Güncelleme Tarihi:
Madende keşif yapamayan bilirkişi heyeti, raporunu hazırlamak için 60 gün ek süre istedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, madene olumlu rapor veren müfettiş ve denetçilerin soruşturulması için gereken izni de halen vermedi. Soruşturma kapsamında mağdur, tanık ve müştekilerin ifadeleri tamamlanırken, davanın bilirkişi raporunun gelmesinin ardından Ekim-Kasım ayında açılması bekleniyor.
KEŞİF YAPILAMIYOR
Facianın meydana geldiği madenin 2 girişi içerdeki yanmanın devam etmesi nedeniyle duvarla kapatıldı. İçeriye giren oksijenin yangını körüklediği gerekçesiyle girişlere duvar örülürken, ölçüm yapılması için de delikler oluşturuldu. Bu deliklerde yapılan ölçümlerde madendeki yanmanın kısmi devam ettiği, karbonmonoksit oranın yüksek olduğu ve madenin içine inmenin hayati risk teşkil ettiği belirlendi. Ön raporunu hazırlayan bilirkişi heyeti, yapılan risk analizi ve madende yanmanın devam etmesi nedeniyle yangının meydana geldiği alanlara inip inceleme yapamadı. Ana raporlarını 20 günde tamamlaması beklenen bilirkişi heyeti, madendeki yangının devam etmesi ve yüksek risk nedeniyle ocağa inemeyince raporlarını tamamlamak için 60 gün ek süre istedi. Bilirkişi heyetinin, “Yangının devam etmesi nedeniyle madende keşif yapılamadığı, ısı oranın yüksek olduğu, karbonmonoksik oranının hayati tehlike oluşturduğu, madende yeniden detaylı incelemenin yapılmasının şuan mümkün olmadığı” denilerek ek süre istediği öğrenildi. Ek süre alan heyetin ana raporlarını 2 ay içinde tamamlanması bekleniyor. Soruşturmanın ana delilini oluşturacak olan raporun tamamlanmasının ardından davanın da Ekim-Kasım ayında açılması bekleniyor.
SORUŞTURMA İZNİ YOK
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcılığı, madende son olarak teftişte bulunan, olumlu rapor veren ve denetleyen “müfettiş ve denetleyiciler” için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan soruşturma izni istemişti. Ancak her iki bakanlığın da müfettiş ve denetleyiciler için şu ana kadar soruşturma için izin vermediği öğrenildi. Ölen ve mağdur olan madencilerin ailelerine hukuki hizmet veren Manisa Barosu’nun ise 23 Haziran Pazartesi günü 137 aile adına dava açması bekleniyor.
Ön bilirkişi raporu
DAHA önce hazırlanan ön bilirkişi raporunda, facianın göz göre göre geldiğine dikkat çekilerek, şöyle denilmişti: “Kömürün kendiliğinden yanmasını belirleyen karbonmonoksit gazı tarafımızda iletilen veriler üzerinde yapılan 2014 yılı Mart ayında kazanın meydana geldiği 13 Mayıs tarihine kadar incelemelerde, özellikle S panosu, S-3 klasik ayak hava çıkışında bulunan sensörde (470 numaralı sensör) madenlerde izin verilen azami konsantrasyon olan 50 ppm’nin üzerinde çok sayıda ölçüm kaydı olduğu tespit edilmiştir. Bu sensörde yer yer farklı aralıklarla 500 ppm üzerinde değerler de tespit edilmiştir (Ölçüm cihazı maksimum 500 ppm göstermektedir). 8 Mayıs 2014 ile 13 Mayıs 2014 tarihleri arasında da görülmektedir. Benzer durumlar yüksek karbonmonoksit konsatrasyonları aynı tarih aralıklarında S panosu, S-2 yarı mekanize hava çıkış sensörü (536 numaralı sensör), ana yol 140 ayak hava çıkış sensöründe de (415 numaralı sensör) tespit edilmiştir. Maden işletmelerinde iş sağlığı ve güvenliği yönetmenliğine göre yüzde 19 oksijen değeri altında maksimum yüzde 0.5 karbondioksit ve maksimum 50 ppm üzerinde karbonmonoksit bulunan ortamlarda çalışılamaz. Teknik nezaretçiler, yukarıda açıklanan konulardaki gözlemlerini minimum 15 günde bir onaylı teknik nezaretçi defterine kaydetmek zorundadırlar. Ancak yapılan incelemelerde bu değerlerin çoğunun işlenmediği görülmektedir. Tüm bu tespitler göz önüne alındığında teknik nezaretçi, işletme müdürü, saha sahibi, iş güvenliği başmühendisi söz konusu şirketin yönetim kurulu başkanı, vardiya amirlerinin kusurlu olduğunu düşünmekteyiz.”