Sonera: Türkiye’ye ilgi ve bağımlılığımız devam ediyor

Güncelleme Tarihi:

Sonera: Türkiye’ye ilgi ve bağımlılığımız devam ediyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 2006 00:00

Turkcell’in en kısa sürede doğru bir kurumsal yönetim oluşturması gerektiğini söyleyen Turkcell’in ortağı TeliaSonera’nın CEO’su Anders Igel, "Yatırıma başladığımız dönemlerde Türkiye yatırım açısından çok tercih edilen bir ülke değildi. O zaman biz ülkenin potansiyeline inandık. Bugün de Türkiye’ye olan ilgi ve bağlılığımız devam ediyor" dedi.

TURKCELL’in hissedarı TeliaSonera’nın CEO’su Anders Igel, ’ Sürdürülebilirlik büyüme ve İyi Yönetim’ konulu panelde Türkiye’ye olan ilgi ve bağlılıklarının devam ettiğini söyleyerek, "Bir şirkette sürdürülebilir büyümeyi ve güveni sağlayan iyi yönetim oluyor. Geçtiğimiz ay yaşanan yönetimsel kriz üzerine Turkcell’e de bunun önemini hatırlattık. Turkcell gibi büyük bir firmanın doğru bir kurumsal yönetimi en kısa zamanda oluşturması gerektiğini düşünüyoruz" dedi. Türkiye’de 10 yılı aşkın süredir milyarlarca dolar yatırım yaptıklarına dikkat çeken Igel, "Yatırıma başladığımız dönemlerde Türkiye yatırım açısından çok tercih edilen bir ülke değildi. O zaman biz ülkenin potansiyeline inandık. Bugün de Türkiye’ye olan ilgi ve bağlılığımız devam ediyor " dedi.

TÜRKİYE FARK EDİLİYOR: Turkcell’e önemli katkılar sağladıklarını anlatan Igel, bu yönde çalıŞmalarının bundan sonra da devam edeceğini söyleyerek Türkiye’nin son dönemde önemli adımlar attığına iŞaret etti. Igel, "Makro ekonomik sorunlar çözülüyor. Türkiye artık Avrupalı yatırımcılar tarafından fark ediliyor" dedi. İsveç Ticaret Merkezi, İsveç Büyükelçiliği ve Capital Dergisi ortaklığında yürütülen "Good-İyi Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilir Büyüme Programı’nın dördüncü ayağı olan "Sürdürülebilirlik ve İyi Yönetim " konulu panel, çok sayıda İsveçli işadamının katılımıyla İstanbul Pera Müzesi’nde gerçekleşti.

TİCARET YÜZDE 70 ARTTI: İsveç Başbakan Yardımcısı Bo Ringholm ise, Türkiye’nin ticaret ve iş alanında önemli bir ortakları olduğunu belirterek, ilişkilerin 18. Yüzyıl’a kadar uzandığını söyledi. Türkiye’de faaliyet gösteren firmalar arasında çok sayıda önemli İsveçli şirket bulunduğuına da dikkat çeken Ringholm, "Son dönemlerde iki ülke arasındaki ticaret hacmi yüzde 70’e varan oranlarda artış gösterdi. Özellikle sivil toplum kuruluşları, belediyeler ve özel sektör ile ilişkileri geliştirmek istiyoruz" dedi. SPK Başkanı Doğan Cansızlar da, makro düzeyde sürdürülebilir bir büyüme için kurumsal yönetimin önemini vurguladı. Sürdürülebilir büyümenin sağlanması için de ülkede yerli ve yabancı yatırım oranının artması gerektiğini söyleyen Cansızlar, ekonomide istikrar ve yatırım ikliminde güven ortamı sağlanmadan sürdürülebilir büyüme gerçekleştirilemez. Kurumsal yönetimin yerleşmediği ve benimsenmediği ülkelerde de ulusal ve uluslararası yatırımlar için güven ve istikrar sağlanması mümkün değil " dedi.

YABANCI SERMAYE ÖNEMLİ: Şirketlerin sürekliliği için yerli ve yabancı kaynaklardan sermaye sağlamanın büyük önem taşıdığını söyleyen Cansızlar şöyle konuştu: "Bunu sağlamak için de yatırımcıların haklarının yasal düzenlemelerde korunuyor olması büyük rol oynuyor. Bunlar sağlanırsa yatırımcılar o ülkeye daha düşük bir risk primiyle yatırım yapabiliyor. Bunun sonucunda da şirketlerin daha uzun vadede daha düşük kaynak maliyetiyle borçlanmaları mümkün oluyor. "

İsveç’ten kimler katıldı

Haughland Per (ABB Başkanı)

Lars Westerberg (Autoliv Inc CEO’su)

Jacob Grapengiesser (East Capital Fon Müdürü)

Jan Kemwall (Ericsson Telekomünikasyon Genel Müdürü)

Jan Nygren (Saab AB Başkan Yardımcısı)

Per Engström (Seb Merchant Banking Başkan Yardımcısı)

Ulf Berg, (İsveç Ticaret Merkezi Başkanı)

Stefan Johnsson (Volvo Başkan Yardımcısı)

Magnus Nordin (Tethys Oil Genel Müdürü)

Johan Lundgren (AB/TUI Nordic CEO’su)

Yabancı yatırımcıya aile şirketi engeli

SON haftalarda oluşan gelişmeler sonucunda borsada büyük değişiklikler yaşandığına dikkat çeken Avrupa Komisyonu Ankara Temsilciliği Baş Katibi Ulrike Hauer, "Türkiye doğrudan yabancı yatırım üzerinde durmalı. Ancak, aile şirketlerinin yönetimsel yapısı azınlıklara büyük ölçüde temsil sorunu getiriyor. Bunu aşmak için aile şirketlerinde ’tek hissedar, tek oy’ kavramının benimsenmesi gerekiyor. Geçtiğimiz yıl yayınlanan Finans Enstitüsü Raporu da bu tip şirketlerin büyümeyi engellediğini doğruluyor" dedi. Büyüme için Kobilerin desteklenmesi gerektiğine de dikkat çeken Hauer, "Türkiye’de yüzde 50’yi bulan kayıtdışı ekonomi her türlü düzenleme için sorun yaratıyor. Bu da kayıtdışı şirketlerin düzenlemeler konusunda işbirliği yapmamasından kaynaklanıyor" dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!