Güncelleme Tarihi:
Ekonomist Dergisi'nden Sibel Atik'in haberine göre, Türkiye’nin en önemli sınır ticaretinin yapıldığı Suriye ile gerilen ilişkiler, Türk iş dünyasını da tehdit eder boyuta geldi. Bütün dünya Suriye’yi ağırlıklı olarak siyasi bir pencereden izlerken Türkiye için gelişmelerin ekonomik boyutu da çok önemli bir hal aldı. Çünkü Suriye’de yaşananların siyasi boyutunun ekonomiye etkileri, olayların artan hararetiyle her geçen gün daha da alevleniyor.
Başta sınır kentimiz Hatay olmak üzere Gaziantep, Mersin, İskenderun, Osmaniye’de de çok yakından hissedilen kriz en çok şu günlerde yoğun satış yapması beklenen yaş sebze meyve sektörünü vurdu. Sınır kapılarında ticaretin neredeyse sıfır noktasına indiği Suriye ile ekonomik anlamda en yakın temasta olan Hatay’da irili ufaklı birçok şirket için iflas söylemleri dolaşmaya başladı.
BÜYÜK DÜŞÜŞ
Bölgenin ihracatçı firmaları bir yana hizmet sektörü ve esnaf da Suriye’de yaşanan olayların peşi sıra bıçak gibi kesilen ziyaretler nedeniyle sıkıntıda. Gaziantep’ten yapılan halı, kilim gibi ihracat kalemlerinde ise düşüşler kendini gösteriyor. Suriye’nin en çok önemli olduğu yaş meyve sebze ve nakliyat sektörleri ise deyim yerindeyse kan ağlıyor.
Aslında araç giriş çıkışlarının sıfırlandığı Suriye ile olan ihracatımızı geçen hafta açıklanan rakamlar net ortaya koyuyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) rakamlarına göre geçen yıl Ocak-Temmuz döneminde 1 milyar doları aşan ihracat bu yılın aynı döneminde ise 338 milyon dolarla sınırlı kaldı.
ORTADOĞU’YU KAYBEDEBİLİRİZ
Suriye gerginliği ile kapanan altı sınır kapısına alternatif yol arayışında olan ihracatçı firmalardan, nakliyecilere kadar en ağır darbenin Hatay’da yaşandığını belirten Hatay Sanayici ve İşadamları Derneği (HASİAD) Başkanı Gülay Gül, sürecin uzaması
Kendi firmasının Ortadoğu ülkelerine kozmetik ürün ihracatı yaptığını ancak kısa dönemde satışlarda yüzde 70 oranında bir gerileme yaşadıklarını belirten Gülay Gül, araç giriş çıkışlarının sıfırlandığını anlatıyor. “Sadece ihracatçı değil, yılda 2.5 milyon turisti ağırlayan bölgemizin esnafı, otel işletmecisine kadar herkes artık dayanma gücünün son noktasında” diyen Gül, olaylar nedeniyle turistik amaçlı giriş-çıkışların yanı sıra mal sevkiyatı yapan araç trafiğinin de sıfırlandığını dile getiriyor.
TIR TAKSİTLERİ ÖDENEMİYOR
İstanbul’dan sonra en büyük araç filosunun Hatay’da olduğunu anlatan Gül, çalışmayan nakliyecilerin aldıkları TIR’ların taksitlerini ödeyemeyecek noktaya geldiğini söylüyor. Bu nedenle iflasların konuşulduğunu ve bankaların da psikolojik baskıyı artırdığına işaret eden Gül, “Lübnan’a yapılan deniz ve uçak seferleri, Mısır yolu alternatif olarak görülse de henüz Cilvegözü sınır kapısının yerini dolduracak bir güzergah oluşturulamadı. Cilvegözü’nden bir TIR 1.700 dolara Suudi Arabistan’a mal taşırken, bugün bu rakam TIR başına 4 bin dolarları buluyor. Bu maliyetlerle büyük bir avantaj sahibi olduğumuz Ortadoğu pazarında güç kaybediyoruz” diyor.
İHRACAT DURDU
Yaşanan bu süreçten belki de en büyük darbeyi alan sektörlerden biri ise yaş sebze meyve üreticileri. Suriye sınır kapılarından yapılan ihracatın önemli bir kısmı yaş sebze meyve ihracatıydı. Ancak buradaki kapıların kapanmasıyla yaş meyve sebze ihracatının önü de kesilmiş.
