Güncelleme Tarihi:
İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2020'de geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere ilk toplantısını yaptı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk başkanlığında Bakanlığın Reşat Moralı Salonu'ndaki toplantıda, işçi tarafını Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), işveren tarafını ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil etti.
Bakan Selçuk, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, asgari ücretin tespiti konusunda ilgili tüm tarafların teklif ve görüşlerini komisyonda her zaman açıkça sunduğunu belirterek, işçi ve işverenlerle tüm çaba ve ortak hedeflerinin sürdürülebilir bir kalkınmayı tesis edecek şekilde asgari ücreti ideal bir noktaya getirebilmek olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 2023 hedefleri doğrultusunda önceliklerden birinin istihdamı korumak ve daha da artırmak olduğunu vurgulayan Selçuk, şunları kaydetti:
Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci toplantısını 10 Aralık'ta, üçüncü toplantı 17 Aralık'ta yapacak.
"ASGARİ ÜCRETİ NOMİNAL OLARAK 10 KAT ARTIRDIK"
Emeğe, alın terine ve üretkenliğe her daim sahip çıktıklarını dile getiren Selçuk, bu anlayışla çalışanların hakkını ve hukukunu her mecrada savunduklarını söyledi.
Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, "2020 yılı için asgari ücretle çalışanlardan fedakarlık beklenmemelidir. Fedakarlığı ekonomik gücü olanlar yapmalıdır. Asgari ücretle çalışmak durumunda olan milyonlarca işçi ve ailesi, bu çalışmaların olumlu sonuçlanmasını beklemektedir." dedi.
Irgat, 2020'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının Reşat Moralı Salonu'nda yapılan Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısında, toplumun büyük çoğunluğunun Komisyon çalışmalarının sonucunu merakla beklediğine dikkati çekti.
Asgari ücret düzeyinin, idari para cezalarından sosyal güvenlik primine esas günlük kazancın alt sınırına, işsizlik ödeneğinden bireysel emeklilik sistemi katkı payına, asgari geçim indiriminden isteğe bağlı sigortalılığa kadar uzanan birçok alanı etkilediğini vurgulayan Irgat, şöyle konuştu:
"Fakat asgari ücret alarak yaşamlarını sürdürmek zorunda olan çalışanların beklentisi çok daha farklı. Her alanda devam eden fiyat artışları karşısında geçim şartları giderek ağırlaşmaktadır. Çalışanların ve ailelerinin geleceğe dair umutları kaybolmamalıdır. Yarın enflasyondaki son durum devletin istatistik kurumunca açıklanacak. Vurgulamak gerekir ki resmi enflasyon ile halkın enflasyonu arasındaki fark giderek artmaktadır. Hissedilen ve yaşanılan enflasyon daha yüksektir. Doğal gaz ve elektrik gibi dar gelirli kesimin harcamalarında ağırlığı olan hizmetlerdeki fiyat artışı dayanılmaz boyutlarda olmuştur. Gıda fiyatlarındaki artışın aile bütçesine getirdiği yük, mutfak harcamasında bile kısıntıya neden olmuştur."
Halen geçerli olan asgari ücretin bekar bir işçi için günlük net 67 lira 36 kuruş olduğuna dikkati çeken Irgat, asgari ücretin pazarlık ücreti olmadığına işaret etti.
Asgari ücretin ülkede uygulanmakta bulunan ekonomik ve sosyal politikaların bir yansıması olduğunu dile getiren Irgat, şu değerlendirmede bulundu:
"Çalışanlar ve ailelerinin geçimine 'yetecek' ücret, Komisyon çalışmalarının temel amacı olmalıdır. Ancak ülkenin 'ekonomik şartları' gerekçe yapılarak asgari ücret düşük belirlenmek istenmektedir. Oysa ülkenin ekonomik kurumları, resmi rapor ve açıklamalarında olumlu gelişmelere işaret etmektedir.
Bu veriler Komisyon çalışmalarında da sosyal taraflarla paylaşılmaktadır. Ama söz konusu asgari ücret olunca yine işçiden fedakarlık beklentileri gündeme taşınmaktadır. İşsizlik baskısı, yeni çalışma alanlarının sağlanmasında karşılaşılan güçlükler, aynı gemide olduğumuz hususu ön plan çıkarılmakta.
Türkiye'de istihdam ve işsizlik sorunun temelinde uygulanan ekonomik ve mali politikalar bulunmaktadır. İşçilerin olumsuz bir etkisi söz konusu değildir. İşçinin emeği ve birikimine yönelik uygulamalardan artık vazgeçilmelidir. Ücretli kesimin işsizlik riskine karşı oluşturulan işsizlik sigortası fonu, işveren kesimine sağlanan teşvik ve muafiyetlerin kaynağı haline getirilmiştir. Asgari ücretliden kesilen vergi kadar bir tutar, işverenlere sosyal güvenlik prim indirimi olarak verilmektedir."
"KOMİSYON ÇALIŞMALARINDA BELİRLEYİCİ OLAN HÜKÜMETİN YAKLAŞIMI"
Nazmi Irgat, asgari ücretin önemli bir sosyal politika aracı olduğunu, sosyal devlet ilkesinin gereği olarak hükümetin tercihini dar ve sabit gelirli kesimden yana yapması gerektiğini söyledi.
İnsanların çaresizliği ile yüksek işsizliğin, asgari ücreti düşük belirlemenin gerekçesi yapılmaması gerektiğini dile getiren Irgat, söyle devam etti:
"Dünyada gelişmiş ilk 20 ülke içinde olan Türkiye, bu performansını asgari ücret seviyesinde de göstermelidir. Avrupa Birliği ülkeleri asgari ücret sıralamasındaki yeri ülkemizin konumuna yakışmamaktadır. Dünyanın her ülkesine kaliteli mal ve hizmet ihracatı yapan Türkiye, ücret ve çalışma şartları, örgütlenme düzeyi, sosyal diyalog konusundaki yaklaşımıyla da örnek olmalıdır. 2020 yılı için asgari ücretle çalışanlardan fedakarlık beklenmemelidir. Fedakarlığı ekonomik gücü olanlar yapmalıdır. Asgari ücretle çalışmak durumunda olan milyonlarca asgari ücretli işçi ve ailesi, bu çalışmaların olumlu sonuçlanmasını beklemektedir.
Çalışanların geçim şartlarının iyileştirilmesi öncelikli konumuzdur. Ekonomik ve sosyal politikalar insanların mutluluğu ve refahı içindir. Gelirin adaletli dağılması iş barışının güvencesidir. Asgari ücret belirlemelerine daha geniş çerçevede yaklaşılmalıdır. Asgari ücret konusundaki yaklaşımımızı, savunduğumuz ilkeleri her Komisyon toplantısında ifade ettik. Komisyon çalışmalarında belirleyici olan hükümetin yaklaşımıdır. Geçmiş kararlara bakıldığında, hükümetin ağırlıklı olarak işveren kesimiyle birlikte tutum aldığı görülmektedir. İşçi kesimi olarak alınan kararlara katılım sağlanacak bir noktaya ulaşamadık. Umut ederim ki beklentilere uygun bir asgari ücreti bu yıl tespit etme imkanını hep birlikte buluruz."
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR