Güncelleme Tarihi:
Asgari ücret 2022 zammı için geri sayım başladı. Türkiye'nin ana gündemini oluşturan asgari ücrete ilişkin olarak 3 toplantı geride bırakıldı. İlk iki toplantıda rakam telaffuz edilmezken son toplantıda taraflar kalori hesabına göre ortaya çıkan rakamları belirtti.
Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, "TİSK'in 3 bin 100 lirayı uygun bulduğunu, Türk-İş'in ise 3 bin 900'ün altına düşmediğini" söyledi. TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç ise daha sonra yaptığı açıklamada "3 bin 160 TL gibi bir teklifimiz olmadı, çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz" dedi. Türk-İş Genel Sekreteri Nazmi Irgat da "İşveren kesimiyle uzlaşmazlıklarımızı maalesef gideremedik. Ay sonuna kadar zamanımız var" dedi.
"CİDDİ BİR ASGARİ ÜCRET ARTIŞI GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, asgari ücret konusunda çeşitli tahminler yapıldığını anımsatarak, asgari ücret alan yaklaşık 6 milyon işçi bulunduğunu bildirdi.
Bu kişilerin aileleriyle oluşturduğu bütünlüğün dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Bilgin, asgari ücretin diğer ücretleri de belirleyecek bir yetkiye sahip olduğuna dikkati çekti.
Bu konuda Bakanlığına bir araştırma yaptırdığını kaydeden Bilgin, işçilere, işverenler ile profesyonel yöneticilere asgari ücret beklentilerini sorduklarını aktardı. Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşçilerimizin büyük çoğunluğu, yüzde 37'si 3 bin 750 ila 4 bin lira arasında beklentileri olduğunu söylediler. Yüzde 9'luk bir oran, 4 bin liranın üzerinde rakamlar telaffuz ettiler. Daha aşağılarda telaffuz edenler oldu. Küçük işletmelerde çalışan işçilerin daha alt düzeylerde rakamlar telaffuz ettiğini gördük. Bu sebepsiz değil. Onlar şunu diyorlar; 'Evet, biz ücretimizin artmasını istiyoruz ama işimizin devam etmesini istiyoruz.' Dolayısıyla burada sizlerin beklentisi nedir bilmiyorum ama toplumun, işçilerimizin beklentisini karşılayan ciddi bir asgari ücret artışını gerçekleştireceğiz. Bu, Türkiye için, çalışanlarımız için, özellikle düşük gelirli asgari ücretle çalışanlarımız için bir bayram havası yaratacaktır. Bunu şimdiden müjdelemek isterim."
Asgari ücretin daha yüksek düzeyde açıklanmasının daha anlamlı olduğunu çünkü ekonomide dalgalanmaların yaşandığını dile getiren Bilgin, enflasyonist bir ortam nedeniyle asgari ücretin bu kadar tartışıldığını ve bu kadar çok önem atfedildiğini söyledi.
Bilgin, "Bu süreci yönetirken, asgari ücret çalışanlarımızı, emekçilerimizi korusun, aynı zamanda Türkiye'nin bu süreçte, enflasyonist ortamda, salgın sonrası bütün dünyanın yaşadığı ekonomik dalgalanmaların aşağı yukarı başta bütün Avrupa ve gelişmiş ekonomileri büyük zorluklara soktuğu bir aşamada Türkiye'ye de bir rahat nefes aldırsın diyoruz. Bu düşünceyle rahat nefes aldıracak bir seviyede tespit edeceğimizi belirtmek isterim." değerlendirmesinde bulundu.
"SOSYAL REFAH PAYINA DÖNÜŞTÜRECEK VAADİN ARKASINDA DURUYORUZ"
Kamu işçileriyle yapılan toplu sözleşmeye de değinen Bilgin, "Geçtiğimiz günlerde memur konfederasyonlarıyla oturduk, konuştuk. Onlara şunu söyledik; 'Biz sizinle yaptığımız toplu sözleşmenin üzerine enflasyon farkı ortaya çıktığı zaman, onu bir sosyal refah payına dönüştürecek vaadin arkasında duruyoruz. O imzamızın da arkasındayız.' Biz Türkiye'nin emekçilerini koruyan bir ücret siyasetini, sosyal politika anlayışını benimsemiş bir yaklaşımı iktidarda temsil ediyoruz. Bunu sürdürmekte kararlıyız." diye konuştu.
3600 EK GÖSTERGE: 2022 YILINDA UYGULAMAYA SOKACAĞIZ
Bakan Bilgin, 3600 ek gösterge konusundaki çalışmalarını da sürdürdüklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Toplumda hakkaniyet duygusunu zedelemeyecek bir düzenlemeyi yapmak istiyoruz. Dolayısıyla teknik çalışmayı yaptık. Önümüzdeki hafta komisyonumuzu toplayacağız. Komisyonda sosyal ortaklarımız, sendikalar olacak. Ondan sonra da Yüce Meclis'e göndereceğiz. Sizin takdirinizle de 3600 ek göstergesini bir vaat olmaktan çıkartıp, 2022 yılında uygulamaya sokacağız. Meclis'e geldiği zaman da Meclisimizin gereğini yapacağına inancımız tamdır."
"SÖZLEŞMELİ PERSONEL ÇALIŞMAMIZI TAMAMLAYARAK EN UYGUN ŞEKİLDE ÇÖZECEĞİZ"
Bilgin, kamudaki sözleşmeli personele ilişkin, "3600 ek gösterge meselesinden sonra personel meselesini de gündemimize aldık. Sözleşmeli personel meselesiyle ilgili çalışmamızı tamamlayarak o meseleyi de en uygun şekilde çözeceğiz." dedi.
"İŞVERENLE UYUŞMAZLIKLARI GİDEREMEDİK"
Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat ise zor süreç yaşandığına dikkat çekerek, "Bulunduğumuz şartlarda tüm ücretli çalışanların sıkıntılarının giderilebileceği bir Asgari Ücret olsun istedik. Geldiğimiz nokta itibarıyla maalesef aynı durumda değiliz. İş veren kesimi ile uzlaşmazlıklarımızı maalesef gideremedik dolayısıyla komisyonun şu anda sağlıklı bir karar vermesi söz konusu olamadı.
TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı ile bizim gerçek hayatta yaşadığımız enflasyon arasında büyük farklar var. Döviz kurlarının yıl başından bu yana yüzde 85 arttığını dolayısıyla milli paramızın da bu oranda değer yitirdiğini görüyoruz. Üstüne üstlük son 1,5 ayda anormal şekilde artan enflasyon, dolayısıyla insanların alım gücünün o denli düşmesi, günlük fiyatların 2 defa değişmesi, dar gelirli insanlarımızı, asgari ücretlileri daha da zora soktu. Biz yaşanan enflasyon, çarşı-pazar enflasyonu ve büyümeden de refah payı alacak oranda bir asgari ücretin tespitini bekliyoruz. Müzakereler devam edecek" diye konuştu.
AKANSEL KOÇ: ENFLASYONA KARŞI ÇALIŞANLARIMIZI KORUYACAĞIZ
TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç da TÜİK’ten alınan parametreler doğrultusunda çeşitli hesaplamalar yapıldığını kaydederek, "Bizim ekim ayının başından bu yana yaptığımız açıklama; asgari ücretli ile çalışan arkadaşlarımız başta olmak üzere onların enflasyona karşı korunacağını çok net ifade ettik yani bahsedilen 3 bin 161 lira gibi önerilmiş bir rakam olmadı. Bizim tavrımız hala devam ediyor. Enflasyona karşı çalışanlarımızı koruyacağız. TÜİK’in açıkladığı bütün rakamlar bizim için geçerlidir. Onun dışında farklı enflasyon rakamları açıklayan kuruluşlar var; ama bizim esas almak durumunda kaldığımız kuruluş TÜİK’tir. Çalışanımız enflasyona karşı korunacak. 3 bin 161 lira gibi resmi bir teklifimiz söz konusu değil. Parametrelerden çeşitli rakamlar ortada" dedi.
