Güncelleme Tarihi:
DOLAR kuru dün Türkiye piyasalarının kapanış saatinde 5.38 TL seviyesinde hareket ederken, yeni işlem gününde yatay seviyede bulunuyor. Dolar kuru gün içerisinde en yüksek 5.3910 TL seviyesini görürken, saat 10.30 itibarıyla 5.3784 TL seviyesinde hareket ediyor. 6.1208 TL'ye kadar yükselen Euro kuru ise aynı dakikalarda 6.1060 TL'de bulunuyor.
Doların dünyada en çok işlem gören 6 adet yerel para biriminin karşısındaki değerini gösteren dolar endeksi, yüzde 0.05 yükselişle 96.60 seviyesinde bulunurken, Euro/dolar paritesi ise şu dakikalarda 1.1343 seviyelerinde bulunuyor.
10 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 17.68 seviyesinde, 2 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 21.23 seviyesinde bulunuyor.
Bankacılar küresel risk iştahının zayıf seyretmeye devam ettiğini, ABD Merkez Bankası'nın yarınki faiz kararı öncesi dış piyasada Almanya IFO endeksinin, ABD yeni konut inşaatları ve inşaat ruhsatları verilerinin izleneceğini belirtti.
3 ARALIK'TAN BU YANA PİYASA NEYİ FİYATLIYOR?
Global Menkul Değerler Analisti Rıdvan Baştürk, "3 Aralık’tan bu yana küresel risk iştahında önemli düşüşler yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Dolar kurunun 3 Aralık seviyelerine göre yaklaşık yüzde 5 yukarıda işlem gördüğünü, BIST-100’ün ise yüzde 6 civarında değer kaybettiğini görmekteyiz. 3 Aralık’tan bu yana piyasa neyi fiyatlıyor ?
1- Ekonomik büyümelere ilişkin endişeler... Küresel ekonomik büyümelere ilişkin endişeler son dönemde oldukça yükseldi. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’de 3. çeyrek büyümesinin yavaşlamayı işaret etmesi, imalat PMI tarafının 50.0 baz eşiğine kadar gerilemesi ve sanayi üretim, perakende satışlar gibi önemli makro verilerin piyasa beklentilerinin bir hayli altında kalması yatırımcıların güvenli varlıklara yönelmesine zemin hazırladı. Buna ek olarak Euro Bölgesi’nde de ekonomik aktiviteler bir hayli zayıf seyrediyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Draghi yaptığı son iki basın toplantısında ekonomik aktivitelerin kendi beklentilerinin de altında bir zayıflık gösterdiğini açık bir dille ifade etti. Rakamlara baktığımızda Almanya çeyreksek bazda daralırken, Euro Bölgesi’nde ekonomik büyüme hızı ise yavaşladı. Öncül veriler ise yaklaşık son 3 yılın en düşüğünde seyrediyor ve önümüzdeki çeyreğe ilişkin zayıf sinyaller veriyor. ABD’de kısa dönemli faizlerin uzun dönemli faizlerin üzerine çıkması ise acaba ABD’de de ekonomik yavaşlama mı olacak beklentilerini ortaya çıkardı. Ancak mevcut durumda ABD ekonomi için olumsuz bir şeyler söylemek için çok erken olduğunu düşünüyoruz.
2- ABD – Çin ticaret savaşı... Arjantin’de düzenlenen G-20 zirvesinde ABD ile Çin’in 90 günlüğüne ateşkes anlaşması yapması piyasaları sadece bir gün rahatlattı. Ardından gelen birbiri ardına olumsuz açıklamalar, bu 90 gün sonrasında net bir anlaşma olmayacağı beklentilerini masada tuttu. Ticaret savaşı Çin ekonomisine zarar vermeye devam ediyor. Dolayısıyla tüm küresel piyasalar için bir stres unsuru.
