Güncelleme Tarihi:
Dünyanın en büyük ilk 10 insan kaynakları ve yönetici araştırma şirketleri arasında yer alan Stanton Chase International’ın İstanbul’da gerçekleştirilen 46. Küresel Ortaklar Toplantısı bünyesinde "Stratejik İşe Alım: Şirket Strateji ve Hedefleri Doğrultusunda Yönetim Kurulu ve C-Suite Oluşturma” konulu bir panel düzenlendi.
Panelde kurumsal şirketlerin, C-seviye yönetici ve profesyonel yönetim kurulu üyelerinin seçme ve işe alım stratejilerinin, şirketin kurumsal stratejileri ile sürekli uyum içerisinde olmasının gerekliliğinin altı çizildi.
Moderatörlüğünü Emerging Markets Leadership Center Kurucusu ve Direktörü Dr. Tommy Weir’in yaptığı panele; TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tayfun Bayazıt, Intel Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölgesel Direktörü Ayşegul İldeniz, Boeing Orta Doğu Başkanı Jeff Johnson ve Stanton Chase International Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Stanton Chase Türkiye Yönetici Ortağı Çağrı Alkaya katıldı.
Küresel standartları uygulayanlar büyüyecek
Panelde konuşan Tayfun Bayazıt, 2001 yılındaki krizden bu yana ülkemizde uygulanan kurumsal yönetişim standartları ve bankacılık sektöründeki regülasyonların, Türkiye ekonomisi olumlu katkıları olduğunu söyledi. Bayazıt, bu süreci takip eden dönemde yenilenen ve yürürlüğe giren SPK mevzuatının da ülkemizde benimsendiğini belirterek “Kurumsal yönetişim ilkelerini uygulamayan şirketlerin borsaya kote olma, halka arz gibi süreçlerle, ekonomik büyüme ve gelişme adımları atması artık neredeyse imkansız. Raporlama, şeffaflık, yönetim kurulu ve yönetici performansı, ölçümleme, kurumsal sosyal sorumluluk gibi konularda küresel standartlar getiren bu ilkelerin, ülkemizde faaliyet gösteren şirketler tarafından benimsenmesi, küresel rekabet ve büyüme için çok önemli” dedi.
Bağımsız üyeler, farklı bir perspektif yaratıyor
Stanton Chase Türkiye Yönetici Ortağı Çağrı Alkaya ise SPK kanunu ve getirdikleri hakkında şunları söyledi: “SPK’nın getirdiği yönetim standartları ve ortaya koyduğu ‘bağımsız yönetim kurulu üyesi’ kavramı, şirketleri için yeni bir kapı açtı. Daha önce halka açık şirketlerde gereksinim duyduğu düşünülen profesyonel yönetim kurulu üyelerine, artık özel ve halka açık olmayan şirketler de ihtiyaç duyuyor ve bu yönde arayışa giriyor. Profesyonel yönetim kurulu üyeleri, deneyimleriyle, şirketlere en üst seviyede değer katıyor, edindikleri sektör, ürün, piyasa ve ülke deneyimlerini paylaşıyor. İnovasyon, risk yönetimi gibi konularda yeni perspektifler getiriyor. Bu da, şirketlerin büyümesine katkı sağladığı gibi, konumları itibariyle yönetim kurulu ile icra kurulu arasındaki bağların güçlenmesini sağlıyor.”