Güncelleme Tarihi:
KÜRESEL ısınma insan hayatı üzerindeki etkilerini her geçen gün daha fazla gösteriyor.Eğer dünya bu hızla ısınmaya devam ederse önümüzdeki yüzyıl insanlar için hiç kolay geçmeyecek. İşte tam da bu noktada uluslararası işbirlikleri ile bu ısınmasının kaynağı azaltılmaya çalışılıyor. Bunlardan birisi de şimdiye kadar çevreyi korumak için imzalanmış en önemli uluslararası anlaşma olarak gösterilen Montreal Protokülü’ne getirilen bir ek olan Kigali Değişikliği. Bu değişiklikteki temel amaç hidroflorokarbonlar (HFC’ler) olarak adlandırılan süper iklim kirleticilerinin kullanını sınırlandırarak küresel ısınmayı yavaşlatmak.
MİLYAR DOLARLIK FON
Kigali Değişikliği, ülkelerden karbondioksitten bin kat daha zararlı olan ve ozon tabakasının hızla incelmesine neden olan HFC gazlarının kullanımını azaltmasını istiyor. Bu gazlar soğutucular, dondurucular, klimalar ve otomotiv sektöründe kullanılıyor.
Türkiye tıpkı Montreal Protokolü’nde olduğu gibi Kigali Değişikliği’nde de çevreci bir yol izliyor. Öyle ki Kigali Değişikliği’nin onaylanması için geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından TBMM’ye kanun teklifini sundu. Bunun Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadele konusunda gösterdiği kararlılığın bir somut bir örneği olduğunu söyleyen Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Semra Cerit Mazlum, “Ülkeler belirli bir program dahilinde HFC gazlarının kullanımını azaltacak. İklimlendirme, inşaat ve otomotiv gibi sektörlerde büyük bir değişim yaşanacak. Dev sanayi kuruluşları altyapılarını değiştirecek. Bunu Kigali Değişikliği’nin sağladığı çok taraflı fonla sağlayacak. Fon kullanılırken Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlarla çok ciddi işbirlikleri yapılıyor. Türkiye yıllardır Montreal Protokolü’ne bağlı olarak bu fonları kullandı. Çok büyük bir tecrübesi var. Milyarlarca dolarlık fondan yararlanma konusunda sıkıntı yaşamayacak ve Türkiye’deki dev sanayiler bu fonu kullanarak büyük çevreci değişimi yaşayacaklar” şeklinde konuştu.
TAKVİM İŞLEYECEK
Montreal Protokolü’ne dahil olan ülkelerin bugüne kadar verdikleri taahhütleri başarılı bir şekilde yerine getirdiğini belirten Mazlum, “Montreal’de ozon tabakasının incelmesi için belirli gazların kullanımı yasaklandı ancak zamanla o gazların yerine kullanılmaya başlayan HFC gazları ozon tabakasında çok daha büyük tahribat yarattı. Kigali Değişikliği ile bu gazlarında kullanımınında kısıtlamaya gidildi. Montreal’de uygulanan tedbirler sayesinde ozon tabakasında incelme yavaşladı. Buradaki başarının devami için Kigali Değişikliği ile yeni bir takvim oluşturuldu. Buna göre 2050’ye kadar bu gazların kullanımının yüzde 80 azaltılması hedefleniyor. Gelişmiş ülkeler için bu takvim bu yıl başladı. Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler için ise süreç 2024’te başlayacak” dedi.
0.5 DERECELİK ETKİ
KİGALİ Değişikliği ile küresel ısınmanın belirli bir miktarda yavaşlatılması hedefleniyor. Özellikle Paris Anlaşması çerçevesinde ortaya konan sıcaklık artışının 1.5 derecede sınırlandırılması hedefi için bu değişiklik çok büyük önem taşıyor. Şimdiye kadar Çin ve Hindistan gibi gaz salınımı yüksel olan 65 ülkenin taraf olduğu anlaşmayı hızla tüm AB ülkeleri de imza atıyor. Barack Obama döneminde bu değişiklik için ülkeleri teşvik eden ABD ise Başkan Donald Trump yönetiminin isteksizliği yüzünden henüz bir adım atmadı.