Güncelleme Tarihi:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB), haftalık gösterge repo faizinde 100 baz puan indirime gitti. Piyasa beklentileri faizde değişiklik olmayacağı yönündeydi.
TCMB Para Politikası Kurulu(PPK) toplantısının ardından yapılan açıklamaya göre, haftalık repo faizi yüzde 18,0'e indi.
TCMB, önceki 5 toplantısında da beklentilere paralel olarak faizi sabit bırakmıştı.
Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketinde enflasyon beklentisi yıl sonu için yüzde 16,74, 12 ay sonrası için yüzde 12,94 ve 24 ay sonrası için yüzde 10,71 seviyesinde bulunuyor.
TCMB'nin enflasyon beklentisi 2021 yıl sonu için yüzde 14,1, 2022 yıl sonu için yüzde 7,8 seviyesinde bulunuyor.
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) Ağustos ayı için yıllık tüketici fiyatlarını %19,25 olarak açıkladı.
TCMB'nin bir sonraki toplantısı 20 Ekim'de gerçekleştirilecek.
TCMB faiz karar metninde şöyle denildi:
"Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 19’dan yüzde 18’e indirilmesine karar vermiştir.
Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde aşılamanın hızlanması küresel ekonomide toparlanma sürecini desteklemektedir.
Bununla birlikte, aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Küresel talepteki hızlı toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerine olumsuz yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.
Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Olumlu dış talep koşulları ve uygulanmakta olan sıkı para politikası cari işlemler dengesini pozitif etkilemektedir.
İhracattaki güçlü artış eğilimi ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasıyla yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesi beklenmektedir. Cari işlemler dengesinde görülen iyileşme eğilimi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.
Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır.
Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için makroihtiyati politika çerçevesi güçlendirilmiştir. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede para politikası duruşunda güncellemeye ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yapılmış ve politika faizinde indirim yapılmasına karar verilmiştir.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.
Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir."
"MERKEZ BANKASI'NIN FAİZ İNDİRİMİ SÜRPRİZ OLMAYACAK"
Prof. Dr. Sefer Şener - İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Merkez Bankası'nın faiz indirimi ile birlikte kredi faizlerinde indirimlerin gerçekleşeceğine değinen İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Sefer Şener önümüzdeki aylarda faiz indirimlerinin sürpriz olmayacağını söyledi.
Sefer Şener'in açıklamaları şöyle:
Piyasa beklentisi sizin de beyan ettiğiniz gibi sabit tutması yönündeydi. Sizlerle yaptığımız yayınlarda Merkez Bankası'nın sürpriz yapabileceğinden faizi indireceğinden bahsettik. Benim açımdan sürpriz değil. MB faiz kararında önce enflasyon gidişatına sonra küresel çerçeveye bakıp karar veriyor. Merkez Bankası özellikle bu sıkı duruş faizlerin yüksek olması, kredi piyasasını vatandaşların paraya ulaşmasını zorlaştırıyor. Sıkı para politikası sıkı duruş Merkez Bankası'ndaki sıkı duruş kredilerdeki büyümeleri yavaşlatıp önünün açılması lazım beyanı var.
Bu sıkı duruşun devam ederse büyüme, istihdam ve ekonomiyi etkileyeceği belirtiliyordu. İş dünyasının beklentisi de faizlerin yüksek olduğu yönündeydi. Krediye ulaşamadığından bahsediyor iş dünyası. Bir yandan da para ulaşamamak da paranın da ulaşılamaması...
FAİZ İNDİRİMLERİ SÜRPRİZ OLMAYACAK
(Enflasyon hakkında) Temel sebep şu önceki hafta içinde Alman iş insanların katıldığı toplantıda Merkez Bankası Başkanı manşet enflasyondan 19,25'lik enflasyondan ziyade çekirdek enflasyon vurgusu yaptı. Çekirdek enflasyon zaten 3-4 puan altında. Merkez Bankası'nın manşet enflasyonla ilgili beklentisi 14,1 seviyesinde. Uluslararası kuruluşlara bakıyoruz. En yüksek olan 15,30'lar civarında. 150 baz puanlık bir marj var gördüğümüz kadarıyla. Merkez Bankası'nın yıl sonuna kadar 100 baz puan daha indirim yapması sürpriz olmayacak. Beklentiler ışığında söylüyoruz.
Bundan sonraki aşamada farklı yöne evrilirse enflasyon beklentisi Merkez Bankası ve uluslararası kuruluşların beklediği gibi aşağı yönlü devam ederse tekrar gündeme gelecektir. Yıl sonuna kadar 200 baz puan sürpriz olamayacak. Merkez Bankası bunu özellikle değerlendirmiş.
KREDİ FAİZLERİ DÜŞECEK
(Yansıması) Vatandaşa yansıması faiz düştüğü zaman otomatik olarak vatandaşın kullandığı krediler, finans bunların faizleri de geri gelecektir. 200 baz puan düşüş beraberinde 200 baz puanı da getirecektir. İnsanlar kredi alamamaktan şikayet ediyor. Konut, tüketici, taşıt kredilerine dönük faizlerin yüksek olmasından şikayet ediliyor. Vatandaş ister ihtiyaç, ister konut ya da taşıtta olsun daha düşük seviyede... 100 baz puan düşürüldü ama kredilere 200-300 baz puan olarak da yansıyabilir.
Dış piyasa açısından FED'in değerlendirmesi vardı. FED sabit tuttu. ABD'deki enflasyon beklentisi gerçekleşen 5,4, yıl sonu için 4,2'nin üzerine çıktı. Beklentisi dahi 4.2'de. FED faizleri altında tutmaya devam ediyor. Ne olursa olsun ana ölçü enflasyon oranıdır. Merkez Bankası'nın bugün almış olduğu karar, kredilerin faizlerin düşmesi ve piyasanın önünün açılması sürpriz olmayan beklediğimiz bir karardı.
Dış yansıması şu olacak. Merkez Bankası'nın kararlılığını herkes görüyor. Piyasa böyle bekliyor. 19'da sabit tutulması bekleniyor o zaman sabit tutsun. Uluslararası piyasa çevrelerine çok ciddi potansiyel olarak etkisi olmayacaktır.
Yüzde 19'luk faiz veriliyor. Küresel yatırım oranı belli ölçülerde. Sıcak paradan ziyade doğrudan yatırım olarak gelmesi. Fabrika, istihdam olarak gelmesi... Direkt buraya gelen yatırımdır. Dışarıdan sürekli sıcak para gelsin. Bunun da belli bir yere kadar sınırı var. Uluslararası boyutu da önemli. Piyasayı çok da etkileyecek boyutta değil.
Bunun ana sebebi iç piyasadaki durgunluğu aşmak. Merkez Bankası bunu da gidermeye çalışıyor. Fiyat artışlarının da önüne geçelim. Maliyet ne kadar az yansırsa şirketlere diye düşünüyor. Merkez Bankası burada olumlu bir adım atıyor.