Güncelleme Tarihi:
ORTA Anadolu, bu yılı 450 milyon TL ciro ile kapatmaya hazırlanan dünyanın en büyük denim kumaşı üreticilerinden biri. Bugüne kadar okuldan lojmana pek çok hayır işi gerçekleştirmiş. Orta Anadolu Genel Müdürü Atilla Kıyat, bugüne kadar sosyal sorumluluk için 30 milyon dolar civarında harcama yaptıklarını hatırlatarak, sürdürülebilir sosyal sorumluluk için ‘Orta Blu’ ismini taşıyan bir marka yarattıklarını söylüyor. Bir ürüne değil, bir tavra verilmiş bir isim. Atilla Kıyat, üreticiler ve uluslararası kurumlar arasında çoktan bilinirlik kazanan ‘Orta Blu’yu anlattı.
Geri dönüşüme el attı
* Siz nihai tüketiciye ulaşan bir şirket değilsiniz. Nerden çıktı bu Orta Blu markası?
- Sürdürebilir bir yaşam sloganından çıktı. Bu hem çevre dostu olmayı hem de sosyal paylaşımı vadediyor. Geri dönüşümden başladık. Kullanılan ürünlerin kumaşa dönüştürülmeye ihtiyacı var. Mevcut materyali değerlendirirken ilave su, kimyasal hiçbir şey kullanmıyorsun. Bir taraftan dünyadaki kaynakları korurken bir taraftan da istihdam yaratıyorsun. Geri dönüşüm projemizde Kahramanmaraş’ın Aksu Köyü’nde istihdam sağladık. Sonra müşterilerimizi de ‘Orta Blu’ yapalım dedik.
* Kullanılmış ürünleri nasıl topluyorsunuz?
- Fabrikamızda sürekli numuneler, örnekler, bekletilen yedekler, kumaş çeşitleri, dikilmiş örnekler vardır. Öncelikle onları değerlendiriyoruz. Pek çok global marka bizim müşterimiz. Onlar eski toplama çalışmalarına yeni başlıyorlar.
* AlchemyOne nedir?
- Yepyeni bir üretim şekli. Çevreye kimyasal salgılamayan ve birçok ek kimyasal gereksinimini ortadan kaldıran bir süreç. Kumaş pantolon olduktan sonra dünya kadar işlemden geçiyor. Yıkamalar, çeşitli kimyasallar, enzimler... Bu sorunu yüzde 90’larda hallediyoruz. Yani bu kumaşı diken konfeksiyoncu çok az bir kaynak kullanarak satışa hazır hale getirecek. Sonra daha duyarlı olabilir miyiz diye düşündük.
Beyrut ve New York’ta daha duyarlı olmak için neler yaptınız?
- Unicef ile birlikte Lübnan’da bir proje ürettik. O bölgede ve Afrika’da okul üniforması olarak denim kumaşının kullanıldığını fakat okul üniforması olmadığı için de birçok ailenin çocuklarını okullara gönderemediklerini gördük. Lübnan Kadın Birliği, Amerika’daki Savannah Sanat ve tasarım Koleji, Unicef ve biz bir araya geldik. Savannah, tasarım yarışması düzenledi. Birinciyi Türkiye’de ağırladık. O üniformayı kumaş ve üretim giderlerini karşılayarak Lübnanlı kadınlara ürettik. Okul formalarını Lübnan, Kenya ve Afrika’da ihtiyaç sahibi çocuklara dağıttık. Bu proje devam edecek.
* New York’ta neler yaptınız?
- Amerika’da Covenant House ile bir araya geldik. Evsiz genç ve çocuklara pizza partisi yaptık ve ‘Orta Blu’ etiketli jean pantolonlar dağıttık. İsteyenler eski pantolonlarını geri dönüşüm için bağışlayabilir, dedik. Büyük kısmı bağışladı.
Lübnan’da kadınlar çalışmak için imama başkaldırdı
* Lübnan’daki köyde kadın çalışan bulmak zor olmadı mı?
