Cüneyt UZUNOĞULLARI
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2002 03:56
George Soros, sabit ve dalgalı döviz kuru rejimine ilişkin tek bir doğrunun olmadığını belirterek, ‘‘Döviz kuru rejimi evlilik gibidir. Hangi sistemi uygulasanız mutlu olamazsınız. Evliler bekarlara özenir, bekarlar da evli olmak ister. Ancak her iki durumda da tam mutluluk yoktur’’ dedi.
Dünyaca ünlü spekülatör George Soros, sabit ve dalgalı
döviz kuru rejimine ilişkin tek bir doğrunun olmadığını, sabit döviz kuru uygulamasının Arjantin'de iflasla sonuçlandığını ancak dövizi tam anlamıyla serbest bırakmanın da çözüm olmadığını söyledi. Soros, ‘‘Döviz kuru rejimi evlilik gibidir. Hangi sistemi uygulasanız mutlu olamazsınız. Evliler bekarlara özenir, bekarlar da evli olmak ister. Ancak her iki durumda da tam mutluluk yoktur’’ diye konuştu.
Asıl sorunun sermayenin merkezden çevre ülkelere (Gelişen pazarlar) akışında yaşanan problem olduğunu belirten Soros şöyle devam etti:
‘‘Sermayenin çevreye akmaması yapısal bir problemdir. Arjantin ve Türkiye'de yaşanan problemlerin temelinde bu var. Bu sorun bu ülkelere uygun koşullarda
kredi aktarmakla aşılabilir. Bu yıl dünya ekonomisi için toparlanma yılı gelecek yıl da IMF'yi reforme etme yılı olacaktır.’’
Sabancı Üniversitesi Öğretim üyesi İzak Atiyas ile gazeteci yazar Osman Ulagay'ın modaratör olarak katıldığı panelde, Soros, küreselleşme hakkındaki görüşlerini açıkladı ve katılımcıların sorularını yanıtladı. Sabancı Üniversitesi'nin konuğu olan Soros, küreselleşme konulu son kitabını da tanıttı. Soros, Türkiye ile Arjantin'i karşılaştırması istendiğinde, ‘‘Türkiye'nin karşı kaşıya olduğu sorun sermaye ve yatırım sorunudur. Türkiye, Arjantin gibi değil’’ yanıtını verdi.
ORDU İHRACAT KAYNAĞI
Soros, Türk ordusunun Nato'daki rolüne ve Türkiye'nin bölgedeki stratejik önemine gönderme yaparak, ‘‘Türkiye IMF'nin stratejik müttefikidir. Türk ordusu Türkiye'nin en iyi ihracat kaynağıdır’’ dedi. Soros'u dinleyen TESEV Başkanı Can Paker de, bulunduğu yerden Soros'a müdahale ederek, Türk ordusunun uluslararası operasyonlarda rol almasının geleneksel bir durum olduğunu söyledi. Çevre ülkelerin sermaye yeterliliği sorununu çözmek için bir kredi akışına ihtiyaç olduğunu söyleyen Soros, bu akışın bir havuzda toplanacak uluslararası rezervle sağlanabileceğini söyledi. Bu kaynağın sadece hükümetlere değil, sivil toplum kuruluşlarına aktarılabileceğini kaydeden Soros, ‘‘Esas olan herkesin elindeki kaynağı aktarmak ve artan kaynağı etkin kullanmaktır’’ diye konuştu.
Bu proje çerçevesinde kaynak sağlamak isteyenlerle kaynağa ihtiyacı olanların biraraya getirilebileceğini ve bağımsız bir jüri tarafından kaynağın yönlendirilebileceğini söyleyen Soros, ‘‘Kaynak, programlar dahilinde dağıtılabilir. Bu programlar, mali ve ekonomik programlar olmak zorunda da değil. Örneğin, bulaşıcı hastalıklarla mücadele için bu fon kullanılabilir. Bu fon, Dünya Bankası ve IMF fonlarına ek olarak düşünülüp ele alınmalıdır’’ diye konuştu.
