Güncelleme Tarihi:
Bandırma'da işadamı Tuna Şahin'in girişimleri ile başlatılan doğal mantar yetiştiriciliği ilk meyvelerini vermeye başladı. Şahin'e ait Aksakal Mahallesi'nde bulunan 13 odalı soğuk hava deposu bir dizi işlem sonucunda mantarhaneye dönüştürüldü. Bir yıllık bir ARGE sürecinin ardından ilk mantar ekimi gerçekleştirilerek geçtiğimiz günlerde hasat yapılmaya başlandı. İlk olarak 26 ton hasat planlanırken, mantarhane işletmecisi Tuna Şahin soğuk hava deposundan mantarhaneye dönüşümün hikayesini İHA'ya anlattı.
YILIN 365 GÜNÜ ÜRETİM, GÜNDE BİR TON HASAT
İşadamı Şahin, "Bir yıldır ARGE çalışmalarımız devam etmekteydi. Mantar yetiştiriciliği benim hobim. Kendime ait olan soğuk hava deposunu fazla verim alamadığımdan dolayı mantarhane olarak kullanmaya başladım. Bir yıllık bir araştırma neticesinde 150 metrekare genişliğinde ve 7,5 metre yüksekliğinde 13 mantar yetiştirme odamız bulunuyor. İlk odamızı deneme üretiminde kullanıyoruz.
Buradaki kapasitemiz 52 ton ama biz ilk etapta bir tır 26 ton aldığı için 26 ton olarak yetiştirdik. Bu bizim için bir deneme oldu ve süper bir başarı elde ettik. Türkiye genelindeki mantarhanelerde yüzde 25 ile 30 arası verim elde ediliyor. Bizim şu anki verimimiz yüzde 33 civarında. Yani Türkiye genellemesinin üzerine çıkmış durumdayız. Üretim sorumluluğumuzu bünyemizde bulunan genç bir ziraat mühendisi arkadaşımız yapıyor. Sistem uzaktan izlenebilirlik üzerine kuruldu. Isı sistemleri ve kuvvetli fanlar mevcut. Kesinlikle 26-27 derecenin üzerine sıcaklık çıkmıyor.
Bu sistem uzaktan hem yetkililerimiz hem de benim tarafımdan 7 gün 24 saat takip ediliyor ve müdahale edilebiliyor. Bir sonraki ekimimizde odanın tam kapasitesini yani 52 ton kompostu dolduracağız. Ondan sonraki aşamalarda da diğer 13 odamızı dolduracağız. Yılın 365 günü üretimimiz olacak. Günde bir ton hasat etme hedefimiz var. İyi tarım uygulamaları ile ilgili de belgelerimizi son aşamasına getirdik" dedi.
DEMİRCİ: "MANTAR MİSALLERİ 26 DERECE VE ÜZERİ SICAKLIKTA ÖLÜYOR"
Tesisin Ziraat Mühendisi Sibel Demirci ise doğal mantar yetiştiriciliğini ve tesisin bu aşamaya gelişini anlattı. Demirci, "Tesisimize başladığımızda öncelikle 26 ton kompostumuz vardı, ekilmiş şekilde geldiler. 15 ile 18 gün arasında değişen bir kuluçka döneminde kaldı mantarlar. Bu süre zarfından sıcaklık değerlerini kontrol ettik. Sıcaklıklar çok aşırı yükseldiği zaman havalandırma sayesinde bunu düşürmeye çalıştık.
Sıcaklığımızı genelde 18-20 derece arasında tuttuk. Fakat 25-26 dereceye çıktığı zamanlar oldu. 26 derece ve üzerinde mantarlar öldüğü için sıcaklığı düşürmeye dikkat ettik. Misal adını verdiğimiz mantar tohumlarımız 18 günlük kuluçka döneminden sonra üst kısımları beyazlaşmaya başladı. Daha sonra torf dediğimiz örtü toprağı örterek sulama ve dezenfekte işlemlerini yaptık.
Sineklerden arındırmak için ve hastalıklara karşı kalıntı bırakmayacak derecede gerekli ilaçları kullandık. Misallerimiz örtü toprağına sardıktan sonra misallerin birleşik çıkmaması için yani mantarlarımızın ayrı ayrı ve daha çok sayıda çıkması için tırmıklama işlemini yaptık. Daha sonra havalandırma işlemleri ile mantarlarımızın büyümesini sağladık. Temiz hava basarak sıcaklığı 16 dereceye kadar düşürdük. Böylece mantarlarımız bu hale geldi" dedi.
B VE C VİTAMİNİ DEPOSU, ŞEKER HASTALARININ DOSTU
Yemesi çok lezzetli olan mantarın faydaları saymakla bitmiyor. Mantarın, insan sağlığını koruyucu B kompleks vitaminleri ve C vitamini yönünden zengin bir besin maddesi olduğu biliniyor. Yüksek oranda folik asit ihtiva eden mantarın, anemi olgularının iyileştirilmesinde de kullanıldığını belirten uzmanlar, Mantar proteininin hazmolabilme değerinin, yüzde 72- 83 arasında olduğunu ve bu proteinin, insanın beslenmesi için gerekli olan hemen hemen bütün aminoasitleri içerdiğini belirtiyor. Mantar, özellikle bu yönüyle diğer sebze türleri arasında en yüksek besin değerine sahip. Mantar kalsiyum, fosfor, potasyum, demir ve bakır yönünden azımsanmayacak ölçülerde mineral içerirken düşük karbonhidrat ve yağ oranı nedeniyle kalp ve damar hastalıklarında, kandaki şeker düzeyini düşürme özelliği nedeniyle de şeker hastalıklarında diyet öğesi olarak öneriliyor.