- Lübnan’da Wadi Al Jamus diye bir köy. Belediye başkanı imam. Kadınlar imama ‘Açlıktan ölüyor köy ama siz bizi çalıştırmıyorsunuz’ diye başkaldırmış. Unicef’in yardımıyla köyü bulduk. Köyde ne yapılabilir, ona baktık. Dikiş makinaları olduğunu gördük. Aldık dikiş makinelerini yeniledik ve eğitmen gönderdik.O makinelerde denim kumaşının nasıl dikileceğini öğrettik. Bu kadınların bir başkanı var ki… Görmelisiniz, gözleri nasıl çakmak çakmak; kadınların eli iş tutsun diye yanıp tutuşuyor.
Pamuğun iyisini istiyor
* Better Cotton Initiative (BCI) ile neler yapıyorsunuz?
- BCI konsül sürecine dahil olduk. Beter Cotton (iyi pamuk) kavramını yerleştirmeye çabalıyoruz. Esasında çevre dostu ve sosyal bir proje. Pamuk yetiştirilirken daha az su harcama, daha bilinçli toplama, daha bilinçli ekme, daha bilinçli sulama sağlanıyor. Asla çocuk işçi çalıştırılmıyor. Bütün çalışanların sigortası, sağlık sigortası yapılıyor. İzmir’de pamuk üreticilerine tanıttık. Bir kumaş Beter Cotton ise bu nihai üründe belirtiliyor.
En büyük kâr mutluluk
* Bugüne kadar hepsi Türkiye’de 30 milyon dolar sosyal sorumluluğa harcadığınızı söylüyorsunuz. Orta Blu için bütçeniz nedir?
- Gerçekten çok büyük bir bütçe değil ama çok emek ve büyük bir organizasyon var. Biz zaten Türkiye’de pek çok kişinin hayatına dokunuyoruz. Buna dünyayı da ekledik. Ve bu tür işlerin keyfi, mutluluğu inanın hiçbir ticari başarıda yok. En büyük kâr bu insanlara temas ederken duyduğumuz huzur, mutluluk. Hem Lübnan da hem New York’ta öyle hikayeler dinledik ki… O yoksulluğun içinde Lübnan’da bize neredeyse sultan sofrası hazırladılar. Bütün köy koşuşturuyor, seferber oluyor. Bütün o fakirliğin, yoksulluğun, yokluğun içinde muhteşem bir şey doğmaya başlıyor.
Çevre bilincini artıracak Mr. Blu Milli Eğitim’e girdi
* ‘Orta Blu’ markası altında yürüttüğünüz bütün bu projeleri katıldığınız fuarlarda da tanıtıyorsunuz. Başka neler yapacaksanız?
- Sürdürülebilir yaşamı çocuklara da aktarmak lazım. Bunun için Mr. Blu karakterini yarattık. Bununla ilgili kitaplar hazırlandı. Çizgi filmini hazırladık. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylandı. Okullarda bunları çocuklara dağıtacağız. Bir ders olarak okutulacak. Seçilen okullarda çocuklara bu eğitimi bir tiyatrocunun vermesini planlıyoruz. Bununla ilgili atölye çalışmaları olacak. Ve yoksul semtlerdeki okullar ile varlıklı semtlerdeki okulları bir araya getireceğiz.
Buldanlı kadınlar eski el tezgahında denim dokuyor
* “Türkiye’de bunca sorun dururken neden başka ülkelerdeki sorunlara gidiyorsunuz” eleştirisinden korkmuyor musunuz?
- Türkiye’de de sürekli projelerimiz var ama global bir firma olarak global olarak da sosyal sorumluluğa eğilmek istedik. Örneğin Kayseri Buldan’da kadınların evlerinde eski dokuma tezgahları ile kumaş dokuyup para kazanmak çabasında olduklarını gördük. Bunları bulduk ve o eski tezgahlarda denim üretmeyi öğrettik. Ve el dokuması denim çok çok değerli bir şey. Şimdi Paris’teki Premier Vision fuarına o dokuma tezgahlarından birini ve bir dokuma ustasını götüreceğiz. Fuarda denim dokuyacak.