Güncelleme Tarihi:
REUTERS anketine göre ekonomistler TCMB'nin bir hafta vadeli repo faizini medyan bazında 100-125 baz puan artırmasını bekliyordu.
TCMB kararı sonrası politika faizi yüzde 17.75'te sabit kalırken gecelik vadede borç verme ve borç alma faizleri bir hafta vadeli repo ihale faizine kıyasla artı/eksi 150 baz puanlık marj ile; geç likidite penceresi borç verme faizi ise gecelik borç verme faizine 150 baz puan eklenerek hesaplanıyor.
TCMB'nin Temmuz ayı Para Politikası Kurulu (PPK) kararı piyasalarda "enflasyonla mücadeleden ziyade büyüme odaklı" bir karar olarak nitelendirildi. Kararın piyasalardaki beklentileri karşılamaması sonrası TL dolar karşısnda yüzde 3'ün üzerinde değer kaybederken, BIST 100 endeksi yüzde 3 bankacılık endeksi yüzde 5 civarında değer kaybetti.
Kararın ardından ekonomistler TCMB'nin PPK metinde enflasyon kaygısının hala kuvvetli bir şekilde hissedildiğini ancak bu kaygıya rağmen bir faiz adımı atılmamasını ise TCMB'nin metnine de eklenen ekonomideki yavaşlama sinyalleri, maliye politikasından gelebilecek katkı ve önceki kararların gecikmeli etkisi olarak özetlediler.
PPK metninde "Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları, para politikası kararlarının gecikmeli etkileri, maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir" görüşüne yer verildi.
Bir önceki metindeki aynı ifadede "para politikası kararlarının gecikmeli etkileri" ve "maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı" söylemi yer almıyordu.
Öte yandan bir önceki metinde "iç talep daha ılımlı seyretmektedir" söyleminin yerini ise Temmuz metninde "iç talebe dair yavaşlama sinyalleri artmaktadır" söylemi aldı. Bu değişiklik TCMB'nin yılın ikinci yarısına ilişkin büyümeye dair endişelerinin arttığı şekilde yorumlandı.
Halk Yatırım Başekonomisti Banu Kıvcı Tokalı, Merkez Bankası'nın sürpriz bir şekilde politika faizini sabit tuttuğunu belirterek, "Para politikası uzunca bir süre sıkı tutacağını söylese de; ek adımın gelmemesinde, iç talepteki yavaşlama, geçmiş faiz artırımlarının gecikmeli etkileri ve maliye politikasından beklenen katkının etkili olduğu söylenebilir" dedi.
Reuters'ın 16 kurumun katılımı ile yaptığı ankete göre 15 kurum faiz artışı beklerken; bir katılımcı TCMB'nin yüzde 17.75 seviyesindeki politika faizini sabit tutacağını öngörüyor. Katılımcılardan 12'sinin beklentisi 100-125 baz puan seviyesinde şekilleniyordu.
Reuters anketinde TCMB'den bu ay faiz artışı beklemeyen tek kurum olan İş Yatırım'ın ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu, "Merkez Bankası iktisadi faaliyetin seyrine dair artan endişeler nedeniyle bugünkü toplantısında faizi arttırmadı. Yılın ikinci yarısında büyümeye dair endişeler nedeniyle piyasanın 100-125 baz puanlık faiz artışı beklentisinin aksine TCMB'nin faiz artışına gitmeyeceğini düşünüyorduk. Nitekim çıkan karar beklentimize paralel oldu" dedi.
TCMB'nin enflasyon cephesindeki karamsar görüşünü koruduğuna da dikkat çeken Kömürcüoğlu sıkı duruşun 'uzunca bir süre' koruyacağını söyleminin faiz artışı gelmese de şahin duruşun arttığına işaret ettiğini belirterek, "Önümüzdeki aylarda iktisadi faaliyetin seyri ve enflasyonun görünümü para politikasının rotasını belirleyecek... Bu bağlamda son açıklamalarında enflasyona dair gelişmelere değinen ekonomi yönetiminin atacağı adımlar yakından izlenecek" dedi ve ekledi:
"Yılın ikinci yarısında büyümeye dair risklerin enflasyon kaygısının önüne geçtiği bir metin görüyoruz."
ENFLASYON ENDİŞESİ METİNDE KUVVETLİ ŞEKİLDE YANSITILMIŞ
Bankacılar TCMB'nin faiz artışına gitmemesine rağmen enflasyon görünümüne ilişkin endişeleri de metine kuvvetli şekilde yansıtıldığına da dikkat çektiler.
PPK metinde fiyat artışlarının alt kalemler bazında genele yayılan bir nitelik gösterdiğine dikkat çekilirken "İç talep koşullarının etkisinin azalacağı öngörülmekle birlikte enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir" görüşüne de yer verildi.
Tüketici fiyatları Haziran'da yıllık olarak yüzde 15.39 ile 2003 bazlı serinin en yükseğine gelerek son 14 yılın zirvesinde yer alıyor. Manşet enflasyonundaki artışın yanı sıra çekirdek endeksler ve üretici fiyatlarında da yükseliş eğilimi sürdüyor.
Reuters'ın karar öncesi görüşlerine başvurduğu ekonomistler enflasyonun yüzde 15'e ulaşması sonrası daha da yükselebileceği endişesi, ekonomi yönetiminin 'bağımsız Merkez Bankası' söylemlerinin hayata geçirilmesisinin vereceği güven ve TL'deki birikimli kayıpların getirdiği enflasyonist baskı nedeniyle faiz artışı bekliyorlardı.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Cumhurbaşkanlığı sisteminde kabinenin netleşmesi ardından yaptığı ilk kapsamlı değerlendirmede yeni dönemde Merkez Bankası'nın hedefler doğrultusunda daha öngörülebilir, sade ve kararlı bir para politikası uygulamasının destekçisi olacaklarını, ekonomi politikalarının uyumunun ise yeni dönemde en üst düzeyde olacağını söylemişti.
Albayrak bu açıklamasında "hiç olmadığı kadar etkin" bir Merkez Bankası'nın, yeni dönem politikalarının temel hedefleri arasında yer alacağını da belirtmişti. Albayrak bugünkü açıklamalarında da açıklanacak yeni OVP'de "enflasyonda düşüşe odaklı bir çerçeve ortaya koyulacağını söyledi.
Başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere siyasilerin düşük faiz istekliliği sürerken TCMB 500 baz puanı Nisan ayından bu yana olmak üzere geçtiğimiz yıl başından beri 950 baz puan sıkılaştırma adımı gerçekleştirdi.
KARAR SONRASI DOLARDA SON DURUM
Merkez Bankası'nın faiz kararının ardından dolar 4,90'a Euro ise 5,73'e yükseldi. Ardından dolar 4.87'ye, Euro ise 5.71'e gevşedi. Karar öncesinde bankalararası piyasada dolar/TL 4,76'nın üzerinde, Euro/TL de 5,57 civarında işlem görüyordu.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR