Güncelleme Tarihi:
İSMMMO'nun, Emniyet Genel Müdürlüğü Faaliyet Raporu verileri ile Birleşmiş Milletler ve OECD suç istatistikleri üzerinden yaptığı araştırmaya göre, suç ekonomisi asıl olarak doğrudan suçla elde edilen “kriminal sektör” ve kaçakçılığa dayanan “illegal sektör”den oluşuyor. İllegal sektörü, yasalara aykırı üretim ve dağıtım, kriminal sektörü ise doğrudan suça dayanan yüksek riskli ve karlı girişimler oluşturuyor.
Emniyet kaynakları, uluslararası suç trafiği ve dünya suç ortalamaları resmi istatistiklerine göre yakalananın en az 5, çoğunlukla da 10 katı kaçakçılık olduğunun kabul gördüğü ve İSMMMOB araştırmasında Türkiye özelinde 5 katlık artışın ortalama olarak kabul edildiği, net gelirde ise dönen cironun yüzde 40'ı düzeyindeki bir oranın hesaplandığı belirtildi.
Raporda, suç ekonomisinin 2010 yılındaki 10 gözde alanı ve elde edilen yaklaşık cirolarına yer veriliyor. Buna göre fuhuş ve eroinden 1 milyar 800'er milyon, esrardan 1 milyar 50 milyon, insan kaçakçılığından 742 milyon 500 bin, kaçak sigaradan 652 milyon 500 bin, korsan kitap ve DVD'den 451 milyon 605 bin 680, organize suçtan 280 milyon, kaçak çaydan 205 milyon 740 bin, ecstasyden 200 milyon ve tarihi eser kaçakçılığından 160 milyon lira ciro elde ediliyor.
Rapora göre uyuşturucu, insan ticareti, hırsızlık gibi klasik suç kalemlerinin yanı sıra, yüksek oranlı Özel Tüketim Vergisi ve gümrük vergileri yüzünden cazip hale gelen içki, sigara, çay gibi ürünlerde yasa dışı ticaret, pazarın beşte birine kadar ulaşıyor.
Raporda, suçtaki temel güdünün elde edilecek gelir ile yakalanma maliyeti arasında kurulan dengeye işaret edilerek, özellikle kaçakçılığın yüksek getirisi sayesinde giderek büyüyen bir faaliyet alanına dönüştüğü vurgulanıyor.
EN ÇOK SUÇ GELİRİ FUHUŞ VE EROİNDE
Türkiye suç ekonomisinin panoramasını ortaya koyan raporda, sektör bazında değerlendirmelere de yer verildi. En çok suç gelirinin fuhuş ve eroinde olduğu belirtilen raporda, 2010 yılında yakalanan 12 ton eroin baz alındığında, tahmini yılda 60 ile 120 ton arasında eroinin Türkiye'den kaçak olarak geçtiği, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suçla Mücadele Bürosu'nun raporlarında da Türkiye'den geçen eroinin yılda 100 ton civarında olduğunun kabul edildiği belirtildi.
İran sınırında 4 bin 500 lira civarında olan eroinin kilogram toptan fiyatının İstanbul'a geldiğinde 16 bin liraya ulaştığı, bu fiyat sokağa indiğinde 30 bin liranın üzerine, Avrupa'ya ulaştığında da toptan satışlarda bile kilogram fiyatının 60 bin lira civarına çıktığı belirtilen raporda, bu rakamlarla eroinin sadece yurt içindeki cirosunun yıllık en az 1.8 milyar liraya ulaştığı, bunun yaklaşık üçte ikisinin de net gelir olduğu vurgulandı.
Türkiye'de 56 genelevde 3 bin kadının seks işçisi olarak çalıştığı, bunun dışında 15 bin civarında kayıtlı seks işçisi olduğunun ileri sürüldüğü, bu rakamlara yabancılar da dahil edildiğinde tahmini 100-150 bin seks işçisinin olduğunun kabul edildiği belirtilen raporda, aylık ortalama 2 bin liralık gelirle yapılan minimum hesapla ortaya çıkan cironun 3 milyar liranın üzerinde olduğu vurgulandı.
Rapora göre, adet bazında en çok kaçak sigara yakalandığı ve buna göre 43 milyon 500 bin adet sigara, 22 milyon 580 bin 284 adet de korsan kitap ve DVD, 2 milyon adet ecstasy, 362 bin adet kaçak içki, 12 bin 364 adet oto hırsızlığı, 39 bin 809 adet cep telefonu, 1 milyon 277 bin adet kaçak ilaç ele geçirildi.
Yüksek Özel Tüketim Vergisi oranları yüzünden sigaranın kaçakçılığın gözde mallarından biri olduğu, tahmini olarak bu pazardaki kaçakçılığın büyüklüğünün 250 ile 500 milyon paket arasında yer aldığı belirtilen raporda, bu miktarda kaçakçılığın sadece ÖTV karşılığının bile yüz milyonlarca lira olduğu ve pazarın toplam büyüklüğünün de en az 652 milyon lira olduğu kaydedildi.
EN ÇOK SUÇ VAKASI EVDEN HIRSIZLIKTA YAŞANIYOR
Raporda en çok suç vakasının evden hırsızlıktan yaşandığı, kredi kartı ve banka dolandırıcılığında vaka sayısı 2 bin 353, elde edilen ciro ise 58 milyon 825 bin lira iken, evden hırsızlıkta 85 bin 349 vaka sayısına karşın elde edilen ciro 42 milyon 674 bin 500 lira oldu.
Raporda, kaçak içkinin de yüksek ÖTV oranları yüzünden ortaya çıkan bir suç kalemi olduğu ve Türkiye'de 2010 yılında 362 bin şişe kaçak içki yakalandığı ve her şişenin yarım litre olduğu kabul edilirse 181 bin litre kaçak içki demek olduğu vurgulandı. Verilere göre bunun en az 5, ortalama 10 katının yakalanmadan piyasaya sunulduğu, bu durumda 1 milyon 810 bin ile 3 milyon 620 bin litre kaçak içkinin söz konusu olduğu ve kaçak içkiyle elde edilen cironun 100 milyon liraya yaklaştığı kaydedildi.
Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Arıkan, suç ekonomisinin temelde kayıt dışı ekonomi içinde büyüdüğünü ve bu durumun kamu düzeni açısından büyük tehlike oluşturduğuna dikkati çekerek, “Ekonominin kara deliğine dönüşen, insanlarımızın canına ve malına kasteden suç ekonomisinin önüne geçmek için kolluk kuvvetlerine ve hukuk sistemimize büyük iş düşüyor” ifadelerini kullandı.