Güncelleme Tarihi:
YAKLAŞIK 7 yıldır süren Suriye’deki savaştan en çok etkilenen bölgelerin başında gelen Hatay, destek bekliyor. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, “Bu 7 yıllık savaş sürecinde Hatay zarar gördü. Bu zararların en azından ekonomik anlamda telafi edilmesi gerekiyor. Bu bağlamda Hatay 5. Teşvik bölgesini hak ediyor diye 500 bin imza kampanyası başlattık. Altı ayı öngörmüştük ama 3 hafta sonra baktık ki 517 bin 259 imzaya ulaşmışız” dedi.
17 TANE İL VAR
Lütfü Savaş, şu değerlendirmeyi yaptı: “Biz Hatay olarak 7 yıla yakındır savaşın gölgesinde yaşayan bir şehiriz ve bu şartlara rağmen gerçekten Hatay halkımız ile gurur duyacağımız bir tablo yaşanıyor. Çünkü Hatay halkı her rengi ile bir bütün olmayı bildi. Suriye’den gelen misafirlerimize karşı sevgiyle davrandı. Ayrıca halkımız sosyolojik, psikolojik ve son birkaç yıldır da ekonomik sıkıntı çekmemize rağmen birliğimizi, bütünlüğümüzü, huzurumuzu bozacak herhangi bir eylemde bulunmadılar. Bizim de gerçekleştirmek istediğimiz projelerimizde en büyük destekçimiz oldular.
Kalkınma Bakanlığımız şehir olarak gelir seviyenize, imkanlarınıza göre alt alta bir çok hesaplama yöntemi kullanarak ekonomik durumu en iyi olanları 1’inci, en kötü olanları ise 6’ncı teşvik bölgesi kategorisine sokmuş. Biz şu an 17 tane olan 4’üncü bölgeden biriyiz ve kötünün iyisi gibi duruyoruz. Devletimiz hesaplamada hangi verileri kullanmışsa biz de aynı verileri kullandık ve kişi başı gelirde 5’inci teşvik bölgesinin 100 dolar altında olduğumuzu saptadık. Yani bizim 5. teşvik bölgesinde olmamız gerektiğini gördük. 4. Teşvik Bölgesi içeresinde 17 il var bunlardan en fazla Suriyeli sığınmacıyı da biz barındırıyoruz. En fazla yükü çeken şehirlerden biriyiz. Sayı olarak İstanbul birinci, Şanlıurfa ikinci, biz üçüncüyüz. Ancak nüfus içindeki paya bakarsanız bizim nüfusumuzun dörtte biri Suriyeli sığınmacıdan oluşuyor. İnşallah Suriye’de savaş biter ve buradaki Suriyeli kardeşlerimiz kendi ülkesine döner.”
DESTEK OLURLAR
Bu konuda yaptıkları çalışmaları anlatan Lütfü Savaş, şöyle konuştu: “İmza kampanyasını amacına ulaşınca bitirdik. Kalkınma ve Sanayi Bakanlıklarımız konudan haberdar. Yani biz artık gerekli yerlere bilgilerimizi, dosyalarımızı ulaştırdık. İnşallah iki bakanımız da karar verip Hatay’ın 5. teşvik bölgesine alınmasında destek olurlar. Ekonomi Bakanlığımıza genel sekreterimiz, Sanayi Bakanımız ile ben görüştüm ve onlar da haklı olduğumuzu ifade ettiler.
Tabii bir de bakanlığımız 23 tane cazibe bölgesi ilan etti. Biz bunların 3-4 tanesinden daha kötü durumdayız. Sosyo-ekonomik gelişmişlik durumunda 58’inciliğe düşmüş durumdayız. Biz hem cazibe hem 5. teşvik bölgesi istiyoruz ama bir tanesini de verseler başlangıç olarak çok mutlu olacağız. Suriye ve Ortadoğu’daki kaostan en fazla etkilenen şehir Hatay’dır. Kaos bittikten sonra da en avantajlı duruma gelmesi gereken Hatay’dır.”
