yaşanması muhtemel et ve süt krizinin, dışarı aktarılacak her türlü ülke kaynaklarının sorumlusu küçük hesaplar peşinde koşan bu sanayicilerdir." ifadesini kullandı.