Güncelleme Tarihi:
İstatistiksel açıdan incelendiğinde bir aracın içi, insanlar için en fazla tehlike arz eden yerlerden biridir. Yapay zeka ve sürücünün yaşamsal belirtilerini algılama özelliği sayesinde araçlar artık en güvenli yerlerden biri olabilir.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi verilerine göre 2015 yılında 38 binden fazla kişi motorlu araç kazalarında hayatlarını kaybetti. Bu kazaların yüzde 26'sı, sürücünün seyir halindeyken dikkatinin dağılması nedeniyle ölümle sonuçlandı.
ABD'de her gün 4 bin 110 kalp krizi ve felç vakası meydana geliyor. Bu rakam, yılda kabaca 1,5 milyon vakaya karşılık geliyor. ABD'de sürücüler her gün yaklaşık olarak 1,1 milyar kez direksiyon başına geçiyor. Bu rakam, kabaca yapılan bir hesapla her 733 sürüşün birinde sürücünün kalp krizi veya felç geçirme ihtimali bulunduğunu gösteriyor.
Bu durum, araç içinde bulunan tüm yolcular için gerçek bir risk arz ediyor. Sürücünün kalp krizi ya da felç geçirmesi durumunda bilincini kaybederek kendisini, araçtaki yolcuları, diğer sürücüleri ve yayaları tehlikeye sokma ihtimali çok yüksek oluyor.
5. seviye otonom araçların piyasaya sürülmesi ve yaygın şekilde kullanılmaya başlanması, bu riskleri ortadan kaldırmasa bile büyük ölçüde azaltabilir. Günümüzde Tesla gibi yarı otonom araçlarda bunun faydaları gözlenmeye başlandı bile.
KRİZ GEÇİREN SÜRÜCÜSÜNÜ KURTARAN ARAÇ
Bu yıl Missouri'de otoyolda seyir halinde ciddi bir pıhtılaşma sorunu yaşayan bir sürücü, aracını manuel olarak otomatik pilot moduna geçirdi ve hastaneye yönlendirdi. Yarı otonom özellikli otomatik pilot, bu kişinin hayatını kurtardı. Gelecekte ise tamamen sürücüsüz araçlar çok sayıda insanın hayatını kurtarabilir.
Üstelik bu daha ilk adım. Gelecekte sürücüsüz araçlar, sürücünün vücut hareketleri, vücut sıcaklığı ve hatta solunum hızındaki artış gibi özellikleri de algılayabilecek.
Yolcunun göğüs ağrısı ya da uyuşma hissetmesi halinde, yalnızca "yardım" gibi basit bir kelime veya ifade kullanarak akıllı sesli asistan sayesinde otonom araçla iletişim kurması mümkün olacak.
Sürücüsüz araç, yapay zeka ve derin öğrenme yetkinlikleri (kısmen de sürücünün ses tonu ve vücut hareketleri) sayesinde sorunu anlayabilecek ve sağlık sorunu yaşayan bir hastanın kısa süre içinde ulaşacağı şeklindeki bir mesajı en yakın hastaneye gönderebilecek. Hastanede bulunan sağlık personeli, sürücüsüz aracın konumunu izleyebilecek ve yolcuyla iletişim kurabilecek. Aracın sürücüsüz araçlara ayrılmış varış/kalkış noktasına ulaşması üzerine, burada hazır bekleyen sağlık personeli hastaya müdahalede bulunabilecek.
Ayrıca direksiyonun kontrolü sürücüsüz araca geçeceği için yolda bulunan diğer sürücüler ve yayalar da tehlikeye girmeyecek.
Gelecek işte böyle olacak. Otonom araçlar, gelecekte insan hayatı kurtarabilecek, mobiliteyi artıracak ve sağlıkla ilgili acil durumlar nedeniyle sürüş sırasında yaşanan riskleri azaltabilecek.
GE Blog içerikleri için http://geturkiyeblog.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Sponsorlu İçerik