Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’nin hangi köşesine gitsek iş dünyasından aynı sıkıntıyı dinleriz. “Kalifiye eleman bulamıyoruz... Kaynakçı, boyacı, tornacı yok... Usta yetişmiyor...” Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) hem iş dünyasının bu sıkıntısına derman olacak hem de işsizliği azaltacak bir projeye soyundu. Her fabrikayı aynı zamanda bir meslek okuluna çevirmek üzere harekete geçen bakanlığın bu konudaki vizyonunu bizzat Bakan Ziya Selçuk’tan dinledik.
UYUMLU PROGRAMLAR
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) bağışladığı 20 milyon liralık tabletlerin bir bölümünün Giresun’da dağıtımı için şehre gelen Selçuk, TMSF Başkanı Muhiddin Gülal’ın da katıldığı bir sohbet toplantısı düzenledi. Selçuk, Türkiye’de meslek lisesindeki beceri setleri ile sanayi ve hizmet sektörünün ihtiyaç duyduğu beceri setlerinin örtüşmesini hedeflediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Sanayi ve hizmet sektöründe becerilerin yenilenmesine ilişkin neye ihtiyacınız varsa bizim müfredatımız odur. Öğretim programlarımız buna uyum sağlar. Çünkü bizim mezunlarımızın sizin üretimde beklediğiniz niteliklerle yüzde 100 örtüşmesi ana hedefimiz’ dedik.”
FABRİKADA ODA BULUN
Selçuk, “İş dünyasına diyoruz ki; bir fabrikada 6-7 oda bulun, burayı meslek merkezi yapalım. Öğretmen bizden, siz öğretmen ücreti de vermeyeceksiniz, sadece ustabaşılarınız bize yardımcı olacaklar. Orası iş yeri, öğrenci orada, üretime katılıyor, her gün üretimi görüyor ve çalışıyor. Şimdi bunun olmaması için engel şuydu: Bir fabrikanın içinde eğitim kurumu olmaz biçiminde bir sınırlama vardı, onu da 8 ay önce kaldırdık” diyor.
ÖZEL SEKTÖR DEVREDE
Okullardaki makine parkı, araç-gereçler, öğretmen nitelikleri, müfredat içerikleri ve benzeri birçok hususun mevcut gelişmelere paralel yenilenme ihtiyacı olduğunu aktaran Selçuk, “Biz şu anda bir şekilde yapabildiğimizi okullarda yapıyoruz, yapamadığımız hususlarda da özel sektörün imkanlarını değerlendiriyoruz. ‘Bir otelin içerisinde okul kuralım. Zaten çalışma alanı orası, müşteri orada, orada öğrensinler ve orası okul olsun’ dedik. Turizm Bakanlığımızla iki yıl içerisinde 200 civarında bir okul açacağız, şu anda 50 civarında okulumuz var. Bunların hepsi iş öncelikli, iş garantili okullar... Tabii bu arada ekonomide, üretimdeki gelişmeleri dikkate alan bir eğitim yaklaşımı... Örneğin, savunma sanayimiz dünyada öncü noktada. O zaman savunma sanayisinin teknisyen altyapısını yetiştirmek gerekiyor. O zaman ASELSAN’ın içine okul açıyoruz. Gebze’de organize sanayi bölgesine ya da İstanbul Teknik Üniversitesi’nin teknoparkının içine lise açtık ve bunlar Türkiye’de ilk kez yüzde 1’lik dilimden öğrenci alıyor” diye konuştu.
ELEKTRİKLİ OTO LİSESİ
Selçuk, elektrikli otomobil lisesi açtıklarını anımsatarak, buna benzer neye ihtiyaç varsa artık okulun ve eğitimin o olduğunu söyledi.
Türkiye’de özel sektörün meslek eğitim merkezi açabilme iznini aldığını belirten Selçuk, “Meslek eğitim merkezi, çıraklık eğitimi demek. Mesela, Almanya’da mesleki eğitimin yüzde 85’i özel sektörün elindedir. Bizde meslek okullarının yüzde 5’i özel sektörle ilgili. Hazır orada imkan varken, o zaman okul orası, eğitim ortamı orası olsun, orayla beraber çalışalım” dedi. Selçuk, meslek eğitim merkezlerinden mezun olanların yüzde 88’inin istihdam edildiğine dikkat çekti.
AHŞAP VAR OKULU YOK!
