Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2011 00:00
Türkiye’nin büyümesinin 2012’de yavaşlamasını, ‘sisli havada dengeli yol alma’ şeklinde değerlendiren Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, “2012’de, Koç Holding tarihinde en yüksek seviyede yatırım harcaması gerçekleştirecek. Şirketlerimizin kombine 2012 yatırım bütçelerinin toplamı 6.5 milyar lira civarında planlandı” dedi.
KOÇ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, 2012’nin, Koç Holding’in tarihinde en yüksek seviyede yatırım harcaması gerçekleştirecekleri yıl olacağını belirterek, “Şirketlerimizin kombine 2012 yatırım bütçelerinin toplamı 6.5 milyar lira civarında planlandı. Bu planın içinde en büyük pay, Tüpraş’ın Fuel-Oil Dönüşüm Projesine ait. Önümüzdeki yıllarda devreye girecek yeni araç projeleri devam eden Ford Otosan, Tüpraş’tan sonra en yüksek yatırım bütçesine sahip şirketimiz. Arçelik, Tofaş, Otokoç ve Yapı Kerdi Bankası ise, en yüksek tutarda yatırım harcaması planlayan diğer şirketlerimizdir” dedi.
Satın alma dahil değil
Koç rekor yatırım planının detayları ile ilgili şunları anlattı: “Bu bahsettiğim yatırımlara elektrik üretimi ve beyaz eşya alanlarında olası şirket alımları veya üzerinde çalışmakta olduğumuz özelleştirme projeleri dahil değildir. Ülkemizde, Avrupa’da veya global ekonomideki olumsuz bir gelişme, bizim neticelerimizi de kuşkusuz belli ölçüde etkileyecektir. Ancak güçlü portföy yapımız, finansal durumumuz ve uyguladığımız risk yönetimi tedbirleri sayesinde bu etkilerin asgari seviyede kalacağını, Topluluğumuzun bu dönemden güçlenerek çıkacağını düşünüyorum.”
Hızlanıp avantaj sağlayacak
Herhangi bir sanayi yatırımının geri dönüş süresinin en az 4-5 yıl olduğunu kaydeden Koç, şöyle konuştu: “Bu nedenle kısa vadeye yönelik belirsizlik ve endişeler nedeni ile stratejik yatırım projelerini duraklatmak doğru değil. Yeter ki gerekli finansal kaynağı yaratma kabiliyetiniz bulunsun. Biz, şirketlerimizin kârlılıklarını korumalarını hedefliyoruz, faaliyetlerinden kaynak yaratmada önemli bir sıkıntı yaşamalarını beklemiyoruz. Güçlü bilanço yapılarımız dolayısıyla
kredi temininde de piyasalarda çok olağan dışı gelişmeler yaşanması dışında, bir zorlanma öngörmüyoruz. Dolayısıyla güçlü finansal yapımız sayesinde bu dönemde stratejik yatırımlarımıza hız vererek, kendimize avantaj sağlamayı hedefliyoruz.”
Virajda dengeli gitmek
2012’de Türkiye’de ekonomik aktivitenin bir miktar yavaşlayacağı tahminlerine kendisinin de katıldığını ifade eden Koç, şunları söyledi: “Ancak, bu durumu sisli havada, virajlı bir yolda çok hızlı giden bir arabanın hızını azaltarak dengesini sağlaması ve yoluna daha güvenli bir şekilde devam etmesi olarak yorumlamanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Dünya ekonomisinde bu kadar çok sorun varken, Türkiye’nin tüm bunlara hiç dikkat etmeden ve bunlardan etkilenmeden çok yüksek bir hızda büyümeye devam etmesi ne mümkün, ne de doğru. Son iki yılda hızla yükselen cari işlemler açığımız ve bununla birlikte özel sektörün giderek artan dış borcu, 2010 ve 2011’de tadını çıkartmakta olduğumuz hızlı büyümenin sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri yaratıyor. Bu çerçevede değerlendirdiğimde, 2012’de Türkiye ekonomisinde beklenen yavaşlamanın, finansal piyasalardaki istikrarın sağlamlaştırılması ve ekonomik büyümenin daha istikrarlı bir seyre kavuşması anlamında iyi bir dengeleyici unsur olacağını düşünüyorum.”
Ani frenle yoldan çıkma
Ekonomide beklenen yumuşak inişin, sert bir yavaşlamaya ya da ekonomide daralmaya dönüşmesinin engellenmesi üzerinde durulması gereken en önemli konu olduğunu belirten Koç, şunları söyledi: “Bu nedenle, tüketicilerin ve yatırımcıların frene çok ani bir şekilde tek seferinde basmalarındansa ki, böyle yapınca arabanın kayıp yoldan çıkması çok muhtemel, ileri sürüş tekniği derslerinde anlatıldığı gibi frene daha yumuşak ama sık aralıklarla basıp güvenli bir şekilde arabayı yavaşlatmak daha doğru bir yöntem olarak gözüküyor. Elbette Hükümetin ve
Merkez Bankası’nın da politikalarıyla bu sürece gerekli desteği vermesi ve ekonomide yumuşak inişin sağlanmasına katkıda bulunması gerekiyor.”
