Şişlili Birgül’ün marka zaferi
Güncelleme Tarihi:
Kadın giyiminde yıllarca küresel markalara fason üretim yapan Birgül Ergün, büyük emek verdiği ilk markası Garize’yi sattıktan sonra, yeniden cesaretlendi ve bu kez Chamay’ı kurdu. Çok yakında Berlin’de ilk mağazasını açacak. Hedef, bu yıl sonuna kadar yurtiçinde de 12 mağaza açmak.
TÜRKİYE’nin öyle kadın girişimcileri var ki özellikle moda sektöründe küresel markaların korkulu rüyası olmaya başladılar. İşte bunlardan biri de kadın
giyim markası Chamay’ın kurucusu Birgül Ergün. 1988’den 2000 yılına kadar küresel markalara kadın giyim üretip ihracat yapan Birgül Ergün, 2000 yılında kurduğu ve 40 milyon liranın üzerinde ciro yapar hale getirdiği Garize için girdiği ortaklıktan umduğunu bulamadı. 2006’da bu markayı bıraktı ve yeniden marka yolculuğuna çıktı. Bu defa Chamay’ı kuran Ergün, çok yakında Berlin’de mağaza açıyor. Hedef yeni ortağı ile bu yıl yurt içinde 12 mağaza daha açmak. Birgül Ergün şöyle anlatıyor öyküsünü:
ŞİŞLİLİ BİRGÜL
“Biz üç kuşaktır Şişliliyiz. Bir dedem Selanik’ten, bir tanesi de Kastamonu Taşköprü’den. Annem babam Kağıthane doğumlu. Rahmetli babam iyi bir tüccardı. Ayrıca gayrimenkul işiyle de uğraşırdı. Ben evin en büyük çocuğu ama tek kızıyım. Sülalede tek kız olmanın avantajını yaşadım. Rüştü Uzel Kız Meslek Lisesi’ni bitirdim. Sonra Almanya’da Müler Akademi’de kalıp eğitimi aldım. Annem de hazır giyim öğretmeniydi. Babam 1988’de Şişli’de bana küçük bir atölye kurdu. Yıllarca Houte Couture (kişiye özel tasarım-ısmarlama) olarak çalıştık. Annem emekli olunca da, markalara fason üretimlere başladık. Dış ticaret şirketleri kanalıyla ihracatlar yaptık. 2000 yılana geldiğimizde 70 civarında çalışanımızla haftada 3-4 TIR yükleyebiliyorduk.
KENDİ MARKAM OLMALI
2000 yılına geldiğimizde işlerimiz çok iyiydi ve çok iyi de kazanıyorduk ama ben çok yorulmuştum. Sinir uçlarım iltihaplanmıştı ve artık sağlığım alarm veriyordu. Rahmetli babam, ‘kızım bir at 40 yıl koşmaz, yeteri kadar kazandın bırak artık’ dedi. Ben de bırakıp ABD’ye gittim. Orada hem dinleneyim, gezeyim hem de belki ‘daha sakin ne yapabiliriz’ ona bakmak istedim. 32 yaşındaydım ve ABD’ye gidince bana yeniden bir enerji geldi. Babama, ‘ben kendi markamı kuruyorum’ dedim. O karşı çıksa da yeniden başladım. Markam, Garize oldu. Ekibi de oluşturdum. İTKİB’e de müracaat ettim onlar da çok destek oldular. Marka olarak iyi yol aldık. Fuarlar takvimine baktım ve dünya genelinde stant açmaya başladım. Las Vegas, New York, Londra, Paris, Hong Kong derken çok yüksek siparişlerle döndüm. Artık eskisi gibi konteyner değil koli dolduruyorduk ama çok daha yüksek katma değerli ürün satıyorduk. Multi kültürel tasarımlarımızla Garize çok hızlı büyüdü.
Garize dikkati çekiyordu ve büyük bir yerli gruptan ‘bize üretim yap’ teklifi geldi. Ben, fason üretmediğimizi anlattım ve kabul etmedim. Bunun üzerine tekrar görüşmek istediler. Markaya ortak olmak istediler. 2003 Eylül ayında Garize’nin yüzde 50’sini sattım. Bu ortaklıkla markanın iş hacmi çok daha hızlı büyüdü. Ciroda 45 milyon liraya kadar çıktık. 2006’da tamamını benden almayı teklif ettiler. Ben de ‘verdiğiniz parayı veririm markamı geri alırım’ dedim. Kabul etmediler ve anlaşamadık. Kayyum atandı, araya dostlar girdi ve yüzde 40’ını daha sattım. Yüzde 10’u kaldı. Markanın kurucusu olarak sonraki süreçten hoşlanmadım. Yüzde 10’u da alın ‘ben artık yokum’ dedim ve Garize benim için tamamen bitti.
CHAMAY İLE YENİDEN
Yeniden kendim için bir marka daha (Chamay) tasarladım ve bir kez daha yola çıktım. Chamay’ı 2006 Mart ayında kurdum. Türkçe’de öncü, köklerine bağlı demek. Tüm müşterilerimi aradım ve tek başıma Chamay olarak yola devam ettiğimi ilan ettim. Çok heyecanlıydım ve ilk mağazamı o dönemde yeni açılan Nişantaşı City’s’de açmak istedim. Ancak, umduğum gibi olmadı ve o mağaza için 1 milyon Euro harcadıktan sonra pes ettim. Bir kez daha güç kaybetmiş olarak 2010’da yeni stratejimle yola koyuldum. Şu anda yurt içinde 160 noktada, yurt dışında 200’den fazla noktada Chamay satılıyor. İki yıl kadar önce Orya Grup ile ortaklık kurduk. Gayet iyi gidiyor. Berlin’de Kudam Caddesi’nde çok yakında mağaza açıyoruz. Yurt içinde de bu yılsonuna kadar 12 mağaza olacağız. Markamızın cirosu yaklaşık 10 milyon lira. 63 kişilik istihdamımız var. Orya çok güçlü bir sermayeye sahip ve benim de böyle bir desteğe ihtiyacım vardı. Şirket ortaklığımızın 5’inci yılında markanın da yüzde 50’si onların olacak.”
Açık, kapalı filtreli hepsi var
BİRGÜL Ergün, müşteri kitlesi hakkında çok ilginç şeyler söylüyor. Ergün, “Çok ünlü sanatçılar, İstanbul sosyetesinin önemli isimleri müşterilerimiz arasında. Ancak aynı zamanda muhafazakar ailelerin büyük bölümünün kapalı hanımları da bizi tercih ediyor. Kapalı derken bu konunun sadece Müslüman muhafazakarlar için önemli olduğunu düşünmeyin. Örneğin, New York’un Musevi ailelerinin kadınları, ya da hangi din ve milletten olursa olsun önemli ailelerin çoğu ‘filtrelidir’ yani öyle çok kısa, çok dekolte istemezler. Biz multikültürel tasarımlarla hepsine uygun dikebiliyoruz” diyor.