Güncelleme Tarihi:
Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesi ardından başlatılan adli soruşturmada, haklarında, ’Olası kastla öldürme’, ’Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’, ’Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 46 sanığın yargılanmasına, 53 günlük ara ardından Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden başlandı. Duruşma öncesi, yargılamanın yapılacağı kültür merkezinin yakınında toplanan Somalı işçilerin aileleri ile onlara destek veren sivil toplum kuruluşları üyeleri, polisin arama noktasından geçip davayı izlemek üzere salona girdi.
BİLİRKİŞİ RAPORU DURUŞMAYA YETİŞMEDİ
Geçen Şubat ayında facianın meydana geldiği ocakta yapılan bilirkişi incelemesinin raporu, tamamlanamadı. İlk olarak heyete 3 ay süre veren mahkeme, ardından süreyi 6 aya çıkartıp Ağustos ayına kadar uzattı. Heyetin raporunun bu süre içerisinde de hazırlanmaması durumunda mahkemenin yeniden bir uzatmaya gidebileceği ifade edildi. Raporun yetiştirilememesinden dolayı duruşmanın bu periyodunun, kısa sürmesinin beklendiği kaydedildi. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı’nın duruşmayı, ek talepler olmaması durumunda bugün bitirebileceği ancak, gerek mağdur aileler, avukatlarının gerekse de sanık ve avukatlarının bu yöndeki konuşmalarının, uzun sürmesi durumunda birkaç gün sürdürüp, erteleyebileceği ifade edildi.
Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 6’ı tutuklu 46 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşması, yoklamayla başladı. Mahkeme dosyasına ulaşan belgelerin okunmasından sonra isteklerin alınmasına geçildi. Mağdur aileler adına söz alan avukat Sercan Aran, geçen şubat ayındaki bilirkişi incelemesinden sonra başlatılan karot sondaj çalışmalarında skandal olduğunu söyledi.
DELİL TORBALARI BOŞ YA DA SU DOLU ÇIKTI
Bilirkişilerin gözetiminde Soma Kömür İşletmeleri ve TKİ görevlilerinin yaptığı korat sondaj çalışmalarında alınan numuneler özel poşet ve sandıklar içerisinde MTA’ya gönderildi. Ancak, sandıkların MTA uzmanlarının kamera kayıtları altında açılmasıyla skandal da ortaya çıktı. MTA uzmanları, Soma kömür İşletmeleri A.Ş ve TKİ yetkileri tarafından alınan numuneleri 16 tutunak hazırlayıp açtı. MTA uzmanlarının tutanaklarından, Soma maden faciasını aydınlatmak üzere, sonuçları bilirkişilere gönderilecek numunelerin konulduğu sondaj poşetlerinin içinin su aldığı, numunelerin ıslandığı, sondaj dışı örneklerin alındığı ve hatta içerisinde numune olmadan boş numune poşetlerinin sandıklara konulduğu tespit edildi.
Bu durumun kabul edilemez olduğunu söyleyen Avukat Sercan Aran, şöyle dedi:
"Bu açıkça suçtur. Sondaj numuneleri özensizce alınmış, sondaj poşetleri korunmamış bir kısmı su almış ve numuneler ıslanmıştır. Sondaj poşetlerine sondaj dışı el ürünü örnekler konulmuş ve deliller değiştirilmiştir. Aynı şekilde numune poşetlerinin içerisinde örnekler yok edilerek deliller yok edilmiştir."