Küreselleşme karşıtları ile aynı fikirdeyimGeorge Soros, küreselleşmenin sermayenin dünya çapında serbestçe dolaşma ihtiyacına cevap verdiğini üretimi ve verimliliği arttırdığını ancak sosyal adaleti sağlamadığını söyledi. Küreselleşmenin 1980'li yıllarda o dönemin İngiltere Başbakanı Margreth Thatcher ve ABD Başkanı Ronald Reegan tarafından başlatıldığını ve küreselleşmenin başarılı bir proje olduğunu belirtti. Ancak küresselleşmenin sermayenin dünyanın her tarafına eşit oranda dağılımını sağlamadığını ve dünya çapında bir gelişmenin yakalanamadığını söyleyen Soros, ‘‘Aslında küreselleşme çok istenen bir hedefin biraz bozulmuş halidir’’ diye konuştu.
Panelde küreselleşme olgusuna ilişkin fikirlerini açıkladıktan sonra, küreselleşme karşıtlarına da değinen Soros, birçok noktada küreselleşme karşıtlarıyla aynı fikirde olduğunu vifade etti.
Sıcak para da vergilendirilsinKüreselleşme karşıtı grupların içerisinde en büyüklerinden biri olan ATTAC'ın liderleriyle sık sık görüştüğünü belirten George Soros şunları söyledi:
‘‘ATTAC'ın mali sermayenin vergilendirilmesi yaklaşımına katılıyorum. Dünyada finansal piyasalarda dolaşan sermaye vergilendirilmelidir. Fiziki sermaye nasıl vergilendiriliyorsa mali sermaye de öyle vergilendirilebilir. Amerikan Kongresi de finansal piyasa ürünlerinin vergilendirilmesi yolunda harekete geçti. Aslında Amerikan Hükümeti bunun farkında değil ama hazırlanan yeni yasa taslağı mali sermayenin dolaylı da olsa vergilendirilmesini içeriyor.’’
Küreselleştirmeyi yönlendiren kurumların gücünü halktan almadığına işaret eden Soros, küreselleşmenin bu nedenle meşru olmadığını, bunun da önemli bir sorun olduğunu söyledi.
Piyasalar başıboş kalırsa kaos çıkarGeorge Soros, panelde finansal piyasaların işleyişine de değindi. Dünyada finansal piyasalarının kendiliğinden dengeyi bulacağına ilişkin görüşlerin olduğunu, ancak kendisinin bu görüşe katılmadığını belirten Soros, ‘‘Finansal piyasalar kendi kendine dengeye gelmez. Bu piyasaların kontrolü ve yönlendirilmesi gerekir’’ dedi. Finansal piyasaların kontrolü için merkez bankaları ve uluslararası para kurullarının oluşturulduğunu hatırlatan Soros, ‘‘Finansal piyasalar kamu yararına öncelik veren işlemler yapmazlar. Kendi başlarına bırakılırlarsa ortaya kaos çıkar’’ diye konuştu.
Bush düşman arıyordu, buldu 11 Eylül sonrası dünyada yeni bir durumun doğduğuna işaret eden Soros, yeni durumun en çok Bush yönetimine yaradığını söyledi. Bush yönetiminin iktidara geldiği andan itibaren soğuk savaş dönemi anlayışıyla hareket ettiğini belirten Soros, ‘‘Bush yönetiminin düşman arayışı vardı. Geçici olarak Kuzey Kore düşman ilan edildi. Sonra belki Çin gelecekti. Ancak bu arada 11 Eylül olayı gerçekleşti ve Bush yönetimi aradığı düşmanı buldu’’ diye konuştu.
Soros, ‘‘Yeni düşman mükemmel bir düşman. Çünkü gözle görülemiyor. Bu yüzden de yok edilemez’’ dedi.
Bush yönetiminin geçtiğimiz seçimleri birkaç oy farkla ve yüksek mahkeme kararıyla kazandığını hatırlatan Soros şöyle devam etti.
‘‘Yönetim ABD'de duyduğu meşruiyet ihtiyacını 11 Eylül saldırılarıyla kazandı. Şu anda ABD'de Bush'a yüzde 80-90 destek var. ABD'nin yeni politikası tek taraflı bir politikadır. ABD 11 Eylül sonrası hegamonyal bir yaklaşıma yöneldi. Aslında bu Bush yönetiminin başından beri yapmak istediği şeydi.’’
Soros, ABD'nin uluslararası politikasının demokratlar tarafından da eleştirilemediğini bu politikaya kongrede tek tepkinin ılımlı cumhuriyetçilerden geldiğini sözlerine ekledi.