3- Brexit gelişemeleri... İngiltere’nin AB’den anlaşmalı mı yoksa anlaşmasız bir şekilde ayrılacağı konusu en önemli risk başlıklarından biri durumunda. İngiltere Başkanı May, 11 Aralık’ta İngiltere parlamentosunda yapılması beklenen oylamayı yeterli oyu alamayacağını gördüğü için ertelemişti. Mevcut durumda parlamento bu anlaşmayı desteklemiyor. Bu durum anlaşmasız Brexit ihtimalinin güçlenmesine yol açtı. Parlamento oylamasının 21 Ocak’tan önce yapılacağı açıklandı. Eğer anlaşmasız bir çıkış olursa bu durum tüm küresel piyasalar için stresin artabileceği bir unsur olacaktır. Anlaşmalı bir çıkışta ise piyasalar rahat bir nefes alacaktır.
4- FED’in izleyeceği yol haritası... Ekonomideki güçlenme ile birlikte bu yıl 3 faiz artıran ve çok büyük ihtimalle yarın akşam da faiz artıracak olan FED’in 2019 yılında izleyeceği yol haritası piyasalar için önemli olacaktır. Küresel büyümelere ilişkin endişeler ve ABD Başkanı Trump’ın anti-faiz söylemleri FED’in gelecek yıl 3 değil 2 faiz artırım yapabileceği beklentilerini ortaya çıkardı. Bunu net bir şekilde yarın akşam görme şansımız olacak. Ancak şöyle bir senaryo oluşturabiliriz. FED, gelecek yıl için 3 faiz artırım beklentisini korursa, dolar endeksi ve ABD faizleri yukarı gidebilir ve bu durum risk iştahı açısından olumsuz olacaktır. FED, faiz artırım beklentisini 3’ten 2’ye düşürse bu sefer tam tersi bir piyasa hareketi görebiliriz."
Baştürk değerlendirmelerine şöyle devam etti: "Yukarıda bahsettiğimiz 4 madde, mevcut durumda piyasalar üzerindeki en önemli risk başlıkları. Bu başlıklar masada kaldığı sürece piyasalarda yeni bir kuvvetli risk iştahı oluşması zor bir senaryo olacaktır. 3 Aralık’tan bu yana Dow Jones ve S&P yaklaşık yüzde 8, Dax yüzde 5 ve BIST-100 ise yüzde 6 değer kaybı yaşadı. Bu verilerden de anlaşılacağı gibi iç piyasa son dönemde yurt dışına paralel bir hareket izliyor. Bu nedenle yurt dışına bağlı hareket yapısı iç taraftan beklenmedik bir haber akışı gelmediği sürece devam edecektir."
Global Menkul Değerler Analisti Baştürk, teknik olarak ise şöyle değerlendirdi: "Para birimlerine baktığımızda son dönemde mevcut riskler neticesinde gelişmekte olan ülke para birimleri dolar karşısında zayıf bir performans sergiliyor. Bu süreçte TL’de negatif veya pozitif bir ayrışma olmadığının altını çizmek gerekiyor. Teknik olarak yatay bir görünüm söz konusu. Yukarıda bahsettiğimiz gelişmeler kur üzerinde etkili olacaktır ancak seviyeler de bir o kadar önem arz ediyor. Yukarıda 5.50, aşağıda ise 5.27 bu yataylığın sınırlarını oluşturuyor. Bu sınırlardan biri herhangi bir gelişme ile aşıldığında o yöne doğru hareketlerin kuvvetlenmesini bekleyebiliriz. Kur için bu aşamada en önemli gelişme yarın akşamkı FED kararları olacaktır."
İÇ BORÇLANMA SÜRECİ İZLENİYOR
Tahvil/bono piyasasında ise iç borçlanmanın bireysel yatırımcılara ve TL dışı yatırım araçlarıyla çeşitlendiriliyor olmasının finansal kesimden yapılan borçlanma rasyolarına etkisi yakından izleniyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı bireysel yatırımcılara yönelik altın, euro ve dolar cinsi tahvil ve sukuk ihraçlarında talep toplamaya dün başladı.
Hazine'nin mevcut borçlanma yapısında Ekim 2018 itibarıyla 589.8 milyar TL tutarındaki iç borç stokunun 589.6 milyar TL'lik kısmı, yani neredeyse tamamı hala TL cinsinden. Hazine'nin 2018 Ekim ayı sonu itibarıyla iç borç stoku içerisinde sadece 42 milyon euro karşılığı döviz borçlanması bulunuyor.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR