Sosyal güvenlikte 10 milyon kişiye güvence

Güncelleme Tarihi:

Sosyal güvenlikte 10 milyon kişiye güvence
Oluşturulma Tarihi: Şubat 03, 2007 12:31

Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) raporuna göre, vatandaşlar sosyal güvenlik şemsiyesi altına girmek için anlaşmalı boşanmadan çocuğunu dedesinin nüfusuna geçirmeye kadar pek çok usulsüz yola başvuruyor. Bu nedenle de 73 milyona nüfusu olan Türkiye’de, sosyal güvenlikten yararlananların sayısı 83 milyona kadar çıkıyor.

ATO’nun hazırladığı “Sosyal Güvensizlik Raporu” açıkgöz vatandaşların sosyal güvenlik kurumlarını akıl almaz yöntemlerle dolandırdıklarını gözler önüne serdi. Türkiye’de 73 milyon nüfusa karşın, sosyal güvenlikten yararlanan kişi sayısının 83 milyon olduğu saptandı. Sosyal güvenlik kurumları için son 10 yılda bütçeden 80 milyar dolar kaynak aktarıldığı belirtilen raporda, “Bu kaynak yatırıma yönlendirilseydi bugün Türkiye’nin tüm yatırımları tamamlanmış olurdu” denildi. Raporda, şu tespitlere yer verildi:

YÜZDE 63.7’Sİ SSK’LI

Türkiye’de 45 milyon 732 kişinin SSK’lı çalışıyor. Toplam 8 milyon 598 bin aktif çalışanın prim ödediği SSK’dan 4 milyon 493 bin kişi emekli maaşı alıyor. Bağımlı kişi sayısı da 32 milyon 639 bin, sosyal güvenlik kurumlarına kayıtlı olanların yüzde 63.7’si SSK’lı.

BAĞKUR’UN ORANI YÜZDE 22.7

Bağ-Kur’a 3 milyon 375 bin kişi prim ödüyor. Emekli sayısı da 1 milyon 734 bin kişi. Bağımlı kişilerle birilikte Bağ-Kur’un kapsadığı nüfus 16 milyon 365 bin kişi ve bu kapsamdakilerin oranı yüzde 22.7.

Toplam, 2 milyon 413 bin memurun kayıtlı bulunduğu Emekli Sandığı’nda, 1 milyon 6006 bin emekli, 5 milyon 363 bin de bağımlı kişi bulunuyor. Bu kuruluşun kapsamındaki nüfus da 9 milyon 382 bin kişi. Emekli sandığı sosyal güvenlik kurumlarına kayıtlı olanların yüzde 13.07’sini barındırıyor. Türkiye’de özel sandıkların kapsadığı nüfus ise 310 bin kişi.

YEŞİL KARTLI SAYISI 11.5 MİLYON

Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, 81 ilde toplam 11 milyon 497 bin kişi yeşil kartla sağlık hizmetlerinden yararlanıyor. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kapsamında sağlık hizmetlerinden yararlananların sayısı da 71.7 milyon. Son 10 yılda, her üç kurumun açığı 80 milyar dolar (99.4 milyar YTL) oldu.

YATIRIMLAR AZALDI

Sosyal güvenlik açıklarını finanse edebilmek için bütçeden 80 milyar dolarlık kaynak aktarmak zorunda kalan hükümetler, bu “kara delik” yüzünden yatırımlardan vazgeçmek zorunda kaldı. Kamunun yatırım stokundaki proje sayısı her yıl biraz daha azalarak geçen yıl 2 bin 525’e kadar düştü. Türkiye’nin şu anda bulunan yatırımlarının toplam proje tutarı 142.5 milyar dolar düzeyinde. Yatırımlar için son 10 yılda bütçeden 47 milyar dolarlık kaynak ayrıldı. Bugüne kadar harcanan tutar ise 61.5 milyar dolar olarak gerçekleşti.

ÖLENİN MAAŞINI ALIYORLAR

Tahsil edilemeyen primler, aflar, kamu kurumlarının ödemediği prim borçları, erken emeklilik ve haksız yere sisteme dahil olarak emekli maaşı alanlar ve sağlık sisteminden yararlananlardan dolayı sosyal güvenlik sistemi iflasın eşiğine geldi. Sosyal güvenlik şemsiyesi altına girmek isteyen vatandaşlar akıl almaz cinliklere başvurdu. Emekli Sandığı’ndan 12 bin kişinin maaşının öldükleri halde başkaları tarafından çekildiği tespit edildi. Yine Emekli Sandığı’nda 10 bini aşkın kişinin de evli olduğu halde anne ve babasından dul ve yetim aylığı almaya devam ettiği belirlendi. SSK ve Bağ-Kur’da da aynı durumun yaşandığı kaydediliyor.

