Güncelleme Tarihi:
Bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Büyükhelvacıgil, Türkiye’de ayçiçeğinde rekoltenin bu yıl 1.7 milyon ton civarında olduğunu belirtti. Geçen yıl bu oranın 1.3 milyon ton olduğu ve Türkiye’nin ihtiyacının da ortalama 2.5-3 milyon ton olduğunu vurgulayan Büyükhelvacıgil, “Bu rekolte ülkemiz adına olumlu bir gelişme. Ülkemizde yağ arzında bir sıkıntı yok. Tedarik, nakliye ve ulaşım süreçlerindeki bazı nedenlerle zaman zaman arzda geçici gecikmeler yaşanabilir. Ancak, fabrikalarımız kapasiteleri ölçüsünde üreterek, piyasaya yağ arzına devam ediyor” ifadelerini kullandı.
HAMMADDELERDE FİYAT ARTIŞI
Çekirdek fiyatlarının 1.5 yıl önce 3 bin lira iken, bugün 9 bin lira seviyesine geldiğine dikkat çeken Büyükhelvacıgil, bunun da çiftçilere iki yılda iyi bir gelir sağladığını dile getirdi. Sıvı yağda ise hammaddede 1.5 yılda 3 kat artış yaşandığını kaydeden Büyükhelvacıgil aynı zamanda üretim yaparken kullanılan karton, kapak, teneke gibi yardımcı hammaddelerde döviz nedeniyle yüzde 100’e varan fiyat artışlarını olduğunu aktardı. Bunun yanı sıra yağlı tohumlarda yüzde 75 oranında dışa bağımlı olunduğunu ve her yıl ortalama 3.4 milyar dolarlık ithalat yapıldığını kaydeden Büyükhelvacıgil şöyle devam etti: “Yağ, un, şeker temel gıda maddeleri... Dünya borsalarında da fiyatları belli. Ülkemizde ve dünyada yağ arzı her zaman en düşük maliyetlerle yapılır. Çünkü ithalatta da ihracatta da çok güçlü bir rekabet var. Rekoltenin en yüksek olduğu Ukrayna, Rusya gibi ülkeler dahi ihracata açık ülkeler. Dolayısıyla fiyat rekabetinde ülkemizdeki sektörün, ihracatı veya iç piyasayı tercih etme gibi bir lüksü olmaz. Çünkü fiyat ülkemizde olduğu gibi tüm ülkelerde de rekabete açık. Türkiye’de yurtiçi ve yurtdışı piyasa arasında devletimizin belirlediği kesin bir ayrım var. Bu yılın ocak ayında önce ithalat sonra ihracat şartı getirildi. Böylelikle iç piyasadaki rezervlerin korunması ve dengeli bir ihracat hedeflendi. Güçlü bir sektöre sahibiz. Firmalarımızın ürettiği ‘Made in Türkiye’ markasını taşıyan ürünlerimiz, dünyaca ünlü. Başta Afrika ve Amerika kıtası ülkeleri olmak üzere, birçok ülkede firmalarımızın ürünleri tercih ediliyor. Bu pazarlarda birçok firmamızın markası çok önemli markalar haline gelmiş ve Türk sanayisini temsil ediyor. Firmalarımız haklı olarak pazarlarını kaybetmek istemez. Ancak sanayicimizin önceliği her zaman ülkemizin gıda arzı güvenliği.”