Prof. Dr. Sefer Şener - İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi
Açıkçası kamuoyu artık bu şekilde bekliyor. Hem hükümet hem işveren tarafı bu tür mesajlar veriyor. Enflasyona ezdirmeyeceğiz dediğine göre enflasyon üzerinde bir rakam bekliyor. Sadece bundan da oluşmayacak. Bu sene çift haneli büyüme bekliyoruz. Buradan gelecek refah payını da eklemek gerekiyor. Kurda da çok yüksek bir oynaklık var.
Bunlara baktığımızda toplumda bir beklenti oluştu. İşçilerin beklentisi 3750-4000 arasındaydı. Bütün bu şartları göz önüne aldığımızda toplum bir beklenti içerisine girdi. O beklenti de gördüğümüz kadarıyla 4 bin liranın üzerinde bir net artışı bekliyor. Toplumun çok büyük bir çoğunluğunu ilgilendiren bir durum bu. Ücretli çalışanların tamamını etkileyecek bir unsur. Herkes iyi bir zammın yapılacağını söylüyor. İşveren tarafında da bir sorun görünmüyor.
4 binin altı rakamlar hayal kırıklığı yaratabilir. Kurlardaki oynaklık sabit gelirlilerin canını yakıyor. Sağlanan prim desteği işçiye de yansıtılmış olacak gördüğümüz kadarıyla. Hem işverene hem işçiye destek artırılmış olacak. Orada anlaşıldığı da kamuoyuna yansıdı. Bütün bu söylenenler verilen mesajlar bu rakamın 4 bin liranın üzerinde olacağını gösteriyor.
4 bin altı seviyeler kamuoyunda hayal kırıklığı yaratabilir. Enflasyon bu kadar hızlı artmaya devam ederse 3-4 aylık bir süre rahat nefes alabilir çalışanlar. Hem kurdaki oynaklık hem enflasyondaki ivmelenmede beklenti ilk 3 aylık dönemde bunun devam etmesi.
Ama bu oynaklık bu şekilde devam ederse bu rahatlamanın uzun sürmesini istiyorsak o zaman farklı bir formasyon uygulamamız lazım. Bu revizelerin kurdaki enflasyon artışına göre 4’er aylık 6 aylık dönemlerde yenilenmesi hem işçinin satın alma gücünü korur hem işverenin yıl sonu yükü azaltır. Önemli olan enflasyonu düşürmek. Enflasyon ile mücadele etmek.
ÜCRETLİLERDEN 4 FARKLI KESİNTİ YAPILIYOR
Ücretliler üzerinden gelir vergisi, sosyal güvenlik primi, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi olmak üzere 4 farklı kesinti yapılmaya devam ediyor. Brüt 3577 lira olan asgari ücretten alınan prim ve vergi tutarı 751 liraya ulaşıyor.
TALEPLER NE?
İşçi ve işverenin mutabakata vardığı gelir vergisinde birinci vergi dilimi, yıllık brüt asgari ücret miktarına çekilerek çalışanların daha az vergi ödemesi sağlanacak. Kümülatif vergi matrahı hesaplanırken brüt asgari ücret esas alınacak.
ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞANA 1500 TL'LİK VERGİ KATKISI
Düzenlemeyle çalışanlara bin 500 liralık gelir vergisinden kaynaklanan katkı sağlanacak.
SSK primi işçi payının yüzde 14'ten 5 puan indirilerek yüzde 9'a düşürülmesi ile 180 lira çalışanın cebinde kalacak.
252 TL'Yİ BULACAK
Bu tutar yeni asgari ücrette yüzde 40 artış varsayımı ile 252 lirayı bulacak. Asgari ücret sonrası ilk vergi basamağı için uygulanacak oranın yüzde 10 olması seçenekler arasında bulunuyor.
ASGARİ ÜCRETTE VERGİ MALİYETİNİN DÜŞÜRÜLMESİ İÇİN NASIL BİR DÜZENLEME ORTAYA ÇIKACAK?