Bu durumu önceki duruşmalarda da gündeme getirdiklerini ifade eden avukat Sercan Aran, şöyle konuştu:
"2016 yılı Şubat ayı duruşma grubunda mahkeme dosyasına giren 15.02.2016 havale tarihli bilirkişiler Halim Bultan, Prof.Dr. Ali İhsan Yiğit ve Prof.Dr. Hülya İnaner imzalı tutanakta sanıklardan Halil Sarı ve Ümit Şahin’in kendilerine numune alımında yardımcı olacaklarına ilişkin kayıt tarafımızca görülmüştü. Aynı şekilde sanıklardan Halil Sarı ve Ümit Şahin’in imzasını taşıyan diğer tutanakta ise sanıkların numune aldıklarına ilişkin tutanak tarafımızca görülmüştü. Bu durumun ceza usulüne aykırı olduğunu, sanıkların dava dosyasının esasını teşkil eden bir kısım numuneleri toplamasının ’delil güvenliğini’ tehlikeye attığını bu durumun tarafımızca kabul edilemez olduğunu sözlü beyanlarla dile getirmiştik. Yine sanık şirketin çalışanları tarafından ve dosya kapsamında sanık olma ihtimali bulunan Türkiye Kömür İşletmeleri yetkilileri tarafından karotlu sondaj yapılmasının delil güvenliğini tehlikeye atmak bir yana yok etme durumu bulunduğundan derhal durdurulması talebinde bulunmuştuk. Ancak mahkeme bunu reddetti. MTA tarafından tutulan tutanaklardan da açıkça anlaşılacağı üzere sondaj numuneleri özensizce alınmış, deliller değiştirilmiş ve karartılmıştır. Bu sebeple karotlu sondaj sonuçlarında çıkacak aleyhe hususların tarafımızca kabulü mümkün değildir. Ayrıca bu durum suç teşkil etmekte olup karotlu sondajları gerçekleştiren Soma A.Ş. ve TKİ yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiği kanaatindeyiz."
Mağdur ailelerin avukatlarından Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı avukat Selçuk Kozağaçlı ise Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin, TKİ’ye sunup onaylattığı planlamarın hiçbirisinin uygulanmadığını söyledi.
Revize planlarının sadece yeni üretim sahası almak için yapıldığını vurgulayan Selçuk Kozağaçlı, şöyle dedi:
"Metanlı sahada üretim yapılacağına yönelik başvuruda bulunulmuş, bunun için yapıcak harcamalar sıralanmış ve yeni alana istenmiş. TKİ bunu üretim alanını vermiş. Ancak ’Metanlı’ denilen sahada hiç üretim yapılmamış. Metan dranajı yapılmayan alanda üretim yapılmış. Planlarda verilen taahütlerini hiçbirisi yerine getirilmemiş. Metana dranaj tesisi kurulacak denilmiş kurulmamış. ’6 milyon TL’ye mal olacak’ denilmiş, 200 bin euro harcanmış. Taahütlerin hiçbirisi yerine getirlemediği için katliam yaşandı."
Geçen 7 Mayıs ve 9 Mayıs tarihlerinde metan dranajlarının sensörlerde görüldüğünü facia günü de aynı biçimde bu durumunun görüldüğünü söyleyen Selçuk Kozağaçlı, "Metanlı bölgelerde tehlikeli şekilde arkada boşluklar bırakılıp çalışıldı. Eğer planlarda yer alan havalandırma bacası yapılsa can kayıplarının büyük bir bölümü olmayacaktı" dedi.
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, mağdur ailelerin avukatlarının taleplerini aldıktan sonra duruşmaya ara verdi.
301 İŞÇİ YAŞAMINI YİTİRDİ
Manisa’nın Soma İlçesi’nde 13 Mayıs 2014’de meydana gelen maden kazasında, 301 madenci yaşamını yitirdi. Faciadan sonra başlatılan adli süreçte, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik’in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Facianın yıldönümüne 2 ay kala 2 Mart 2015 tarihinde iddianame Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede, tutuklu 8 kişi için, ’olası kastla öldürme’ suçundan 301 kez 20-25 yıl, ’neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçundan 162 kez 2-6 yıl hapis cezası istedi. Tutuksuz 38 zanlı için de, ’Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan 2-15 yıl hapisle cezalandırılmaları istendi. Ancak bu kişilerden, 25’inin cezalarının, kusur durumundan dolayı 3’te 1 oranında artırılması istendi. Geçen 25 Aralık’taki duruşmada da tutuklu sanıklardan maden mühendisleri Hilmi Kazık ve Yasin Kurnaz, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.