BEŞ TIR’DAN HABER YOK |
Suriye ile yaşanan bu gerilime bire bir tanık olanlardan biri de şüphesiz nakliyeciler. Geçtiğimiz günlerde Suriye’de Türk TIR’larına yapılan saldırılar nedeniyle araç giriş çıkışları neredeyse sıfırlanmış. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Ruhi Engin Özmen’e son durumu soruyoruz. Saldırıya uğrayan dokuz TIR’ın Türkiye’ye geldiğini söyleyen Özmen, şu an beş TIR’dan ise haber alınamadığını açıklıyor. Bu beş TIR’ın 1.5 milyon Euro değerinde olduğunu anlatan Özmen, böyle bir ortamda nakliyeciler için vergilerin bir süreliğine ötelenmesi gerektiğini vurguluyor. Bu konuda taleplerini gerekli noktalara ilettiklerini fakat henüz bir gelişme olmadığını ifade eden Özmen, “Nakliyeciler son 10 gündür Suriye’ye hiçbir şekilde gitmiyorlar. Bu iş bir an önce halledilmeli. Suriye’deki suların durulması en çok Türkiye’ye yarar. Örneğin Gaziantep’ten halı, kilim ve konfeksiyon ürünleri şu an konteynırlarla gönderiliyor. Fakat 6 günde gidecek ürünler 20 gün hatta 1 ayda gider oldu” diyor. |
ZARAR 200 MİLYON DOLAR
Suriye gerginliği nedeniyle kapanan sınır kapılarının sektöre 200 milyon dolarlık bir ihracat kaybı yaşattığını belirten Kavak, bunun için kendilerinin de yoğun bir görüşme trafiği içinde olduklarını kaydediyor. Özellikle Yayladağı kapısının araç trafiğine açılması gerektiğini anlatan Ali Kavak, bu kapılardan Arap plakalı araçların geçiş yapabileceğini Türkiye’nin de bu TIR’ların geçiş yükümlülüğünü hafifletebileceğini anlatıyor. Kavak, Suudi Arabistan plakalı bu araçların devreye girmesiyle kısa sürede o pazarlardaki etkinliğin tekrardan sağlanabileceğini düşünüyor. Kavak, en tehlikeli gelişmenin Türkiye’nin kaybettiği bu pazarlara İspanyol, Mısır, Fas gibi ülkelerin yerleşmesi olduğuna dikkat çekiyor.
DOĞAN NARİN İLK KURBAN MI?
Suriye ile siyasi ve ekonomik anlamda gerilen bu süreç, bölgede iş yürütenleri de çıkmaza sürüklüyor. Alev topuna dönen bölgede iş yürütenler arasında önde gelen büyük firmaların bile ciddi sıkıntılar yaşadıkları ifade ediliyor. Bu noktada en çok adı geçen isimlerden biri ise bakliyat inracatçısı Narpa’nın sahibi Doğan Narin.
Bölgenin en büyük bakliyat ve hububat ihracatçılarından biri olan ve cirosu 120 milyon TL’yi aşan DMN Narin Group, bu dönemde kapasitesini büyük ölçüde azaltmış. Grubun tepe ismi Doğan Narin, aynı zamanda Türk Arap Ülkeleri İşadamları Derneği’nin de başkanı. Kısa dönemli borçları tasfiye etme konusunda sıkıntı yaşadığı öne sürülen grubun Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Narin, yaşanan olayların bölgeyi ciddi boyutlarda etkilediğini söyleyerek başlıyor sözlerine.
Böyle bir ortamda kendilerinin de finansman anlamında sıkıntılı olduklarını söyleyen Narin, “Firmaların bir anda başka ülkelere yönlenmesi mümkün olmuyor. Tabii ki finansman anlamında sıkıntılıyız. Fakat bakliyat sektörü sadece Hatay üzerinden değil, konteynırlarla Mersin üzerinden de gidebiliyor. Biz de bu yolları kullanıyoruz. Fakat bölgede havanın sıcak esmesi ve ateşin bir türlü düşmemesi, kurların değişmesi ve o ekonomilerdeki daralma bizi olumsuz etkiliyor” diyor.
Mali darboğazı aşabilecek güçte olduklarını ifade eden Narin şunları söylüyor: “Evet bizim firma ve bölgede bu sıkıntılar yaşanıyor. Ne kadar dayanırız bilmiyorum ama dayanmaya devam edeceğiz. Kapasitelerimizde bir düşüş var tabii. Piyasa şartları durakladığı için biz de bundan büyük ölçüde etkileniyoruz. Şu an yeni bir finansal bir pozisyon yaratmaya çalışıyoruz ve mevcut durumun finansal yansımalarını değerlendiriyoruz. Bu konuda fazla bir yorum da yapmayayım.”