Güncelleme Tarihi:
Konut üretimindeki düşüş arz-talep dengesinin bozulmasına yol açtı. Maliyet artışı, öngörülemeyen piyasa şartları ve arsa bulma sorunu nedeniyle müteahhitlerin yatırım iştahı azaldı. Son üç-dört yılda yaşanan yavaşlamayla biriken talep, piyasaya fiyat ve kira artışı olarak döndü. Sektör temsilcilerine göre konut arzının artması şart. Peki ama nasıl? Bu sorunun yanıtını ve sektörün önemli gündem maddelerini inşaatta yarım asırlık tecrübeye sahip Artaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya ile konuştuk...
EVİ OLMAYANA ÖZEL MODEL
* Son yıllarda yeni inşaat için alınan ruhsat sayısı ciddi oranda düştü. Sektör, yatırım için temkinli. Üretimdeki bu sorun nasıl aşılacak?
Konut üretecek firmaların ham maddesi arsa. Bugün arsa sahiplerinin taleplerine göre proje yapınca ulaşılabilir fiyatlı olmuyor. Özellikle belirtmek istiyorum, bizim lüks konut üretmek gibi bir derdimiz olmamalı. O yüzden kamunun sürece desteği şart. Önerim şu; Kamu uygun maliyetli arsa üretsin ve Emlak Konut gibi ihaleye çıksın. Ama bu modelde amaç ihtiyaç sahibi kesim olsun. Evlerin fiyatları için üst sınır belirlensin ve ‘sadece ilk evini alacaklara satacaksın’ desin. Özel sektör söz gelimi yüzde 20 gibi bir arsa bedeli ile hasılat paylaşım modelli projeler yapsın. Evleri de yatırımcı değil, hiç konutu olmayanlar alsın. Bu üretimi arttırmak için iyi bir çözüm olabilir. Tabi bir de atıl duran, çözüm bekleyen konutlar da artık sisteme girmeli.
ARZ SORUNUNA YENİ FORMÜL
* Atıl kalan konut sorunu nedir?
Bugün mega kent dediğimiz İstanbul’da milyonlarca kişi yaşıyor ve bu şehrin çok fazla nitelikli konuta ihtiyacı var. Deprem en büyük gerçeğimiz ve vatandaşlarımızın sağlam yapılarda oturmasını sağlamamız gerekiyor. İstanbul’da atıl, yarım kalmış ya da hukuki süreçlere takılmış on binlerce konut var, tahminimiz 100 bin civarı. Bu konutları, hızlı bir çalışmayla sisteme dahil edip kullanıma açmamız gerekiyor. Devletimiz, sadece atıl durumda olan bu konutların yeniden hayata geçirilmesi için katkı sağlasa ortaya 100 bin yeni konut arzı çıkar. Bu konutlar mahkemeye gitmiş olabilir, yasal bir süreçten dolayı durmuş olabilir, yürütmeyi durdurma kararı çıkmış olabilir. Buradaki sorunu devletin çözmesi, en azından yürütmeyi durdurma kararını kaldırması gerekiyor. Bakın devlet bunu yapsın, İstanbul’da bir anda çok ciddi bir konut arzı ortaya çıkmış olur.
OY KAYGISI DÖNÜŞÜME ENGEL
* Deprem gerçeğinden bahsettiniz. Kentsel dönüşümde istenilen seviyede miyiz?
Devlet seçim öncesi bir kampanya açıkladı, maliyetin yarısını karşılayarak dönüşüme destek vereceğini söyledi. Şimdi bu projenin nasıl ilerleyeceğini bekliyoruz. Özel sektör cephesinde ise durum çok iyi değil. Çünkü vatandaş ile baş başa kalınan süreç firmaları çok yordu. Biz bir dönüşüm projesinde 200’ü aşkın hak sahibi ile 9 yılda anlaştık. İki yıl da inşaat toplam 11 yıl... Benim ömrüm ne kadar ki tek projeye bu kadar zaman ayırayım. Dönüşümde özel sektörün aktif olması için düzenlemeler gerek. Bir kere yürütmeyi durdurma kararları alınmamalı. Vatandaş elbette hakkını arasın, davasını açsın. Eğer hak kaybı varsa giderilsin. Ama yürütmeyi durdurma, plan iptalleri yıllarca gecikmeye neden oluyor. Yüzlerce kişinin güvenli konutta yaşama hakkı elinden alınıyor. Sağlıklı bir dönüşüm süreci için en önemli görev ise belediyelere düşüyor. Belediye vatandaşla firma arasında köprü görevi görmeli. Mesela; vatandaş tapusunu belediyeye teslim etsin, müteahhitlere değil. Uzlaşma, denetim, plan süreçleri belediyelerce yönetilsin, firmalar işini yapsın, güvenli konut üretsin. Ama bugün görüyoruz ki belediyelerin çoğu oy kaygısı ile dönüşüme mesafeli. ‘Seçmenimi üzemem’ diyor ama vatandaş ölüyor... 11 ilde bunu yaşadık. Artık oy odaklı bu yaklaşım sona ermeli. Belediye başkanlarının önceliği, riskli konutların yenilenmesi olmalı.
İŞÇİ KRİZİNE ÇÖZÜM MESLEK LİSELERİ
* Üretim artmalı, dönüşüm hızlanmalı diyorsunuz. Ancak sektörde bir de işçi krizi yaşanıyor. Bu sorun nasıl çözülecek?