BOŞANMA RAKAMLARI ARTTI

Boşanma rakamlarındaki artış da haksız yere gelir elde etmek için en sık başvurulan yöntemlerden birinin boşanma olduğunu ortaya koyuyor. 1990 yılında 25 bin 712 olan boşanma sayısı, yıllık ortalama yüzde 5 artışla ilerlerken, 2000 yılında 34 bin 862 olan boşanma oranı ertesi yıl yüzde 163 artışla 91 bin 994’e yükseldi. 2005 yılında Türkiye’de boşanma sayısı 95 bin 894 oldu.

“ŞEYTANIN AKLINA GELMEZ”

Sosyal güvenlik şemsiyesi altına girmek için “şeytanın aklına gelmez” denen türden cinlikler üreten vatandaşların başvurduğu yöntemlerde şöyle sıralandı:

-Baba ya da annesinin emekli maaşını alabilmek için eşinden anlaşmalı boşananlar.

-Kayınpederinin emekli maaşını alabilmek için, fiilen oğluyla ancak resmi olarak kayınpederiyle evli olan gelinler.

-Bakıma muhtaç derecede hasta, dul ve emekliye, yaşadığı sürece bakmak koşuluyla anlaşmalı evlenip, karşılığında emekli maaşı alanlar.

-Emekli maaşını alabilmek için cinsiyet değiştirip pembe renkli nüfus kağıdı alanlar.

ÖLÜMLER HABER VERİLMİYOR

-Ölen annesinin öldüğünü haber vermeyip, elbiselerini giyip bankadan maaşını almayı sürdürenler.

-Emekli sandığından emekli birinci kocasının dul maaşını aldıktan sonra, Bağ-Kur ya da SSK’dan emekli ikinci kocasından dul maaşı bağlatarak iki kez maaş alanlar.

-Çeyiz parası alabilmek için anlaşmalı evlenip, parayı aldıktan sonra boşananlar

-İmam nikahıyla evlenerek annesinden ve babasından maaş almayı sürdüren kadınlar

-Babası veya annesi öldüğü halde, daha önce düzenlenen vekaletname ile maaş almaya devam edenler

-Çocuğunu dedesinin üzerine vererek, emekli maaşının çocuğuna kalmasını sağlayanlar.

-Kayıtdışı çalışıp yeşil kart alarak sağlık hizmetlerinden yararlananlar, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşunun şemsiyesi altında oldukları halde, bir süre öncesine kadar yeşil kartlılardan yüzde 20 katılım payı alınmadığı için yeşil kart alanlar.

-Başkasının sağlık karnesini kullanarak sağlık hizmeti alanlar

SOYGUNDA YENİ TRENDLER

Raporda, son zamanlarda ortaya çıkan sahte uygulamalar da şöyle sıralandı:

-Sahtekarlar, bilgisayar üzerinden sigortalı veya emekli bir kişinin geçmiş çalışma birikimlerini bir başkasının ödenmiş primleri gibi gösterip, hak etmeyen kişiyi emekli ediyorlar.

-Sahte sakatlık raporu alınarak, emeklilik süresinde indirim yapılıp kısa yoldan emekli oluyorlar.

-Sahte maluliyet raporu alarak, kısa yoldan emekli oluyorlar.

-SSK’nın sevkettiği hastayı tedavi eden hastane, SSK’ya gönderdiği faturada kullandığından fazla malzemeyi kullanılmış gibi gösteriyor.

-Çalışana ve emekliye göre yüzde 10 ve yüzde 20 şeklinde iki değişik oranda ödenen ilaç iştirak payı, muaf raporu alınarak ödenmiyor. Aynı şekilde sahte reçeteyle ilaç alınıyor.

-Anlaşmalı özel sağlık merkezlerinde, verilmeyen bir hizmet verilmiş gibi gösterilerek kurum zarara uğratılıyor.

SİNAN AYGÜN UYARDI

Bazı vatandaşların sahte belgelerle kurumları dolandırarak kazanç sağladığını belirterek, şunları söyledi:

“Vatandaşta cep delik, devlette kara delik. Akla hayale gelmeyen cinliklerle, kendilerinin de içinde bulunduğu geminin tahtasını söküyor. Kendisi için geçici bir rahatsız veya haksız bir kazanç sağlıyor ancak yakında kendisiyle beraber geminin de batacağını düşünmüyor. Her zaman olduğu gibi bu durumda da olan dürüst vatandaşa oluyor.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!