Edinilen son dakika bilgisine göre asgari ücret görüşmelerinin üçüncü turunda birinci vergi diliminin yıllık brüt asgari ücret miktarına çekilmesi konusunda anlaşıldı. Buna göre kümülatif vergi matrahı hesabında brüt asgari ücret dikkate alınacak. Uzmanlara göre bu düzenleme gelir vergisinden kaynaklı 1500 liralık katkı sağlayacak. Prim ve vergi indirimi yapılması halinde asgari ücretin işverene maliyetindeki artış da sınırlı kalacak.
Ayrıca, 5 yıldır uygulanan asgari ücret işveren desteğinin toplu iş sözleşmeli yerlerde yüzde 6 olarak uygulanması toplu sözleşme olmayan yerlerde yüzde 3 olarak uygulanması konusunda görüş birliği var.
VERGİ MATRAHI DÜZENLEMESİ ÜCRETLERE NASIL YANSIYACAK?
Çalışanın birinci ay aldığı brüt ücreti onun matrahı oluyor. Gelir Vergisi Kanunu'na göre asgari ücretli bir çalışanın ücret matrahının yıllık 24 bin lirayı aştığı ay ve takip eden diğer aylarda ücretinin bir sonraki vergi diliminde yüzde 20 üzerinde vergilendirilmesi gerekiyor. Bugün itibariyle 24 bin liraya kadar yüzde 15, 24 bin lirayı aşması halinde yüzde 20'lik vergi dilimine giriliyor.
Şu anda 24 bin lira olan tutarın gelecek yıl asgari ücretin yine brüt 5 bin lira varsayımı ile yılda 60 bin liraya çıkması anlamına geliyor. Bu tutara kadar olan kısım yüzde 15'ten vergilendirilecek. Asgari ücretlinin Ocak ayında aldığı ücretle Aralık ayında alacağı tutar vergi dilimleri nedeniyle düşmeyecek. Çalışanlar daha az vergi ödemiş olacak. Asgari ücretle çalışmayanların da daha az vergi ödemesi sağlanacak. İlk dilim 60 bin liraya çekildiğinde daha yüksek alan ücretliler beşinci ayda yüzde 20'ye geçecekken 7, 8'inci ayda geçecek. Böylece daha az vergi ödemiş olacak.
MEVCUT TABLOYA ASGARİ ÜCRET ÜZERİNDEKİ VERGİ, PRİM YÜKÜ NE KADAR?
Brüt 3 bin 577 lira olan asgari ücretten yapılan 751 liralık kesintinin (SGK primi, işsizlik sigortası primi, gelir vergisi ve damga vergisi) alınmaması ya da asgari ücretten kesilen vergi kalemlerinin sayısının düşürülmesi seçenekler arasında yer alıyor. Bu yıl için asgari ücrette işveren payı 554.51 lira, işveren işsizlik sigorta primi 71.55 liraya ulaşıyor. Böylece bu yıl rakamlarına göre asgari ücretin işverene maliyeti 4203 lirayı geçiyor.
KOMİSYONDA MUTABAKATA VARILAN YÜZDE 5'LİK PRİM İNDİRİMİNİN ASGARİ ÜCRETE ETKİSİ NE OLUR?
SSK primi işçi payının yüzde 14'ten 5 puan indirilerek yüzde 9'a düşürülmesi ile 180 liralık bir miktar işçinin cebine kalacağı belirtiliyor. Asgari ücretin yaklaşık yüzde 40 artırılması varsayımı ile bu tutar 252 liraya ulaşacak. Bu tutarın çalışanın ücretine doğrudan yansıması halinde geliri de artmış olacak.
GELİR VERGİSİ BİRİNCİ DİLİMİ YÜZDE 10'A ÇEKİLİR Mİ?
Gelir Vergisi Kanunu'na göre vergi tarifesi yüzde 15, 20, 27, 35 olmak üzerde 4 dilimden oluşmakta. Sendikalar, ücretlerin asgari ücrete tekabül eden kısmının vergiden muaf tutulmasını isterken, asgari ücret sonrası ilk vergi basamağı için uygulanacak oranın da yüzde 10'ü düşürülmesi isteniyor.