İlk yarı zor geçer ikinci yarı toparlanır
MUSTAFA Koç, 2012 yılına ilişkin beklentilerini şöyle aktardı: “İlk yarıda Avrupa’daki borç krizinin çözümüne ilişkin ilerleme sağlanması durumunda, finansal piyasalardaki risk iştahının toparlanmaya başlayacağını tahmin ediyorum. İlk yarı zorlu olacak gibi gözükürken, baz aldığımız nispeten olumlu Avrupa senaryosunun gerçekleşmesi durumunda, işlerin yılın ikinci yarısında yavaş yavaş normale dönmeye başlayacağı gözüküyor.”
Büyümeyi yüzde 3.5-4 bekliyoruz
Türkiye ekonomisinin yüzde 3.5-4 civarında büyümesini beklediklerini belirten Mustafa Koç, “2012 yılının ilk yarısında tüketicilerin de şirketler kesiminin de finansal dengelerini sıkı denetimden geçirip, risklerini çok iyi bir şekilde yönetmeleri gerekiyor. Ancak riski kontrol altında tutarken, çıkabilecek fırsatların da değerlendirilmesi şart. Kriz ortamlarında belirsizlikler artarken, hayatta karşınıza ancak bir kez çıkabilecek fırsatlarla da karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu anlamda, 2012’de tüketicilerin de yatırımcıların da temkinli bir şekilde faaliyetlerini sürdürmeye devam etmesi ve aynı esnada da fırsatları gözlemesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Yatırımlar azalabilir keskin dönüş olmaz
TÜRKİYE’de son 2 yıldır yatırımlarda çok hızlı bir büyüme gerçekleştiğini vurgulayan Mustafa Koç, “Özel sektörün yatırımları 2010’da yüzde 33.5 büyürken, 2011’in ilk 9 aylık döneminde yüzde 30 arttı. Önemli bir kısmı, yeni yatırımlardan oluşuyor. Artık hemen herkesin bildiği gibi, Türkiye’nin, bu yüksek yatırım iştahına karşın bunu finanse edecek miktarda iç tasarrufu yok. Bu nedenle, global piyasalarda risk iştahının düşük olmasını beklediğimiz 2012 yılında, şirketlerimizin yatırımlarının finansmanında dış kaynağa erişim konusunda, son iki yıldaki kadar rahat olmayacaklar. Dünya ekonomisindeki belirsizlikler ve büyüme oranlarına ilişkin olumsuz beklentiler de yatırım iştahını sınırlıyor. Bunlara rağmen, yatırımlarda ‘keskin bir dönüş’ olmasını beklemiyorum.”
Borçlanma ve açık pozisyon seviyelerine limit getirdik
MUSTAFA Koç, krizde izledikleri stratejiyi ve diğer şirketlere önerilerini şöyle sıraladı:
Biz Koç Topluluğu şirketleri olarak, 2008 yılının başından bu yana tüm şirketlerimizde borçlanma ve açık pozisyon seviyelerine limit getirdik.
Ayrıca likidite, faiz, kur, emtia fiyat ve kredi risklerimizi de yakından takip ediyor ve spekülatif riskler almamaya dikkat ediyoruz.
Bu finansal risklerin yanı sıra portföyün coğrafi risklere karşı çeşitlendirilmesinin gerekli olduğuna inanıyoruz.
Avrupa’daki krizin büyümesine karşı bilanço ve aktif kalitesi güçlü tutulmalı, verimlilik ve tasarrufla, sağlıklı kârlılık oluşturulmalı, satış dağılımı çeşitlendirilmeli.
Dışa açılmada Arçelik iyi bir örnek
MUSTAFA Koç, son yıllarda artış gösteren Türk şirketlerinin yurt dışına açılma stratejileri ile ilgili şunları özetledi: “Şirketlerimizin yurt dışı fırsatlarını yakından takip etmelerini çok olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Arçelik’in çok iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum. Bugün sadece Türkiye’de değil, Romanya, Rusya, Çin ve Güney Afrika’da üretim merkezlerimiz var. 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Birçok ülkede sektörde lider konumdaki ilk üç oyuncudan biriyiz. Beko markası, 13 Batı Avrupa ülkesi toplamında ilk 5 markadan biri.”
Kızılay’a mobil kan bağışı otobüsü verdi
KOÇ Topluluğu’nun iki yıldır sürdürdüğü “Ülkem İçin Kan Veriyorum” kampanyası kapsamında Otokar tarafından Türk Kızılayı için hazırlanan mobil kan bağışı otobüsü Türk Kızılayı’na teslim edildi. Koç Holding CEO’su Turgay Durak, 81 ildeki farklı noktalarda 2 bine yakın kan bağışı kampanyası düzenlendiğini belirtti.