Güncelleme Tarihi:
ABD ve AB’nin markalarını sivil toplum kuruluşlarının hazırladığı kalite sistemleriyle dünyaya taşıdığını belirten Tüketici Yararına Araştırma Derneği Başkanı Murat Demirkol, “Türkiye’nin ulusal standart kalite markasını oluşturması gerekiyor. Ancak bu şekilde dünyada çok büyük markalar çıkarırız. Bu açıdan biz Geliştirilmiş Endüstriyel Referansları Sektörel Cetvelde Hesaplanması sistemini (GERSCHE) oluşturduk” dedi.
PRANGA VURUYOR
Türkiye’nin ticari hayatına ithal kalite standartlarının yön verdiğini savunan Demirkol, Hürriyet’e şöyle konuştu:
“Bu durum ülke açısından büyük bir handikap oluşturuyor. 1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği ile Türkiye’nin ticari hayatına pranga vuruldu. Bu nedenle üretim ve hizmet standartlarını ithal sistemler üzerinden kuruyoruz. Her ülkenin TSE gibi ulusal standartları hazırlayan kurumları var. Ama hiçbir ülke TSE gibi kurumlarla yurtdışına açılmıyor. ABD ve AB ülkeleri kendi ulusal markaları değil özel ya da sivil toplum örgütlerince hazırlanan kalite sistemleri ve markalarla standartlarını yurtdışına taşıyor. Dolayısıyla bu durum ülkelerin ihracatlarını da olumlu yönde etkilemektedir. Türkiye’de ihracatını arttırmak için dünya markaları oluşturmaya çalışıyor. Ancak elde edilen marka değeriyle ticari hayattaki markaların değeri eşdeğer değildir. Bunun nedeni ithal kalite sertifikası sistemleriyle yola devam etmemizdir. Biz onların kalite sistemleriyle marka olmaya çalışıyoruz.”
56 sektörde standart hazırladık
ODTÜ, Ankara ve Gazi Üniversitesi’nden akademisyenlerle çalışarak GERSCHE’yi oluşturduklarını belirten Demirkol, “Bankacılık ve finans hariç olmak üzere
56 sektörde standartlar hazırladık. Ekonomi Bakanlığı ile görüşmeler yaptık. Onlar da konuyu inceleyeceklerini söylediler. Uygunsuz ürünler çıktı bunların hepsinde TSE ve ISO gibi standartlar var. Bunlar artık güvenilirliğini yitirdi” dedi.