Güncelleme Tarihi:
ULUSLARARASI kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Kıdemli Analisti Sarah Carlson, son birkaç yılda Avrupa’da verdikleri rating kararlarında Türkiye’nin çok özel bir yeri bulunduğunu belirterek, “İlk Türkiye raporumu 1995 yılında okudum. 1996’dan bu yana da Türkiye ile ilgili roparlar yazıyorum. Biri bana 10 yıl önce global bir kriz olacak ve Türkiye de bu krizden gayet dayanıklı çıkacak deseydi hayatta inanmazdım. Ama bugün Türkiye Avrupa’da ratingi olumlu görünümde olan tek ülke” dedi.
SİYASİ VE DIŞ ETKENLER
Türkiye’nin aynı zamanda finansal kriz başladığından bu yana Avrupa’da iki iyileştirme geçirmiş tek ülke olduğunu vurgulayan Carlson, Moody’s’in 6. Yıllık Türkiye Kredi Riski Konferansı’nda yaptığı konuşmada, not artırımına ilişkin bir ipucu vermezken, Türkiye’nin yerine getirmesi gereken ev ödevlerini saydı. Türkiye’de, cari açık, ödeme dengesi gibi önemli risk alanlarında iyileşmenin devam etmesi gerektiğine değinen Carlson, “Jeopolitik ve siyasi riskleri hem yurt içindeki konulardan hem de çevredeki jeopolitik gerilimlerden dolayı orta düzeyde tutuyoruz. Türkiye’nin notunun artırılmasında bu riskler tek belirleyici etken değil. Türkiye’nin ani dış şokları sindirme yeteneğini görmek istiyoruz” diye konuştu.
ŞOKLARA KARŞI DAYANIKLI
Türkiye’yi Avrupa’daki ‘iyi haber’ olarak niteleyen Carlson, haziran ayında Türkiye’nin reytingini bir derece yukarı çıkardıklarını ve görünümü olumluda bıraktıklarını anımsatarak, bu kararın arkasında yatan sebeplere ilişkin şunları kaydetti:
- Türkiye’nin kamu finansmanında çok önemli iyileşmeler oldu ve bu sayede hükümetin bilançosunun şoklara karşı dayanıklı olma imkanı arttı. Mali açığın gelecek sene artmasını bekliyorduk ama görüyoruz ki Türkiye’nin borç dinamiği oldukça olumlu. Dolayısıyla borç yükü azalmaya devam ediyor. Görünümü olumluda tutuyor olmamızın sebebi hükümetin reform sürecine devam etme istekliliğine olan inancımız.
MERKEZ BANKASI BAŞARILI
- Moody’s olarak ülkenin ekonomik gücü, kurumsal gücü, hükümetin finansal gücü ve ortaya çıkacak olaylara karşı hassasiyetine bakarak kredi notu veriyoruz. Ekonomik güç açısından bakıldığında, dış talep iç talebin düştüğü yerde onu dengeliyor. Ayrıca işgücü piyasasında da olumlu gelişmeler görüyoruz. Türkiye’nin ticari ilişkilerini çeşitlendirilmesi de dayanıklılığın artmasında önemli bir nokta. Zaman içinde enflasyonun iyileştiğini görüyoruz. Son 15 yıla bakıldığında Türkiye’nin kurumsal gücünde ciddi bir artış oldu. Devletin finans sektöründe yaptığı düzenlemeler ümit vadeden gelişmeler. Merkez Bankası elindeki araçların sayısını artırdı. Kredilerdeki büyüme ve sermaye akışına karşı benimsenen yaklaşıma bakıldığında Merkez Bankası’nın çok başarılı olduğunu görüyoruz.
FAİZDE OLUMLU GELİŞME
- Devletin faiz ödeme oranlarıyla faiz gelirleri arasındaki oran yüzde 10’luk düzeye indi, bu çok olumlu bir gelişme. Türkiye’nin borç içeriği sürekli iyileşiyor. Bu da devletin finansal yapısının şokları daha kavrayabilmesi anlamına geliyor.
Piyasanın not algısı bizimkinden farklıdır
MOODY’S Kıdemli Analisti Sarah Carlson, piyasanın not algısıyla derecelendirme kuruluşlarının ülke kredi notu arasında farklılıklar olduğunu belirterek şöyle konuştu: “İki farklı bakış açısı vardır. Bir tanesi yatırımcının güven düzeyini gösterir. BAA3 notu alan tek ülke İspanya değil. Türkiye’deki spreadların İspanya’dan daha düşük olduğunu görüyorum. Bazı BAA3 ülkelerine kıyasla, Türkiye’deki spreadler de daha geniş. Piyasanın belirlediği reytingler, kredi notları daha kısa vadeli faktörleri göz önünde bulundurur. Biz 3-5 yıllık ufku değerlendiriyoruz ve piyasa oyuncula-rından daha uzun vadeli düşünüyoruz. Bir yanda riskleri bir yanda risklere karşı atılan adımları göz önünde bulundurmak lazım.”
Döviz rezervi tampon gibi
RİSKLERİ önleme yöntemleri açısından döviz rezervinin ödemeler dengesi sorununa karşı tampon olarak kullanılabileceğine değinen Moody’s’in Kıdemli Analisti Sarah Carlson, “Türkiye’de 2001 krizinden beri çok ciddi bankacılık reformları yapıldı. Finansal sektör endişelendirici bir konu oluşturmuyor. Eskiden kredilerin artış oranları da cari hesap açıklarını doğrudan etkiliyordu. Ancak kredilerdeki artış düzeyi Merkez Bankası’nın hedefleri düzeyine geldi” diye konuştu.
Yatırım seviyesi için tek bir reçete yok
YATIRIM yapılabilir kredi notu için tek bir reçete olmadığı vurgusunu yapan Sarah Carlson, kredi notlarının üçte birinin 18 ay içinde görünüm yönünde bir not kararı ile sonuçlandığını belirtti. Carlson, dışsal kırılganlıkların azaltılması alanında olumu yönde köklü değişiklikler olursa Türkiye’nin not artışını değerlendirebileceklerini kaydetti.