Güncelleme Tarihi:
Eczacılar Yönetim Zirvesi Danışmanı Biröz Biricik, kendisinin inşaat mühendisi olduğunu ancak baba mesleği olan eczacılığı devam ettirmek için ayrıca eczacılık fakültesini bitirdiğini söyleyerek, “55 yıllık eczanemizi ayakta tutmak için baba mesleğim için eczacılık okudum. Her yıl fakültelerden ortalama 1500 mezun veriliyor. Bunlarda hemen eczane açıyor. Ancak sadece 3 yıl dayanabiliyor. Daha sonra da kapatıyor. Eczacılar ayakta durmak için bitkisel ilaç bile satıp, promosyon vermeye başladı.
Eczanelerin kapanmasındaki en büyük sebepler arasında ilaç fiyatlarındaki düşüşler ve bu düşüşlere bağlı gelir kayıpları, ezcacılık fakültelerinden mezun vermede hızlı artış, rekabet ve işletmecilik ile yönetimin zayıf olması” diye konuştu. Biricik, eczanelerin kapanmaması için yeni çözümler bulmak için kasım ayında Kıbrıs'ta gerçekleşecek olan “1'nci Eczacılık ve Yönetimi Zirvesi” adlı kongrede biraraya geleceklerini söyledi.
ECZACI OLMAK İÇİN İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNİ BIRAKTI
Türkiye'de son bir yıl içerisinde bin eczanenin kapandığı, 4 bin eczanenin de kapanma tehlikesiyle karşı karşıya geldiği belirtildi. Bu iddiayı ortaya atan kişi de Eczacılar Yönetimi Zirvesi Danışmanı Ecz. Biröz Biricik. Biricik, 55 yıllık baba mesleğini sürdürebilmek için
MEZUN AÇTIĞI ECZANEDE EN FAZLA 3 YIL DAYANABİLİYOR
Biricik, eczacılık fakültelerinin her yıl ortalama bin 500 mezun verdiğini söylerken, “Hepsi de eczane açıyor. Farkındaysanız her semtte yanyana eczaneler var. Durum böyle olunca hepsi promosyon yoluna gidiyor. Yasak olmasına rağmen katkı payı almıyorlar. Böylece yanyana eczanelerden biri kapatmak zorunda kalıyor. Son yıllarda ayakta durmak için eczaneler bitkisel ilaçlar da satmaya başladı. Bunun için de ciddi bütçeler ayırıyorlar. Örneğin bir saç dökülmesini engelleyen ürün için vatandaş eczaneye gidiyor. Vatandaş, eczanedeki değil de başka pahalı bir markayı soruyor. Eczane sahibi de “Ben bu ürünü de alayım” diyor. Fakat sonra o ürün de elinde kalıyor. Başka bir örnek vermek gerekirse de promosyon olayı. Eczaneler 2 liralık ilacın yanına, 5 liralık çantayı veriyorlar. Bu da kapanmaların yolunu açıyor” şeklinde konuştu.
FAKÜLTELER AÇILMASIN DEDİK, SAYI DAHA DA ARTTI
2002 öncesine kadar devletten düzenli olarak para alamadıklarını ancak 2002 sonrasında bu sistemin değiştiğini kaydeden Biricik, “Türkiye'de 2011 yılına kadar eczacılık fakültesi sayısı 19 olarak açıklanmıştı. Son 10 yılda eczacılık fakültesi sayıları sürekli artırıldı. Eczacıların kamu ve sanayide yeterli düzeyde istihdam edilmediği herkesin bildiği bir gerçektir. Bu nedenle eczacılık fakültelerinden mezun olan kişilerin tamamı serbest eczacılığa yöneldi. Bugün eczacılık fakülte sayısı 46 oldu” diye konuştu. Biricik, “Kapanmalardaki en büyük sebebin başında ise işletmecilik ve yönetim eksikliği geliyor. Bu derse de fakültelerde fazla ağırlık verilmiyor” dedi.
AYAKTA DURMAK İÇİN KONGREDE BİRARAYA GELECEĞİZ
Eğer böyle giderse 5 yıl sonra Ya da 10 yıl sonra eczacılığın kalmayacağını da vurgulayan Biricik, “Ayakta kalmak için, eczacıların sorunlarını kamuoyuna sunmak için kasım ayında Kıbrıs'ta “Eczacılık Yönetimi Zirvesi” adlı kongre düzenleyeceğiz” diye konuştu.
ORTAK AKILLA ÇÖZÜM YOLU BULUNMALI
Eczacılık mesleğinin birçok meslekten daha zorlu günler geçirdiğini belirten Eczacılık Yönetimi Zirvesi Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, “Pek çok meslektaşımız bu sıkıntılı dönem içinde eski günlerinden çok uzak bir durumda meslek yaşamını sürdürüyor. Hatta bazı eczacılarımız da bu süreçte maalesef işlerine son vermek zorunda kaldılar. Ancak şunu unutmamak gerekir: Bütün bu yaşananlar bizim kabahatimiz değil ve mesleğin bu kadar sıkıntılı bir tablo içine düşmesi de bizi asla küçültmez! Eczacılık, sağlık alanı içinde olmazsa olmaz ve önemi kimse tarafından yadsınamaz bir meslektir ve artık kafa kafaya vererek ortak bir akılla hepimizin çıkarlarını gözetecek çözüm yollarını birlikte aramamızın zamanı çoktan gelmiştir” dedi.
Prof. Dr. Yeşilada, “Pek çok arkadaşımın büyük sıkıntılar içinde mesleklerini sürdürdüklerini biliyorum. Ancak biz bunlara çözümler üretmezsek kimse bizim için bir şey yapmayacak! Sorunlarımızı ancak ve ancak biz çözebiliriz; çünkü kimse bizim sorunlarımızı ve bu doğrultuda yapılması gerekenleri bizden daha iyi bilmiyor” şeklinde konuştu.