Bakan Selçuk, Türkiye’de ahşap oyuncak konusunda ciddi bir ithalatın olduğunu gözlemlediklerini, bu kapsamda yerli ahşap oyuncak sektörünün oluşmasına öncülük ettiklerini belirterek, “Dedik ki ‘Bizde ahşap var ama okulu yok. Hemen 4 yerde okul açtık. ‘Biz bunu burada üretiriz ve kendimize özgü tasarımlar yaparız’ dedik. Bunu da yaptık, şimdi artık ihracata başlıyoruz” dedi.
MEZUN OLANA İŞ ÖNCELİĞİ
ÖĞRENCİLERE hayatın ve sektörün ihtiyacı olan eğitimin verilmemesi halinde istihdamla ilgili bir tıkanıklık oluştuğuna işaret eden Selçuk, “‘Siz buradan mezun olduğunuzda iş önceliğiniz olacak’ denildiğinde kültür değişiveriyor birden. Türkiye’de şu an itibarıyla 332 bağımsız ve 295 meslek lisesi bünyesinde toplam 627 okul ve kurumda mesleki eğitim programımız var. Bizim eğitim ve ekonomi dememizin sebebi bu. Demokrasi dememizin sebebi... Bütün bu 1.000 okul bir demokratikleştirme projesi aynı zamanda. Bu okullarımıza dijital tasarım beceri atölyelerini koyma, bahçesine spor merkezlerini koyma... Çocuğun yaşam sahnesini dönüştürmek istiyoruz ve onları büyük yazarlarla, müzisyenlerle buluşturmak, yani kültürel olarak bir dönüşümü de tetiklemek istiyoruz. Onun ötesinde de tabii bu bir fırsat adaleti sağlıyor. Mesela 8 bin 200 civarında tasarım beceri atölyesi açtık bir senede. Bunların tamamını sosyoekonomik olarak daha düşük seviyedeki bölgelerimize açtık. Niye? Baz oluşturmak için yaptık.”
ÜRETİM PATLAMASI
Ziya Selçuk, mesleki eğitimdeki üretimden elde edilen gelirde yüzde 15 Hazine kesintisi varken bunun yüzde 1’e indiğini anımsatan Selçuk, bu sayede meslek liselerinde üretim patlaması yaşandığını söyledi.
MÜKEMMELLİYET MERKEZİ
Selçuk, bütün bunların üretimin gerektirdiği beceri setine yönelik bir eğitim anlayışıyla yapıldığını, aksi takdirde okulların sanayinin beklentilerini karşılamama durumunun ortaya çıktığını kaydetti. Selçuk, “Ar-Ge kısmı, okul kısmı, üretim kısmı... Bunun İstanbul’da ekosistemini kurduk. İstanbul’a plastik sanayisiyle ilgili sektörün öncülüğünde bir mükemmelliyet merkezi kurduk. Okulunu kurduk, yanında fabrikası var. Daha ileri uygulamalar yapabilme konusu gündeme geldi.”
ŞEHRE ÖZGÜ OKULLAR
Ziya Selçuk, her ülkenin mesleki eğitim modelinin kendine özgü olduğunu, mesleki eğitimin milli gelire bakarak yapılandırıldığını söyledi. Meslek liseleri ve bulundukları şehirlerde yapılan üretimin örtüşme oranının yüzde 20’ler civarında olduğunu belirten Selçuk, “Şehrin ihtiyaçlarını ve buradaki üretimi dikkate alan bir model bu” şeklinde konuştu.
Selçuk, savunma sanayi lisesi kurarken, ‘bu alanda mühendisimiz çok ama teknisyenimiz yok’ düşüncesiyle hareket ettiklerini anlattı. Selçuk, “Konya’da tarımla ilgili büyük bir üretim var. Orada üniversitenin içine bir tarım lisesi açtık, dünyadaki tarım liselerine bakıp. Diyelim bir ineğin DNA’sına bakmak, gebelik testi yapmak, birtakım Ar-Ge çalışmaları yapmak... Bütün bunlarla ilgili gördüğümüz manzara şuydu; Tokat’ta ve Konya’da tarımla ilgili, Tokat’taki üniversitenin kampüsünün içine, son derece modern laboratuvarların olduğu, lise öğrencisinin bir Ar-Ge ortamını rahatlıkla görebildiği liselerden bahsediyoruz. Bu şehre özgü bir şey... Oralarda tarımın ilerlemesi, yükselmesiyle ilgili bir durum” diye konuştu.