Şantiyelerde çalışacak eleman bulamıyoruz. Üniversite mezunu işsiz, masabaşı iş istiyor. Ama bizim saha elemanına ihtiyacımız var. Üzülerek söylüyorum ki yeni mezun mühendis 15 bin lira alıyor, usta 45 bin lira. Üstelik bu fiyata rağmen işçi bulunamıyor. Bu sorunu aşmak için düz liseler hızlıca meslek liselerine dönüşmeli. Gerekirse hepsinin bahçesine atölyeler kurup gençleri yetiştirmeliyiz. Ara eleman sorununu bir an önce çözmek için en önemli hamle bu olur.
37 BİN KONUT BİTTİ BİNLERCESİ YOLDA
* Artaş’ın aktif projeleri neler?
2004 yılından bu yana 37 bin konut teslim ettik. Aktif şantiyelere bakarsak da, İstanbul’a önemli katkılar sunmasını hedeflediğimiz 5 projemiz devam ediyor. Bu projelerde toplam 2 bin 375 konut ve 405 ticari ünite yer alıyor. İstanbul Bağcılar’da Avrupa Konutları Yenimahalle, tüm dinamiklerini çok iyi bildiğimiz Atakent bölgesinde Avrupa Konutları Ata, Ümraniye’de Avrupa Residence Yamanevler, Kartal’da Avrupa Konutları Esentepe projelerimiz bulunuyor. Yine ticarete çok büyük hız ve değer kazandıracak olan Artaş Sanayi ve Ticaret Merkezi projemiz ise Avcılar’da yükseliyor.
PERAKENDE TURİZM VE SANAYİ
Gayrimenkulün yanında perakende, turizm, sanayi ve enerji sektörlerinde de faaliyet gösteriyoruz. Son yıllarda gerçekleştirdiğimiz anlaşmalarla dünyaca ünlü turizm işletmecilerinin Türkiye’deki faaliyet alanlarını genişlettik. Vadistanbul projemizde Radisson Collection markası yer alıyor. Accor ile yaptığımız anlaşma neticesinde Çamlıvadi ve Saklıvadi’de premium segment Mövenpick Living ile turizm sektörüne yeni bir soluk kazandırıyoruz. Kayseri’de hizmete aldığımız Radisson Blu Mount Erciyes oteli, şehrin ilk kayak oteli olma özelliğini taşıyor. Son olarak Mesa-Artaş-Kantur&Akdaş ortaklığında inşa edilen Tema İstanbul’un yapımı süren Tema World bölümündeki otel için de Marriott International Grubu ile Marriott Executive Apartments marka kullanımı anlaşması imzaladık.
İstanbul, Kayseri ve Trabzon olmak üzere 3 farklı şehirde toplam 6 AVM yatırımımız bulunuyor. Ayrıca 60 yıllık köklü Çelik Halat markasını Doğan Holding’den satın alarak sanayi alanına girdik, sırada da enerji yatırımları var.
TİCARİ ODAKLI GYO KURACAK
* Gayrimenkul yatırım ortaklığı kuracağınızı açıkladınız. Bu planınız hakkında bilgi verir misiniz?
Ticari ünite odaklı, kira gelirleri olan bir GYO kurma hedefindeyiz. Sermaye Piyasası Kurulu’nun onaylarının ardından GYO’yu kuracağız. İçerisinde 1300 ticari birim yer alacak. Kira gelirini vatandaşlarla bölüşeceğiz. Diğer GYO’lar gibi ara sıra temüttü veren bir GYO olmayacağız, yılda 3 kez temettü dağıtacağız.
VADİ BÜYÜYOR
* Yeni yatırımlar için önemli işbirliklerine imza attınız. Bunlardan bahseder misiniz?
İstanbul’da yeni projeler üretmek için çalışmalarımızı son sürat sürdürüyoruz. Bu kapsamda önemli anlaşmalar yaptık. Şöyle özetleyebilirim:
İstanbul’un sanayiden dönüşümüne en iyi örneklerden birisi Ayazağa’daki Vadistanbul projemiz. Buranın bir yaşam merkezi, bir buluşma noktası haline gelmesini hedefledik. Bugün geldiğimiz noktada bunun gerçekleştiğini ve Vadsitanbul’un şehrin yeni sembolü olduğunu görmek bize mutluluk veriyor. Tabii bugüne kadar gelirken bu bölgeyi çok iyi tanıdık, dinamiklerini adeta ezberledik. 3 bine yakın konut, AVM ve ofisler ürettik. Bölgede yeni proje için de Eczacıbaşı Holding ile imzaları attık. Eczacıbaşı’na ait arsada hasılat paylaşım modeliyle proje geliştireceğiz ve Vadistanbul’un devamı niteliğinde olacak. 75 bin metrekarelik alanda imza atacağımız projemiz Vadistanbul Kanyon, Vadistanbul Orman ve Vadistanbul Kemer etaplarından meydana gelecek.
AVM YERİNE KONUT
* İş GYO ile yaptığımız anlaşma neticesinde İstanbul Mecidiyeköy’deki Profilo AVM yerine konut projesi yapacağız. Bu projemizle o bölgenin çehresini tamamen değiştireceğiz. Yıl sonunda AVM tarafının yıkımını yapacağız. Burada yeni bir AVM düşünmüyoruz. Çünkü asıl ihtiyaç konut.
* Yine buna ek olarak Milpa’nın Pendik’teki arazisini aldık. Bu alanlarda hayata geçireceğimiz projeler için geliştirme çalışmalarımız sürüyor.