“Sivil toplumda katılım devrimi yaşanıyor”

TÜSEV'in düzenlediği Sivil Toplumda Yeni Yaklaşımlar Konferansı’nda sivil toplumun bugünü ve geleceği masaya yatırıldı. Gelecek 10 yılda sosyal medyanın bir örgütlenme aracı haline geleceği ve iklim değişikliği, göç, sosyal ve ekonomik adaletsizliklerin ortadan kaldırılması gibi konularda hak temelli çalışmalar yürüten STK’ların sayısının artması öngörülüyor.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Mısır’ın önde gelen insan hakları savunucusu sosyolog Prof. Saad Eddin İbrahim, eskiden sadece elit sınıfların siyasetle ilgilendiğini belirterek, “Ortadoğu Baharı yaşayan tüm halklar politikayla ilgileniyor, bu da gelecekle ilgili bize ipucu veriyor. Sivil toplumun yapacakları bizler için çok önemli” dedi. Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenen Sivil Toplumda Yeni Yaklaşımlar Konferansı’nın birinci gününde sivil toplumun aktörleri bir araya geldi.

Aralarında CIVICUS’un CEO’su Danny Sriskandarjah, Filantropi Uzmanı Dr. Barbara İbrahim ve KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır’ın da olduğu katılımcılar örgütlü sivil toplum hareketlerine olan ihtiyacı değerlendirdi.

Katılım devrimi yaşıyoruz
CIVICUS’un CEO’su Dr. Danny Sriskandarjah içinde bulunduğumuz dönemi bir ‘katılım devrimi’ olarak niteledi. Dünyada STK’ların bir çıkmazda olduğunu söyleyen Sriskandarjah, “Gençler tutkulu, kızgın ve kimseye güvenmiyorlar. Bizim asıl zorluğumuz ise sokaktaki öfkeyle kanun yapıcılar arasındaki köprüyü oluşturmaktan geçiyor. Örgütlü sivil toplum kuruluşlarında değişiklikler olacak. Eskisi gibi elimizde bağış yok deme lükse sahip değiliz” dedi.
Aktivist gençlerin politikaya aktif katılımını teşvik eden İbn Haldun Merkezi Kurucusu Prof. Saad Eddin İbrahim, konuşmasında Batılı gözlemcilerin eskiden Müslümanların demokrasiye karşı direndiğine inandığını ancak bu algının Müslüman toplumların teker teker demokratik rejime geçmesiyle birlikte bu algının değiştiğini ifade etti.

TÜSEV 20 yaşına bastı
TÜSEV Başkanı Prof. Üstün Ergüder ise 20 yıl önce toplumsal değişime katkı sunmanın heyecanıyla sivil toplumun faaliyet gösterdiği yasal ve mali ortamın iyileştirilmesi için yola çıktıklarını aktardı. Bugüne kadar birçok önemli uluslararası çalışmaya imza attıklarını vurgulayan Prof. Ergüder, “ 2013 yılının TÜSEV için farklı bir anlamı var. Bu sene, 20. yılımızı kutluyoruz. Biz de TÜSEV olarak geçtiğimiz 20 yılda oldukça büyüyen ve önemli bir değişime uğrayan sivil toplumun geçmiş analizini yapmak yerine geleceğe bakmak, bizi bekleyen eğilimleri hep beraber tartışabileceğimiz bir platform yaratmak istedik. Konferansın, 2 yılda bir farklı temalarla gelenekselleşmesini ve sivil toplumun ilgiyle takip ettiği bir etkinliğe dönüşmesini temenni ediyoruz” dedi. Ergüder, iki gün sürecek olan konferansta, sivil topluma dair önümüzdeki 10 yılda karşılaşabilecek eğilimleri teori, model ve araç olarak ayrı ayrı inceleme fırsatını yakalayacaklarını sözlerine ekledi.

Örgütlenme kavramı negatif algılanıyor
Konferansta konuşan KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Türkiye’de derneklerin hak arama temelli değil, dayanışma temelli olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’deki 95 bin derneğin 16 bini spor alanında çalışma yürüten, 16 bini dini temelli çalışan, 15 bin yardımlaşma, 11 bin kalkınma derneği, 9 bin 500’i ise mesleki dayanışma temelli kuruluş. Bu topraklarda 1000 yıldır hiçbir hak temelli hareket yok ki başarı hikâyesi üretmiş olsun. Hak temelli her girişim anarşistlik, teröristlik gibi algılanmış ve sonu kıyım olmuştur. Toplumsal bellekte örgüt kavramının bu kadar negatif tını içerdiği toplum çok azdır” dedi.

Heyecanlı bir sivil toplum istiyoruz
John D. Gerthard Center Kurucu Başkanı, filantropi uzmanı Dr. Barbara İbrahim de son dönemde Ortadoğu bölgesinde yaşanan gelişmelerin bir geçiş sürecinin başlangıcı olduğunu belirtti. “Tarihte öyle anlar geliyor ki bir pencere açılıyor ve her şey tartışılır hale geliyor. Orta Doğu’da da her toplum bunu farklı şekilde yaşıyor. 25 Ocak’ta Mısır’da yaşananlar yılların birikiminin sonucuydu” diye konuştu. Bir geçiş dönemi yaşandığına dikkat çeken İbrahim, şöyle devam etti: “Artık eskisi gibi hibe odaklı değil tutkulu bir sivil toplum istiyoruz. Her zaman meslek kuruluşları olacak ama dünyayı değiştirecek olan kişiler sizin değerlerinizi paylaşacak kişilerdir.”