Sosyal Güvenlik çıktı sendikalar Baba’ya bozuldu

Sendikalar, ‘‘af yasasından sonra ikinci veto bekliyoruz’’ dedikleri Sosyal Güvenlik Yasası'nın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından onaylanmasına bozuldu. Türk-İş, Hak-İş ve DİSK başkanları, geçmişte emeklilik yaşını indiren Demirel'in, kendisi ile çeliştiğini savundular.

Çalışanların 58-60 yaşında emekli olmasını öngören Sosyal Güvenlik Yasası'nın önceki gün Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından onaylanması, sendikaları kızdırdı. Bir süredir Demirel'e ‘‘af yasasından sonra geç emeklilik yasasını da veto et’’ çağrısı yapan sendikalar, yasanın onaylanmasını ‘‘üzüntü verici’’ olarak nitelendirdiler.

Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, Süleyman Demirel'in 4447 sayılı Sosyal Güvenlik Yasası'nı onaylamasının, kendilerinde hayal kırıklığı yarattığını ve umutlarını kırdığını bildirdi.

Beklenti ve umutlarının Süleyman Demirel'in gerek yasanın içeriği, gerekse kabulleniş biçimini gözönüne alarak, bu yasayı yeniden görüşülmek üzere Meclis'e iade etmesi olduğunu ifade eden Meral, ‘‘Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yasayı onaylaması, bizi hayal kırıklığına uğratmış, umutlarımızı kırmıştır’’dedi.

İCRAATINI REDDETTİ

Bayram Meral, bu yasanın, sosyal güvenlik sistemini çökertecek birçok düzenleme içerdiğini ve böylece Anayasa'nın 2. maddesinde Cumhuriyetin temel nitelikleri arasında sayılan sosyal devlet anlayışını tehdit ettiğini savundu.

Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu da Sosyal Güvenlik Yasası'nın onaylanmasının, çalışan kesimde hayal kırıklığı yarattığını bildirdi.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Vahdettin Karabay da, Sosyal Güvenlik Yasası'nın Demirel tarafından onaylanmasıyla ilgili olarak, ‘‘Cumhurbaşkanı, bir anlamda kendi icraatını reddetmiştir’’ dedi.

Karabay, dün yaptığı yazılı açıklamada, şu görüşleri savundu:

‘‘Toplum tarafından reddedilen ve ülke ekonomisine, sosyal güvenlik sistemine hiçbir katkısı olmayacak bir yasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması elbette anlaşılır değildir. Cumhurbaşkanı, bir anlamda kendi icraatını reddetmiştir. Yalnızca IMF'ye söz verildi diye çıkartılan bu yanlış yasa değiştirilinceye, gerçek anlamda bir sosyal güvenlik sistemi oluşturuluncaya kadar mücadelemiz sürecektir.’’

Geç emeklilik yürürlüğe girdi

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından önceki gün onaylanan Sosyal Güvenlik Yasası, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. 4447 sayılı yasa, Sosyal Sigortalar, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı, Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu, Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar ve İş Kanunları'nda değişiklik öngörüyor. Yasa ayrıca, bu kanunlara ek ve geçici maddeler eklenmesini, işsizlik sigortası kurulmasını, Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun'un iki maddesinin yürürlükten kaldırılmasını, Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin eki cetvellerde değişiklik yapılmasını da düzenliyor.

Yasa, yeni işe girecek kadınların 58, erkeklerin ise 60 yaşında emekli olmasını öngörüyor. Yasanın bazı hükümleri, Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihte, bazıları yayımı takip eden aybaşında, bir kısmı da kanunun yayımını takip eden yılbaşında yürürlüğe girecek. İşsizlik sigortasına ilişkin hükümler 1 Haziran 2000 tarihinde, emekli, adi malüllük, vazife malüllüğü ile dul ve yetim aylığı alanlara ilişkin esasları düzenleyen 24 madde ve Emekli Sandığı İştirakçileri ile ilgili personel kanunlarında gerekli değişikliklerin yapılması takip eden yılbaşında yürürlüğe girecek.

MESS: Suçlu çalışan değil siyasilerdir

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS), ‘‘Sosyal Güvenlik Yasası ile devletin, sistemin yönetimini elinde tutarken, yükleri üzerinden atıp, sistemin sorumluluğundan kaçtığını’’ savundu. MESS tarafından yayınlanan Kısa Bilgi Bülteni'nde, tüm sosyal kesimlerin bu yaklaşıma ve düzenlemeye ‘‘ciddi itirazı’’ olduğu ifade edildi. MESS bülteninde şu görüşlere yer verildi:

Suçlu, habire oy uğruna cennet sözü vermiş olan siyaset adamlarıdır.

Suçlu, sigortacılığın ve fon yönetiminin bir hesap kitap işi olduğunu unutan siyasi iktidar sahipleridir.

Suçlu, sosyal güvenlik fonlarını tüketen siyaset adamlarıdır.

Suçlu, Anayasa'nın öngördüğü (sosyal devlet) kavramı gereği sosyal güvenlik sistemine bir tek kör kuruş prim katkısı vermeyen siyasi iktidar sahipleridir.