Güncelleme Tarihi:
SANAYİ ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "2021 yılına ilişkin öncü göstergeler, geleneksel pazarlarımızdaki ikinci dalga tedirginliğine karşın imalat sanayimizin 2020 yılı son çeyrekte yakaladığı ivmeyi koruduğunu gösteriyor. Yakında ilan edeceğimiz hukuk, demokrasi ve ekonomi alanındaki reform paketleri ile ülkemizi doğrudan yatırımlar bakımından çok daha cazip hale getirmeyi hedefliyoruz" dedi.
Bakan Varank, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından düzenlenen ’Covıd-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler’ başlıklı konferansa video konferansla katıldı. Varank, uzaktan alışverişin pandemi süreciyle birlikte daha yoğun bir şekilde insanların hayatına girdiğini söyleyerek, "Artık daha az nakit kullanıyor, kartla daha fazla alışveriş yapıyoruz. Kredi kartı ile yapılan market ve alışveriş merkezleri harcamaları pandemi öncesi döneme göre yaklaşık yüzde 60 artmış durumda. E-ticaret hacmi ise Ticaret Bakanlığımızın yayınlandığı en güncel veri olan Haziran 2020 itibarıyla bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 93 gibi rekor bir artış gösterdi" dedi.
’HEDEFİMİZ TÜRKİYE’Yİ UZAY ALANINDA BİR ÜST LİGE ÇIKARMAK’
Bakan Varank, bu dönemde Türkiye’yi ileriye taşıyacak çalışmaları da asla ihmal etmediklerini, gelecek 10 yıllık hedefleri ve yol haritasını içeren Milli Uzay Programı’nı ilan ettiklerini bildirdi. Varank, "Hedefimiz Türkiye’yi uzay alanında bir üst lige çıkarmak. Sanayi üretimi bakımından, pandemi sürecinde tüm dünyaya örnek bir performans gösterdik. Haziran ayıyla birlikte sanayi üretimimiz yıllık artışta pozitife geçerek, güçlü bir büyüme eğilimi yakaladı. Böylece yılın son çeyreğinde G-20 ve AB ülkeleri arasında sanayi üretimini en çok artıran ülke olmayı başardık. 2020 yılını pozitif ekonomik büyüme ile kapatacak birkaç ülkeden biri olacağımız bu verilerle artık netlik kazanmış oldu. İmalat sanayimizin yurt içi ve yurt dışı taahhütlerini gerçekleştirme noktasında salgın döneminde ortaya koyduğu bu örnek performans, tüm dünyanın ve küresel yatırımcıların ülkemize yönelik ilgisini de artırıyor. 2021 yılına ilişkin öncü göstergeler, geleneksel pazarlarımızdaki ikinci dalga tedirginliğine karşın imalat sanayimizin 2020 yılı son çeyrekte yakaladığı ivmeyi koruduğunu gösteriyor. Yakında ilan edeceğimiz hukuk, demokrasi ve ekonomi alanındaki reform paketleri ile ülkemizi doğrudan yatırımlar bakımından çok daha cazip hale getirmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.
’BAKANLIK OLARAK ÖNCÜLÜK EDİYORUZ’
Bakan Varank, Kalkınma Ajansları aracılığıyla, Covid-19 salgınının bölgelerdeki sosyo-ekonomik etkilerinin hafifletilmesine dönük çalışmalar yürüttüklerini belirterek, şunları kaydetti: "Ajanslarımız salgından en çok etkilenen sektörler ve toplum kesimleri için değerlendirme raporları hazırlayarak bölge düzeyinde etkili politika tedbirlerinin geliştirebilmesine destek oldular. Yine kalkınma ajansları bünyesinde Covid-19 ile Mücadele ve Dayanıklılık Programını ilan ettik. Bu programla, salgın riskinin ülkemizde yayılımını en aza indirmeye yönelik acil çözüm sunan projeleri destekledik. Bu kapsamda şu ana kadar 63 projeye 42,9 milyon lira katkı verdik. TÜBİTAK aracılığıyla, Stajyer Araştırmacı Burs Programı (STAR) kapsamında çağrıya çıkarak 300 genç araştırmacımızın Covid-19’la ilişkili Ar-Ge projelerinde bursiyer olarak görev almalarını sağladık. Covid-19 için yerli ve milli aşı ve ilaç çalışmalarına da Bakanlık olarak öncülük ediyoruz. Ar-Ge ve yenilik sisteminde birlikte geliştirme, birlikte başarma odaklı yaklaşımımızın güzel bir örneği olarak, salgın başlar başlamaz COVID-19 Türkiye Platformunu oluşturduk. 47 farklı kurum ve kuruluştan, 436 araştırmacı aşı ve ilaç geliştirme odağında bir araya geldi. Bu platform aracılığıyla; aşı, ilaç ve tanı kitleri alanlarındaki Ar-Ge projelerini fonluyor ve koordine ediyoruz."
TÜBİTAK BAŞKANI: 682 BAŞVURU ALDIK
Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal ise aşı, ilaç, tedavi yöntemleri, tıbbı cihazlar konusunda teknolojik odaklı çözümler içinde olduklarını söyledi. Mandal, şöyle konuştu:
"Ama Covid-19 süreci teknoloji boyutunun ötesinde çok daha sistematik güçlük içeren bir boyutta. Dolayısıyla bunun içinde sosyal ve beşeri bilimlerin içinde olmadığı bir çözüme gitmek mümkün değil. Covid-19 süreci birçok disiplinin birlikte çalışma gerekliliğini ortaya koydu. İşbirliği ve disiplinlerarası yaklaşım bunun en kıymetli yönlerinden birisi. Pandemi döneminde sosyal ve beşeri bilimler çok daha önemli. Bizim desteklenen projelerimizin yüzde 5,5 sosyal ve beşeri bilimler alanında geliyor. Ama bu dönemki covid süreciyle beraberÿ2020 yılında desteklenen projelerimizin yüzde 15,6’sı sosyal ve beşeri bilimler alanında. Ama bu yeterli mi? Yükseköğretim verilerimize göre Türkiye'de sosyal ve beşeri bilimler alanında araştırmacı sayımızın yüzde 38i bu alanda. Proje sayımızın yüzde 5,5’ten, yüzde 15lere çıkıyor olması sosyal ve beşeri alanında önemli bir artış ama potansiyelimizi değerlendirdiğimiz zaman hala Türkiye'de sosyal ve beşeri bilimler alanında yapılacak çok fazla potansiyelimizin ve buna bağlı olarak da görevimizin olduğunun farkındayız. Nisan ayında Türkiye’den sosyal ve beşeri bilimler alanında ’Covid-19 ve Toplum’ başlığı altında proje önerisi olarakÿ682 tane başvuru aldık. Bunlardan 97’si desteklendi."