YATIRIMLAR OSMANİYE’DE
Hatay’ın savaş bölgesiymiş gibi gösterilmesiyle turizmin etkilendiğini anlatan Lütfü Savaş, şunları anlattı: “Gelen turist sayısı azaldı. Suriye kapısı kapanınca 14 civarında ülkeye ihracatımız olmaz oldu. Çantacı diye tabir ettiğimiz günü birlik gidip gelen ticaret yapan insanlarımız o 14 ülkeye de gidip gelemez oldu. Aynı zamanda sanayi, yaş sebze meyve ve birçok ürünü Ortadoğu’ya ihraç edemedik. İhracatların durmasının yanında gelen yatırımlar da durma noktasına geldi. Bizde var olan yatırımlar da 5. teşvik bölgesinde olan illere, özellikle Osmaniye’ye gitti. Geçen bir yıl sürecinde sadece Osmaniye’ye 7 tane müessese gitti. Bunların çalıştırdığı kişi sayısı 5 bindir. Yani Hatay’daki 5 bin kişi işsiz kalırken Osmaniye’dekiler işe girdi. Osmaniye’de iş bulan kardeşlerimiz için bir şey diyecek halimiz yok. Onlara helali hoş olsun ama Hatay’daki insanlarımız işsiz kalınca bu da moral düşürmekte.”
Hatay Deniz Otobüsü (HADO) projesini yapıyoruz. Eskiden çantacı diye tabir ettiğimiz insanlar 14 Orta doğu ülkesi ile alış-veriş yapıyorlardı. Bizim sadece Hatay’daki uzun çarsıda günlük 750 bin dolar para dönüyordu. Şimdi 30-35 bin dolar dönüyorsa seviniyoruz. Onun yerini HADO tutacak. Yakında inşallah buradan Mersin’e, Mersin’den Beyrut’a, Gazimagosa’ya seferler yapacağız. Bu da çantacı diye tabir etiğimiz insanlara, gezip görmek isteyenlere, Kıbrıs’taki öğrencilerimize ve işçilerimize hitap edecek. HADO gastronomi için, EXPO için Hatay’a gelmek isteyen insanları taşıyacak. Turizme ve ekonomiye büyük katkı sağlayacak” dedi.
HAKKIMIZ OLANI ALMAK İSTİYORUZ
EKONOMİK olarak sıkıntı yaşadıklarını dile getiren Lütfü Savaş, “Bunların yanında ensar-muhacir olayına inanıyoruz bu bizim inancımızda var. Ancak bu ensar muhacirin sonunda 7 yıllık süre içerisinde geldiğimiz noktada vergi vermeden ticaret yapan Suriye’den gelen misafirlerimiz var. Bizimkiler asgari ücret ile çalışırken Suriyeliler üçte bir fiyatına çalışıyor. Yatırımın düşmesi, Suriyelilerin istihdamda bizimkilerin yerini alması, ihracatın düşmesi, tarımda, sanayi ürünlerinde ve turizm sektöründeki düşüş ile hepsi üst üste gelince Hatay ekonomik anlamda sıkıntı yaşayan illerin başında yer aldı.
Biz Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak ağlamayı sevmiyoruz. Tabii ki ülkemizin şu anda zorlu bir süreç içerisinde olduğunu biliyoruz. Biz çok şey istemiyoruz. Sadece hakkımız olanı devletimizden almak ve yükün de hepsini Ankara’ya bırakmak istemiyoruz. Yani muhtemelen şu bizim attığımız adımlar başarılı olursa diğer belediyelerimize de belki daha sonra öncülük edecektir. Biz belediyeciliği park, bahçe, yol, peyzaj, altyapı yapma olarak görmüyoruz. Bunlar asıl işimiz ama belediyede bir şehrin lokomotifi olmakla mükelleftir. Çünkü o şehirdeki bütün dokuyu tanıyan, ticaret hacmini bilen, esnafı, sanayiyi tanıyan ve sosyal gelişmeleri takip eden belediye ise bütün STK’ların, esnafın, tüccarın, iş dünyasının, tarım ve lojistik sektörünün önünü açacak imkanlar sunmalı. Tüm bunları Ankara ile koordineli yapmak lazım. Biz o yönde Hatay’ın önünü açacak projeler yapıyoruz. Şehir ve ülkeler bazında hangi alanlarda biz rekabet edebilir durumdayız bunu çalıştık. Bu darboğazda iken devletimize biraz daha nasıl katkı sağlarız düşündük. Çünkü her şey ekonomiden geçiyor. Çok deneyimli bir ekiple çalışıyoruz. Yerelden kalkınma modeli istiyoruz. 2008’den itibaren küresel ekonomiye borçlanmaya insanlar soğuk bakmaya başladı çünkü yaklaşık 20 yıl içerisinde üst üste iki defa darbe yedik. Biz artık bu darbeleri devletler, ülkeler yemesin yerelden de biz buna katkı sağlayalım istiyoruz. Ekonomik kriz yaşanırsa şehir şehir. bölge bölge çok hafif atlatılır diye düşünüyoruz.”
EN ZENGİN BİTKİ ÖRTÜSÜ HATAY’DA
ZENGİN bitki örtüsü ve yaylalara sahip olduklarının altını çizen Lütfü Savaş, “Bu nedenle yerelden kalkınma planımız var. Tarımda, turizmde, taşımacılıkta rekabet edebiliriz. Bu üçü çok önemli. Bir de bizim kendi coğrafik imkanlarımız var. Deniz, yaylalar ve çok güzel bir bitki örtümüz var. Asya ve Avrupa’daki en zengin bitki örtüsü Hatay’da. 850 tane tıbbi ve aromatik bitkimiz, 3 bine yakında çiçeğimiz var. Bunların yaklaşık 300’ü endemik. Dünyada sadece Amanos ve Habib-i Neccar dağlarında var. Bundan faydalanmak için çalıştık.
Yüzyıllardır 13 ayrı medeniyetin yaşadığı, ilk zeytinciliğin, buğday ekiminin yapıldığı Amik Ovası bizde. Bütün bunları değerlendirince EXPO 2021 organizasyonu için başvuru yaptık ve aldık. Bundan tam 9 ay sonra UNESCO’ya başvurduk, UNESCO Gastronomi Şehri olduk. Daha sonra ihtiyaç sahibi kadınlarımız çocuklarına katkı sağlasın diye 250 tane sera yaptık her birini bir kadınımıza verdik. Buralarda Hatay’ın bütün çiçeklerini kendileri üretiyor. Yılda yaklaşık 4-5 bin TL para kazanıyorlar. Seranın geri kalan kısımlarına da başka şeyler ekip yine para kazanabiliyorlar. Şimdi kooperatifçiliğe başladık. Amacımız burada üreticiyi direk tüketici ile buluşturmak. Çünkü hesaplarımıza göre üretici çok az yada kazanamıyor. Son üretilen malı satan yerde fazla para kazanmıyor. Ama aracı ve lojistiği ile uğraşanlar çok çok para kazanıyor. Biz bu aracıyı kaldırıp direk tüketiciden üreticiye malı satmak adına bir kooperatif kurduk. Hatay’ın zeytinyağı, defne sabunu, nar ekşisi, birçok tıbbi ve aromatik bitkisi, elle yapılmış çökeleği, tuzlu yoğurdu var” dedi.
BİTKİLERİ MARKALAŞTIRACAĞIZ
Yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Lütfü Savaş, “EXPO ile birlikte tıbbı-aromatik bitkilerin son ürününü insanlarla buluşturmak istiyoruz. Biz toplayıp satıyoruz. Fransa’da bizimle aynı hektar büyüklükte alan var. Ama onlar bizim birim başına elli kat daha fazla para kazanıyor. Çünkü coğrafik işaretlemesini almışlar, marka yapmışlar. Biz bunu da başarmak istiyoruz. Yani çok güzel bir algoritma ile çok güzel bir çalışmamız var. Tabi bunu yıllara göre büyüterek gitmeliyiz” diye konuştu.